BirGün Gazetesi Yöneticileri İbrahim Aydın, Barış İnce, Can Uğur ve Bülent Yılmaz hakkında 2013-2014 tarihlerinde yapılan "Fuat Avni" haberleri nedeniyle “terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. Mahkeme ara kararında, gazetecilerin üye olduğu dernek ve sendikaların araştırılmasına, kaldıkları otellerle o otelin diğer konuklarının örgüt bağlantılarına bakılmasına, izledikleri televizyon kanallarının incelenmesine karar verdi. Duruşma 5 Mart tarihine ertelendi.
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada İbrahim Aydın, Barış İnce, Can Uğur ve Bülent Yılmaz ve avukatları duruşmada hazır bulundu. Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada iddianamenin okunmasının ardından sanık beyanlarına geçildi.
"Cemaat ile bir ilişkimiz asla söz konusu olamaz"
Savunması için söz alan Barış İnce, iddianame hazırlandığında yazı işleri müdürü olduğunu söyledi. İnce sözlerine şu şekilde devam etti: "15 Temmuz darbesinin oluşmadığı koşullarda paylaşılmıştı Fuat Avni hesabının tweetleri. O tarihlerde başka haber siteleri de yüzlerce kez Fuat Avni ile ilgili haber girmiş. Fuat Avni’nin her söylediğinin çıkması sonucu haber yaptık biz de. Daha sonra Fuat Avni'nin kimliği merak edilmeye başladı. Uzun süre bir bakan olabileceğini düşündük. Girdiğimiz haber sayısı diğer gazetelerden fazla değil. Fuat Avni haberlerini basılı gazeteye girmedik ancak internete girdik. Sol-sosyalist yayın yapan bir gazeteyiz ve cemaat ile bir ilişkimiz asla söz konusu olamaz. Fuat Avni hakkında Twitter fenomeni dememizin sebebi, sosyal medyada bu tabirin kullanılması. Sabah gazetesi de Fuat Avni için aynı ifadeyi kullanmıştır. Herhangi bir suç kastımız yoktur."
"O dönem herkes bu haberleri yaptı"
İnce'nin ardından Bülent Yılmaz savunmasında şunları ifade etti: "2006’dan 2014 sonuna kadar imtiyaz sahibiydim. Editoryal sorumluluğum ve haber içeriklerine dahlim yoktur. Gazeteye yapılan suçlama o dönem herkes tarafından takip edilen bir hesapla ilgili. Kaldı ki o dönem herkes bu haberleri yaptı. Gazetecinin haber yaparken tek motivasyonu toplumun haber alma özgürlüğüdür. BirGün gazetesi hiçbir zaman kamuoyunda algı yaratmak için haber yapmamıştır.
"Habercilik refleksiyle mesleğimiz gereği yaptığımız haberler bunlar"
İfadesine geçilen Can Uğur şunları söyledi: "O dönem gazetenin politika editörüydüm ancak internet sorumlusu olsaydım da, iddianamede yer alan biçimde bizim “terör örgütüne yardım etmemiz” söz konusu olamazdı, çünkü tarikat ve cemaatlere karşı çıkan bir yayın çizgimiz vardı. Suçlama konusu haberlere gelince, aleniyet kazanmış bilgiler gazeteciler tarafından yayınlanması gereken bilgilerdir. Habercilik refleksiyle mesleğimiz gereği yaptığımız haberler bunlar. Suçlamaları kabul etmiyorum."
"FETÖ ile anılmak benim için ve temsil ettiğim gazete için utanç kaynağıdır"
Savunması için söz alan İbrahim Aydın, "BirGün hiçbir kurum, kişi hele de tarikat ve cemaate bağlı olmayan, bağımsız bir gazetedir. Halktan, emekten, ezilenlerden yana, savaş ve şiddet karşıtı bir gazetedir. Medya büyük oranda belirli tekellerin eline geçtikten sonra bağımsız gazetecilik ihtiyacı ortaya çıktı. Bu gazete bunun üzerine kuruldu. Sosyalist gelenekten gelen bir insanım. Tarikatlar, cemaatler hatta gladyo gibi emperyalist kapitalist örgütlerle mücadele ettik. 12 Eylül darbesine karşı olduğum için 11 yıl ceza aldım. Tarihsel olarak cemaatlerle hep bir kavgamız oldu. FETÖ ile anılmak benim için ve temsil ettiğim gazete için utanç kaynağıdır. Bu suçlamalarla itibarsızlaştırılmaya çalışılıyoruz" ifadelerini kullandı.
Sanık beyanlarının ardından avukat Tolgay Güvercin, BirGün gazetesinde yayımlanan Gülen cemaatini eleştiren haberlerin örneklerini mahkemeye sundu. Avukat Güvercin, "Devletin başındaki kişilerin bile sonradan çıkıp kandırıldık dediği yapılanmadan bahsediyoruz. Devletin en tepesinin bilmediği şeyi gazetecilerin bilmesi olanaksızdı. Bir ceza yargılaması yapıyoruz ama burada suç yok" dedi.
Kaldıkları oteller ve kimle kaldıkları araştırılacak
Ara kararını açıklayan mahkeme, gazetecilerin üye olduğu dernek ve sendikaların araştırılmasına, kaldıkları otellerle o otelin diğer konuklarının örgüt bağlantılarına bakılmasına, izledikleri televizyon kanallarının incelenmesine, aynı örgüte yönelik düzenlenen operasyonlarda alınan tanık beyanlarında veya itirafçıların sorgularında, dört gazetecinin adının geçip geçmediğinin araştırılmasına hükmetti. Duruşma 5 Mart saat 11.00'e ertelendi.
bianet'ten Ayça Söylemez'in haberine göre mahkeme kararı doğrultusunda gazetecilerin üye oldukları dernek, sendika, meslek odalarının araştırılacak. Üyelikten ayrılmışlarsa sebebinin bulunacak.
Turkcell, Superonline, D-Smart şirketlerine ayrı ayrı yazı yazılarak sanıkların dijital platform aboneliklerinin olup olmadığı, abonelikleri varsa iptal edilip edilmediği, iptal edildiyse iptal edilme nedeni ve abonelik tarihlerinin ne olduğu öğrenilecek.
Mahkeme ara kararında, gazetecilerin üye olduğu dernek ve sendikaların araştırılmasına, hatta kaldıkları otellerle o otelin diğer konuklarının örgüt bağlantılarına bakılmasına hükmetti.