Gündem

'Bir sonuca varamadık, benim yapabileceğim birşey yok'

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, KPSS'ye yönelik iddialarla ilgili, "Bu işin hesabını vereceğim. Sonra da görevi bırakacağım" dedi.

24 Ağustos 2010 03:00

T24 - ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, KPSS'ye yönelik iddialarla ilgili, "Bu işin hesabını vereceğim. Sonra da görevi bırakacağım" dedi.


Ellerindeki adaylarla ilgili tüm verileri incelediklerini ancak "bir sonuca varamadıklarını", kopya bulgusuna rastlanmadığını belirten Yarımağan, "Benim yapacaklarım burada bitiyor" diye konuştu.


Yüksek puan alan adayların soru ve cevap kağıtlarını bizzat kendisi de inceleyen Yarımağan, 10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavı'na ilişkin iddialarla ilgili açıklamalarda bulundu.



 

İşte o açıklamadan satırbaşları:

- Elimizdeki verileri incelediğimizde bir sonuca varamıyoruz.


- Soru kitapları, cevap kağıtları incelendi. Adaylar soru kitapları üzerinde çalışmış. Bir kısmı hesap yapmış, bir kısmı altını çizmiş. Ben buradan şu sonuca varıyorum, bu kişilere hazır cevap gelmiş olma ihtimali yok. Benim yapabileceklerim burada bitiyor.


- Bizim verilerimiz burada bir usulsüzlük, bir kopya, soruların sızması biçiminde bir olayın olduğuna ilişkin bir veri içermiyor, bir bulgu yok.


- Adayların üçte ikisi geçen sene KPSS'ye girmişler. Bunların içinde çoğunun geçen seneki başarıları yüksek ama çok düşük olan birkaç kişi de var. Mesela geçen seneki başarılarını üçe katlayan kişiler de var.


- Eğer bir şekilde 300-500 kişiye sorular bir türlü servis edilmiş olsaydı, ben yüzde yüz eminim şimdiye kadar bunun kokusu çıkardı, birkaç kişi bize ihbarda bulunurdu.


- Birşey olmuşsa, bir sızma olmuşsa nereden olduğunu ancak savcılık bulabilir.


Diğer detaylar...

İddialarla ilgili geçen hafta başlatılan araştırmalardan bir sonuç elde edilip edilmediği sorusu üzerine Yarımağan, ÖSYM olarak soruşturma yapma yetkilerinin bulunmadığını, araştırma yaptıklarını ifade etti.


Yarımağan, "Bu adayların ortak yanlarını araştırdık. Hiçbir ortak yanları yok. Her üniversiteden mezun var. Tabii bazı üniversitelerden mezun olanlar biraz daha çok, neden, çünkü oradaki eğitim fakülteleri daha kalabalık olduğu için. Örneğin Gazi Üniversitesi'nden, Erzurum Atatürk Üniversitesinden, Marmara Üniversitesinden çok. Ama Boğaziçi'nden de var, Hacettepe'den de var, Abant İzzet Baysal'dan da var. Her üniversiteden, her alandan var. Matematikçisi de Fizikçisi de var, Kimyacısı da Okul Öncesi Öğretmenliği, İlköğretim Öğretmenliği okuyan da var. Yani öğretmenlikle ilgili alanlardan da var, öğretmenlik dışındaki alanlardan mezun olanlar da var. Bu adaylar sınava nerede girmişler? En çok Ankara'da giren var. Sonra İstanbul'dan, İzmir'den var. 81 ilin 81'inde de var. Bu 350 kişi içinde de 3 bin 200 kişi içinde de. Bizdeki bilgileri açısından bu kişilerin ortak bir yanı yok. Tekrarlıyorum, bizdeki bilgileri açısından ortak yanları yok. Biz bütün bilgilerine sahip değiliz bu kişilerin" dedi.


Bu adayların hangi tür bilgilerine sahip oldukları sorusunu Yarımağan, "Hangi üniversiteden, hangi alandan mezunlar, kaç yılında mezun olmuşlar, hangi sınava nerede girmişler ve bazı sınavlardaki başarıları var. Bu bilgileri var ama örneğin bizde bu adayların üniversitedeki başarıları yok. Bu adaylar üniversitede başarılı mı değil mi, bu adaylar dershaneye gidiyor mu, gitmiyor mu, gidiyorsa hangi dershaneye gidiyor gibi bilgiler ile diğer bilgileri yok. Biz o bilgileri inceleme imkanına sahip değiliz" dedi.


"Kopya bulgusu yok"

Yarımağan, "Bizim burada cevap kağıtları üzerinde bir manipülasyon yapılsa veya bilgisayar kağıtlarında birşey yapılsa bu görüntülerden biz anlayabiliyoruz. Yani bu kağıt bize böyle geldi, bunları inceledik. Bilgisayardaki kayıtlarla ilk görüntüler birebir uyuyor. Yani bizim burada bir değişiklik olmamış, değerlendirme doğru yapılmış. Emin olarak söyleyebileceğim birkaç şeyden biri bu. Ondan sonra soru kitaplarını inceledik. Gerçi soru kitaplarını incelememiz bize kesin bir bilgi vermez ama bir kanaat verir. Sizin de gördüğünüz gibi adayların soru kitaplarının üzerinde çalıştıkları görülüyor. Cevap kağıtlarındaki işaretlerle soru kitabındaki işaretler birebir aynı. Soru kitaplarının üzerinde hesaplar yapılmış, altları çizilmiş... Adayların hepsi bir kere kesin işaretlemiş. Bir kısmı soru kitabı üzerinde az çalışmış, bir kısmı çok çalışmış. Bir kısmı hesap yapmış. Ben buradan şu sonuca varıyorum: Bu kişilere hazır cevap gelmiş olma ihtimali yok. Benim yapabileceklerim de burada bitiyor" dedi.



 

350 kişi tüm soruları bilmişti

Eğitim Bilimleri sınavında 350 kişinin 120 sorunun tümünü doğru yanıtladığını yineleyen Yarımağan, "Aslında bana sorarsanız, sağlıklı bir testte bu anormal değil. Nitekim bizim bütün testlerimizde tüm soruları cevaplayan adaylar birkaç bin bile çıkabilir. Çıkmasını da isteriz biz çıkmazsa test kötüdür. Ama Eğitim Bilimleri testinde bundan önceki yıllarda galiba bir yıl çıkmış bir-iki kişi, soruların tümünü yanıtlayan pek çıkmıyormuş. Düşündürücü olan bu ama normali de sanki bu seneki gibi. Dolayısıyla bizim verilerimizden bir sonuç elde etmemiz mümkün değil. Bizim verilerimiz burada bir usulsüzlük, bir kopya, soruların sızması biçiminde bir olayın olduğuna ilişkin bir veri içermiyor, bir bulgu yok. Herşey usulüne uygun olarak yapıldı, sorular hazırlandı. Matbaada çok sıkı güvenlik önlemleri altında sorular basıldı. Matbaanın binası soruların basıldığı dönemde jandarmanın 24 saat kontrolü altındaydı. Matbaada elektronik karartma yapıldı. Sınav evrakı her yıl olduğu gibi kapalı kamyonlarla polis nezaretinde sınav merkezlerine sevkedildi. Oralarda kapalı odalarda muhafaza edildi. Ankara'dan gönderdiğimiz öğretim üyeleri 24 saat başında beklediler. Biz bütün sınavlarda yaptığımız önlemleri bu sınavda da yaptık ve hiçbir olumsuz durum bize aksetmedi, şurada şöyle oldu, böyle oldu diye. Elimizdeki verileri incelediğimizde bir sonuca varamıyoruz. Peki sonuç nedir? Ya hiçbir şey olmamıştır ki bu bence ciddi bir olasılık veya birşey olmuşsa, bir sızma olmuşsa nereden olduğunu ancak savcılık bulabilir. Yani bunu adaylarla konuşarak, ancak savcılık bulabilir kanaatindeyiz" dedi.


"Eğitim Bilimleri Sınavında tüm soruları doğru yanıtlayan karı-kocanın sınav kağıtlarının incelenmesinden nasıl bir sonuç çıktığı" sorusu üzerine Yarımağan, "Sınavda aynı soyadlı kişiler var. Örneğin birisi 116, birisi 100 almış. Bunlar geçen sene de 97 almış. İkisi de gayet normal görünüyor. Tam alanları da araştırdık. Bu 3 bin 200 kişiden yaklaşık üçte biri geçen sene ya sınava girmemiş ya da Eğitim Bilimleri sınavına girmemiş. Ama üçte ikisi geçen sene KPSS'ye girmişler. Bunların içinde çoğunun geçen seneki başarıları yüksek ama çok düşük olan birkaç kişi de var. Mesela geçen seneki başarılarını üçe katlayan kişiler de var" dedi.



 

"Motive etmek için yazı yazmışlar"

Geçen yıl başarısı çok düşük olup da bu yıl başarısını üçe katlayanların nasıl açıklanacağının sorulması üzerine Yarımağan, "Ben herşeyin olabileceğini düşünüyorum, aksi ispat edilmedikçe. Ben soru kitaplarını okuduğumda gözlerimi yaşartan ifadeler de oldu. Bu çocukların içinde sınav sırasında kendi kendini motive edenler var. Mesela 'ha gayret' diye yazmış, 'ah bir öğretmen olsam' yazmış. Belli ki yanıp tutuşuyor. Böyle bir aday bu heyecanla yıl boyu çalıştıysa başarılı da olur. 3 bin 200 kişinin 3 bin 200'ü de geçen sene çok başarısız olsa, bu sene başarılı olsalar tamam ama bunların içinde çok başarılı olanlar da var ama dediğim gibi geçen sene çok başarısız olanlar da var. Mesela geçen sene 5,5 almış bu sene 110 almış. Böyle adaylar da var ama böyle aday 3 kişi. O adayların soru kitaplarını incelediğimde soru kitaplarında bir anormallik göremiyorum. Yani benim buradan bir sonuca varmam mümkün değil. Şimdi bu beni aldatmak için mi bunu yapmış. Ben şu kanaate vardım, bu adaylara, eğer bir olay olmuşsa hazır cevap gelmemiş. Ondan eminim. Yani telefonla sınav sırasında şu sorunun doğru cevabı şudur diye cevap gelmemiş. Soruları salonda kendileri çözmüşler. Eğer bir olay olmuşsa bu olay sınavdan önce bu kişilere soruların bir şekilde ulaşmış olması olabilir. Yani sınavdan önce bir gün önce bu kişilere ulaşmışsa da ben şunu düşünüyorum: Eğer bir şekilde 300-500 kişiye sorular bir türlü servis edilmiş olsaydı, ben yüzde yüz eminim şimdiye kadar bunun kokusu çıkardı, birkaç kişi bize ihbarda bulunurdu. Çünkü Polis Meslek Yüksekokulu sınavında bunu gördük. Çok daha küçük bir sınavda adaylar bizzat bize ulaşıp söylediler, 'şöyle şöyle oldu' diye. Sonunda olay bence olay savcıya düşüyor, organize suçlara, polise düşüyor. Bir olay olmuşsa ortaya çıkaracaklar" dedi.



 

Yarımağan topu savcılığa attı

Yarımağan, ÖSYM'deki araştırmanın tamamlanıp tamamlanmadığı konusunda da, "Biz araştırmaya devam etsek bile bizdeki verilerden bir sonuç çıkmıyor. Şu olsaydı mesela 470 kişinin soru kitabı tertemiz olsaydı diyecektim ki 'bu çocuklara sorular bir yerden gelmiş' veya 'soru kitaplarındaki cevaplarla cevap kağıtlarındaki cevaplar birbirinden farklı, bunlar burada değiştirilmiş' gibi şeyler söyleyebilirdim. Veya bu adayların hepsi X şehrinde sınava girmiş veya X üniversitesi mezunu o zaman orada olayı araştırın derim. Ama 81 ilin 81'inde de var. 150 üniversitenin neredeyse hepsinde de var. Her üniversiteden, her şehirden biyoloğu da var, kimyacısı da var, Türk Dili ve Edebiyatı'ndan da var, meslek lisesinden matbaa öğretmenliği mezunu da var, yani adayların ortak yanları yok" dedi.


"Belli grupların, bazı dershaneler olaya karıştığı yönündeki" iddiaların anımsatılması üzerine Yarımağan, "Varsa öyle birşey, soru sızdıysa, nasıl sızdı, kimden sızdı bunu güvenlik güçleri, savcı ortaya çıkarsın. Eğer yoksa onu da ortaya çıkarsın ve bu kurumu haksız yere yıpratmaya çalışmasınlar" dedi.