Birleşmiş Milletler (BM) dünya çapında 7,2 milyon çocuğun özgürlüğünden mahrum bırakıldığını açıkladı.
18 yaşın altındaki bu çocukların 5,4 milyonu çeşitli çocuk kurumlarında, 1,4 milyonu gözaltında merkezlerinde, 330 bin çocuk göç merkezlerinde, 35 bini çocuk çatışma bölgelerinde, 19 bini tutuklu bulunan aileleriyle birlikte cezaevinde bulunuyor.
1500 çocuk ise ulusal güvenlik gerekçesiyle özgürlüğünden mahrum bırakılmış durumda ve BM'de kayıtlı verilere göre bu çocukların yüzde 10'dan fazlası Türkiye'de.
Bugün yayımlanan Özgürlüklerinden Mahrum Bırakılan Çocuklar Üzerine Küresel Çalışma adlı BM raporunda çocukları özgürlüklerinden alıkoymanın bir şiddet türü olarak görülebileceği aktarıldı. Rapora göre göç merkezlerinde ve savaş bölgelerindeki kamplarda tutulan çocukların sayısı artıyor.
BM, akıl sağlığı sorunları yaşayan veya engelli çocukların bu koşullardan daha fazla etkilendiğini vurgulandı.
Örgüt, üye devletlere, çocukların gözaltına alınmasını gerektirmeyecek türden çözümler üretmeleri çağrısında bulundu.
Çocukların bu koşullarda tutulması, gelişmeleri ve sağlıkları açısından olumsuz sonuçlara yol açıyor. Bu çocuklar istismar ve cinsel taciz riskiyle de karşı karşıya kalıyor.
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre çocukların gözaltına alınması yalnızca uygulanabilecek tek yöntem olduğunda gerçekleşmeli ve bu önlem de mümkün olan en kısa süre uygulanmalı:
"Hiçbir çocuk yasadışı ya da keyfi biçimde özgürlüğünden yoksun bırakılmayacaktır. Bir çocuğun tutuklanması, alıkonulması veya hapsi yasa gereği olacak ve ancak en son başvurulacak bir önlem olarak düşünülüp, uygun olabilecek en kısa süre ile sınırlı tutulacaktır.
"Özgürlüğünden yoksun bırakılan her çocuğa insancıl biçimde ve insan kişiliğinin özünde bulunan saygınlık ve kendi yaşındaki kişilerin gereksinimleri göz önünde tutularak davranılacaktır. Özgürlüğünden yoksun olan her çocuk, kendi yüksek yararı aksini gerektirmedikçe, özellikle yetişkinlerden ayrı tutulacak ve olağanüstü durumlar dışında ailesi ile yazışma ve görüşme yoluyla ilişki kurma hakkına sahip olacaktır."
ABD yürürlüğe koymadı
ABD dışında tüm ülkeler tarafından yürürlüğe konulan anlaşma, BM'nin en fazla ülke tarafından imzalanan anlaşmalarından biri.
Raporda Yunanistan'ın Türkiye sınırında çocukların da aralarında bulunduğu göçmenlerin tutulduğu kamplarının koşulları, "o kadar kötü ki, tamamen insanlık dışı ve onur kırıcı" olarak tanımlandı.
Ailesinden kopmuş çocukların da bulunduğu kamplarda düzeni sağlamakla görevli memurların kampların içine girmeyi reddettiği ve temizlik görevlilerinin tıkanmış tuvaletleri açmakla uğraşmadığı aktarıldı.
Rapor için kampa giden bir gözlemci, bebekleri için hazırladığı yer yatağı tıkanmış tuvaletten taşan dışkılarla kaplanan Somalili bir kadının yaşadığı umutsuzluğu aktardı.
Türkiye, BM'ye yanıt vermeyen ülkelerden
BM, raporu hazırlarken tüm üye ülkelere çocukların koşullarıyla ilgili anketler gönderdiğini, 92 ülkenin yanıt verdiğini açıkladı. Yanıt vermeyen ülkeler arasında ise Türkiye de var.
Raporda Türkiye'deki akademisyenlerin yürüttüğü bir araştırmaya da yer verildi. Meryem Kütük, Ebru Altıntaş, Ali Tufan, Gülen Güler, Betül Aslan, Nurgül Aytan ve Özgür Kütük tarafından 2018 yılında Scientific Reports dergisinde yayımlanan bu araştırmada, Türkiye'de cezaevinde bulunan 27 çocuk incelenmiş, bu çocukların yüzde 27'sinin uyum bozukluğu, yüzde 12'sinin ayrılık kaygısı bozukluğu, yüzde 8'inin de davranım bozukluğu gösterdiği tespit edilmişti.
Raporda 2017 itibarıyla dünya çapında 19 bin çocuğun, cezaevindeki ailelerinin yanında kaldığı aktarıldı. Türkiye, 6 yaşa kadar bu uygulamaya izin vererek dünyada yaş sınırını en yüksek tutan ikinci ülke oldu. Türkiye'nin üzerinde yalnızca 7 yaş ile Brezilya yer alıyor.
Türkiye ayrıca göçmen çocukların gözaltı merkezlerinde tutulmasıyla ilgili kısıtlamalar getiren ülkeler arasında gösteriliyor.
Suriye'deki Kürt güçler eleştirildi
BM, Suriye'deki Kürt güçleri de çocuklara yönelik muamelesi nedeniyle eleştiriyor. BM'ye göre bu güçler, Kürt milislere katılmayan çocukları IŞİD üyeliğiyle suçlayarak gözaltına alıyor. Çatışma bölgelerinden gelen eli silah tutabileceği düşünülen çocukların da gözaltına alındığı veya tutuklandığı aktarılıyor.
Benzer eleştiriler Suriye hükümeti, Suriye'deki diğer silahlı muhalif gruplar, Irak hükümeti ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne de yöneltiliyor.
BM raporunda, Türkiye'deki cezaevlerinde "terörizmle bağlantılı suçlar" kapsamında Ağustos 2017 itibarıyla en az 197 çocuk bulunduğu, bunlardan bazılarının PKK üyeliğiyle suçlandıkları belirtildi.
Bu da, örgütün verilerine göre, dünyada ulusal güvenlik gerekçesiyle özgürlüklerinden alıkonulan 1500 çocuğun yüzde 10'dan fazlasının Türkiye'de bulunduğu anlamına geliyor.
Bazı çocukların ise, gözaltındakilerden baskı veya tehdit yoluyla alınan isim listeleri sonucu gözaltına alındığı aktarıldı. BM, çocukların yasaklı bir grupla yalnızca ilişkili olduğu gerekçesiyle yargılanmaması ve gözaltına alınmaması çağrısında bulundu ve "ifade, toplanma, örgütlenme veya inanç özgürlüğünü kullanan hiçbir çocuk cezalandırılmamalı" dedi.
BM, çocukların ulusal güvenlik gerekçesiyle cezalandırılırken yaşının da göz önünde bulundurulması gerektiğini ve çocukların rehabilitasyonuna odaklanılmasının şart olduğunu açıkladı.
Örgüte göre, devletlerin "terör örgütü" olarak tanımladığı silahlı gruplara katılan çocukların suçlu değil mağdur olarak ele alınması ve devletlerin onlara yardım etmesi gerekiyor.