TBMM'de görüşmeleri kavgalarla geçen İç Güvenlik Paketi, binlerce kişinin katılımıyla gerçekleştirilen yürüyüşle protesto edildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Birleşik Haziran Hareketi'nin (BHH) çağrısıyla binlerce kişi Taksim İstiklal Caddesi'nde yürüdü.
Eylem Türkiye saatiyle 17.00'de Taksim Tünel'de başladı.
Yürüyüşe katılanlar, yasa tasarısını "Hırsız katil Erdoğan", "Faşizme karşı omuz omuza", "İç güvenlik yasasına hayır" ve "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam" sloganlarıyla protesto etti.
Gezi eylemleri sırasında başından yaralanan ve aylarca yoğun bakımda kaldıktan sonra ölen Berkin Elvan'ın annesi ve babası da eyleme katılanlar arasındaydı. Galatasaray meydanında bekleyen polis memurları, grubun Taksim meydanına çıkmasını engellemek için TOMA ve çelik kuvvet ile önlem aldı.
Yürüyüşe şu anda İstanbul'da yapılan Avrupa Sol İkinci Akdeniz Toplantısı'na katılan Avrupa Sol partisi üyeleri de eşlik etti.
Galatasaray meydanında ilk açıklamayı yapan Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, "AKP, güvenlik anlayışıyla kendi yurttaşlarına yönelik baskı, şiddet ve imha politikası üzerine kurulu olan hukuk sistemini 'düşman ceza hukuku' olarak önümüzü getirmiştir" dedi ve bu anlayışa göre düşmanın, hükümetin suç politikasına göre belirleneceğini söyledi.
Elvan'ın ardından söz alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekili Levent Tüzel ise şu ifadeleri kullandı:
"Toplum düzeni bu tarz bir diktatörlük yasası ile yönetilemez. Eğer toplum düzenini korumak istiyorsanız, çocuk katillerini, kadın cinayetlerini, grev yasaklarını, önleyin. Ama bakın görüyorsunuz Antep’te esnafın elinde molotof yoktu, polis amiri polise ‘sık ulan sık’ dedi. Meclis’te 4 gündür tartışılan ‘İç Güvenlik Paketi’ görüşmelerinde AKP’li olmayan milletvekillerini dahi bir suç potansiyeli taşıyan kişiler olarak görüyorlar. Olağan şüpheli olarak görüyorlar."
Kamuoyunda "İç Güvenlik Paketi" olarak bilinen ve polisin yetkilerini önemli oranda artıran yasa tasarısı, "Tüm Türkiye'ye Olağanüstü Hal (OHAL) rejimi getireceği", "Polis devletine gidiş anlamına geldiği" ve hatta "sivil bir darbe" olduğu ifadeleriyle eleştiriliyor.