Dünya

Birleşmiş Milletler'den Irak uyarısı

Birleşmiş Milletler, Irak'taki çatışma ortamının tüm bölgeye sıçrayabileceği uyarısında bulundu. BM Genel Sekreteri Ban ki Moon, Şii Başbakan Maliki'yi Sünnilerle diyalog kurmaya çağırdı.

18 Haziran 2014 00:47


Gözler Irak'ta IŞİD'in ilerleyişine çevrilmişken, Birleşmiş Milletler Irak'taki çatışmaların tüm bölgeye yayılması ihtimaline karşı uyarıda bulundu. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon da Irak Başbakanı Nuri El Maliki'ye ülkedeki Sünnilerle diyalog kurması çağrısı yaptı. Ban, bölgedeki ülkelerin ve uluslararası toplumun desteğiyle Irak yönetimini barış ve istikrarın yeniden tesisinde desteklemeyi umduğunu söyledi.

Örgüt, Cenevre'de bölgedeki insan hakları durumuna ilişkin de bir rapor açıkladı. Raporda, İslamcı IŞİD'in Kuzey Irak ve Suriye'de sivillere karşı suçlar işlediğine yer verildi. Raporun hazırlanmasında emeği geçen uzmanlardan hukukçu Vitit Muntarbhorn, "Büyük olasılıkla bölgesel bir savaşın eşiğindeyiz, bundan dolayı çok kaygılıyız" dedi.

'Devletler çöktü'

Dünya Irak'ta Musul başta olmak üzere pek çok kenti ele geçiren IŞİD'in hızlı ilerleyişi karşısında şaşkınlığını sürdürürken, çeşitli terör örgütlerinin İslam ülkelerinde kanlı eylemlerle gündeme gelmesi istikrar, güvenlik, sosyal barış gibi konularda da endişe yaratıyor. Alman Ortadoğu uzmanı Michael Lüders'e göre, bu çatışmaların hepsinin karakteri farklı olsa da ortak bir yanları var: Pek çok ülkede devlet düzeninin çöküşün eşiğine gelmiş olması.

Lüders “Dışarıdan bakılınca olanları yanılgıya düşmeden değerlendirmek çok zor. İslam'ın, dinin sorumlu olduğu veya uluslararası bir terörün söz konusu olduğu düşünülüyor. Oysa terörist saldırılara hedef olan ülkeler, çökmek üzere olan, başarısızlığa uğramış ülkeler. Burada etkili olan aktörler de birbirinden bağımsız hareket ediyor. Libya, Suriye, Irak veya Somali… Bu başarısız devletlerde sorumluluk bilinciyle hareket eden siyasi bir yönetim yok” açıklamasını yapıyor.

'Maliki hükümetinin sorumluluğu var'

2011 yılında Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde uzun yıllardır hâkimiyetini koruyan diktatörlüklere karşı ayaklanmalar başladığında bir Arap baharından söz edilmiş ve bu ülkelerde demokratik bir düzene geçileceği umudu doğmuştu. Çeşitli uzmanlar, IŞİD'in Suriye'deki iç savaşta güçlendikten sonra Irak'a dönüşünü bu demokrasi çabalarının başarısız olmasına bağlıyor.

Uzman Lüders şunları söylüyor: “Bunlar, ya dışarıdan bir askerî müdahale ile veya içeriden yöneticilerin devrimi yönetmek konusundaki beceriksizliği yüzünden dağılmış toplumlar. Sonuç tam bir kaos. Arap-İslam dünyasının büyük bir bölümünde, Pakistan ve Afganistan'da etkin olan Taliban'ı da unutmamak gerekir. Huzursuzluklar daha uzun yıllar devam edecek. Bu bizim güvenliğimizi de tehdit ediyor.”

Peki, yeniden bir askerî müdahalede bulunmak, Irak'ın istikrara kavuşmasını sağlar mı? Uzman Lüders'e göre pek çok ülkede askerî müdahale seçeneği zaten denendi ve başarısızlığa uğradığı görüldü. Lüders, Irak örneğinde Maliki hükümetinin Sünni karşıtı politikalarının da en az Amerikan işgali kadar mevcut krizde etkisi olduğunu savunuyor. Uzman, bu tür krizler patlak vermeden önce ülkelerin çöküşe gidişini engelleyecek yapıların oluşturulmasının önemine dikkat çekiyor.