Günümüzde radikal eğilimli Müslüman gençlerin sayıları hızla artıyor. Almanya'da ise cihada giden yollar hiç bu denli kısalmamıştı. Gerçi sayıları 5 ila 10 bin arasında olduğu tahmin edilen bu kesim, Almanya'daki yaklaşık dört milyon Müslüman arasında sayıca oldukça düşük seviyede. Sayıları az olmasına karşın etkileri fazla. Örneğin stantlar kurup, halka bedava Kuran dağıtıyorlar. Sürekli etkinlikler düzenliyorlar. Camilerin çevrelerinde örgütleniyorlar. Faaliyetleriyle Almanya genelinde dikkat çekiyorlar. Birçok kentte sokağa inerek adeta sosyal çalışmalar yapıyorlar. Örneğin sokakta karşılaştıkları işsiz, yoksul gençleri kendilerine çekiyorlar. Federal Göç ve Mülteciler Dairesi'ne bağlı Radikal Akımlar Danışma Merkezi Yöneticisi Florian Endes'e göre gençleri radikal İslamcı akımların kucağına iten çok farklı nedenler var. Ancak uzmana göre bu nedenlerin birçok ortak yönleri de mevcut.
Endes, düşüncelerini, "Her durum kendi başına ele alınmalı. Ancak birçok ortak çıkış noktalarının olduğunu da görmek mümkün. Örneğin yaşamın anlamını kavrama arayışı, yaşamda karşılaştığı yenilgilerin sebep olduğu krizler. Bunlar gençlerin radikalleşmelerine, bizim konumuza dönecek olursak radikal İslamcı teorilerin hedefi haline gelmelerine yol açabiliyor" sözleriyle dile getiriyor.
Florian Endes, boşlukta bulunan gençlerin bir çoğunun Selefilerin vaat ettiği "Büyük hedefler, üstün veya seçkin olma, özel bir cemaate, topluluğa ait olma" gibi hayallerin peşine takıldıklarını belirterek, bu yolun onları Suriye’ye kadar götürdüğünü ileri sürüyor.
Neden gidiyorlar?
Şiddet konusunda uzman Endes gençleri Suriye'ye götüren etkenleri şu sözleriyle açıklıyor: "Eğer radikalleşme süreci ilerlerse ve bu kişi dünyadaki güncel şiddet ve çatışma ortamlarıyla da yakından ilgileniyorsa, bazıları için bu kendini yeniden keşfetme ve Suriye'ye giderek, orada çatışmalara katılma için bir neden olabilir."
Suriye'ye giden gençlerle ilgili araştırmalar yapan Rheinland Pfalz Eyaleti Asayiş Dairesi görevlisi Mervan Ebu Taam, Alman gençlerinin bölgede genelde umduklarını bulamadıklarını belirterek, "Alman cihad savaşçılarında sorun çok kültürlülükten yoksun olmaları. Almanya'dan büyük hedeflerle bölgeye gidiyorlar ama mesela o yörenin kültürünü tam bilmedikleri için çok da iyi karşılanmıyorlar. Bu noktada aşırı derecede ideolojik hale geldiklerini söylemek mümkün. Üstelik birçoğu Almanya'da askerliğini de yapmamış gençler bunlar. Bir kaçı askere gitmiş ama çoğu gitmemiş. Ama Arap gençlerinin neredeyse tamamı askerliğini yapmış, yöre kültürünü de biliyor. Bunun gibi avantajları var Alman gençlerine göre. Almanların dezavantajları var" diye konuşuyor.
İslam Devleti örgütünün sıkçı başvurduğu intihar eylemlerine Alman gençleri de katılıyor. Nitekim yaklaşık bir ay önce Philip Bergner, Musul'da düzenlediği intihar saldırısında kendisiyle birlikte 20 kişinin de yaşamına son vermişti. İstihbarat birimlerinin verilerine göre en az beş Alman genci Suriye'de benzer şekilde intihar eylemleri gerçekleştirerek öldü.
Neden önlenemiyor?
Peki, önlem almak mümkün mü? Ebu Taam'a göre bu oldukça zor. Çünkü sınırlar denetimsiz. Türkiye'ye tatile gidiyormuş gibi giden gençler kolayca Suriye'ye geçebiliyor. Dönenlerin bölgede olaylara karıştıklarının kanıtlanması da güç.
Uzmanlar sorunu çözmek için ilk aşamada aşırı sağcılara uygulanan "vazgeçirme", "yeniden topluma kazandırma" programlarının bu kesime de uygulanmasını öneriyorlar. Bunun ötesinde görev emniyet birimlerine kalıyor.