Gezi Parkı olaylarında hayatını kaybeden 8 ismi bir karede buluşturan illüstrasyonun çizeri Faruk Tarınç, eseriyle ilgili “Normalde teknik açıdan beklediğim zorluklar yerini ruhsal ve psikolojik zorluklara bıraktı. Gözlerim dolup ağlayarak bölündüğüm çok oldu. Benzetmek için kullandığım referans fotoğraflarda kaybettiğimiz o canlarla göz göze gelmek çok sarsıcı bir durumdu dedi.
Sosyal paylaşım sitelerinde 18 Mart’ta dolaşıma giren ve binlerce kez paylaşılan karakalem çalışmasının çizeri, Mimar Sinan Üniversitesi mezunu Faruk Tarınç, kendisini konsept, karakter tasarımı ve illüstrasyon konularında kanıtlamaya çalışan biri olarak tanıtıyor. "Son yıllarımı mobil ve bilgisayar oyunları sektöründe geçiriyor, işle hobilerimi birleştirmeye çalışıyorum” diyen Tarınç, çok paylaşılan illüstrasyonuyla ilgili Hürriyet gazetesinden Zeynep Bilgehan’ın sorularını cevapladı:
Bu çizimi ne zaman yaptınız?
Berkin'imizin acı kaybı kırılma noktası oldu ve çizimi bir buçuk hafta süren aşamalı bir sürecin sonunda nihayet tamamlayabildim. Sosyal medyadaki insanların sesleriyle beslendim. O yüzden bu çizimle ortak duygularımızı, öfkelerimizi, umutlarımızı aktardım.
Çizerken göz göze geldim
Çizimi paylaşan herkes bakarken duygulandığını belirtiyor; siz çizerken neler hissettiniz?
Normalde teknik açıdan beklediğim zorluklar yerini ruhsal ve psikolojik zorluklara bıraktı. Gözlerim dolup ağlayarak bölündüğüm çok oldu. Benzetmek için kullandığım referans fotoğraflarda kaybettiğimiz o canlarla göz göze gelmek çok sarsıcı bir durumdu. Her seferinde her karakterde tekrar tekrar toparlanıp odaklanmaya çalışmak yıpratıcıydı. Ödenemeyecek olduğu bilinmeden bizden onlara olan borcumuzu yerine getirmemizi bekler gibiydiler. En azından ben öyle algıladım, algılamak istedim.
Ne ismi var, ne sanatçısı
Çizimin bir ismi var mı?
Çalışmanın ne bir ismi ne de sanatçısı var. Bu çizimi herkesin kendi cümleleriyle, kendi koydukları isimlerle sahiplenmesini istedim. Öyle de oldu. Bundan dolayı çok mutluyum. Çizimin gördüğü ilgi tarif edilemeyecek bir onur ve gururun yanında üzerimde ciddi anlamda sorumluluğu da beraberinde getirdi. Herkesin son derece hassas olduğu bu kırılgan konuları çalışmalarımda yine hepimizin duyarlılığına yakışır ölçüde sahiplenip koruyacağımın bilinmesini istiyorum.
Burakcan için özür dilerim
İllüstrasyonda Gülsuyu’nda öldürülen Hasan Ferit Gedik’i ve Okmeydanı’nda öldürülen Burakcan Karamanoğlu’nu ayrı çizmenizin özel bir sebebi var mı?
Bahane olamaz biliyorum ama bu hata benim. Hata, eksik referanslar sonucu dikkatsizliğimin de etkisiyle oluştu. Neyse ki iyi niyet gözetilerek bu eksiği tamamlamam için beni uyaran yüzlerce insan oldu. Haklı sitemleri üzerimde toplamış olsam da bu durum çalışmayı birlikte tamamlama adına anlamlı bir düzeltme oldu. Bu eksiklik için bir kez daha özür diliyorum.
Peki, Burakcan?
Burakcan’a beslememiz gereken hoşgörüyü barışın ve kardeşliğin sembolü olarak görüyorum ve herkesin bunu görebilmesine yardım etmesini umduğum çizimi ayrı olarak resmettim. Bu kısımda kat edeceğimiz en ufak yol bile tüm çabalarımızın en somut adımları olacaktır. Tüm temennim bu yönde…