Bingöl Kiğı’da 3 Aralık günü meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki depremde evleri zarar gören vatandaşlar, 200’ün üzerindeki artçı depremin ardından geceleri eksi 10 dereceyi bulan soğuklarda dışarıda geçirmek zorunda kalıyor. 500 evin hasar gördüğü ve devam eden depremlerden dolayı hasar tespitinin dahi sağlıklı bir şekilde yapılamadığı ilçede devlet yardımı yapılmıyor. İlçede yaşayan vatandaşlar ve belediye başkanı, bölgenin acilen afet bölgesi ilan edilmesini ve yardım gönderilmesini talep ediyor.
Kiğı’ya vardığımız anda 4.4 şiddetinde bir artçı deprem karşılıyor bizi. Kiğı merkezde kar yok, ancak yükseklerde ve köylerde yağan kar etkisini hissettiriyor. Kiğılıları depremin yanı sıra soğuk da korkutmuş durumda. Vatandaşlar, geceleri arabalarda ya da daha az zarar gören akraba evlerinde kalıyor. Bölgeye kimsenin uğramadığını her fırsatta gazetemize anlatan Kiğılılar, kendilerine ayrımcılık yapıldığını düşünüyor. Ruh halleri ise bize söyledikleri şu cümleden anlaşılıyor: “Kimse halimizi sormadı sizden başka. Kimse kapımızı çalıp geçmiş olsun bile demedi. Geldiğiniz için sağ olun.”
‘Kimse bizimle ilgilenmiyor’
Biz de gecenin bir kısmını belediyenin sağladığı imkanlarla gençlik merkezine yerleştirilen ailelerin yanında geçiriyoruz. Tamas ailesi üç çocuklarıyla birlikte depremden ve kışın sert koşullarından korunma yolları arıyor. Anne Tamas, “Konut istiyorum. Başımızı sokacak bir yuva istiyorum çocuklarıma” diyor ve gençlik merkezinde koltukta yatan küçük kızı Dilan’ı gösteriyor. Baba Hasan Tamas da “Kimse bizle ilgilenmiyor. Belediye başkanı ilgileniyor” diyor.
‘Ölüm olmadan yaralarımız sarılsın istiyoruz’
Ağır hasarlı olan başka bir evde anne, baba ve kardeşiyle yaşayan Gamze Çerimli, “Devletin bizi görmemesi zorumuza gidiyor. Biz de bu ülkenin vatandaşıyız ama kendi imkanlarımızla hayata tutunmaya çalışıyoruz. Bir afet yaşandı ancak Kızılay bile uğramadı. AFAD geldi, göründü ve gitti” diyerek tepkisini dile getiriyor. “Ölümler yaşandıktan sonra mı yardım edeceksiniz?” diye soran Çerimli, “Ölümlerden sonra yardım edeceklerse hiç yardım etmesinler. Biz tam şu an yardım bekliyoruz. Yaralarımız sarılsın istiyoruz ama ölüm olmadan istiyoruz. Ayrımcılık yapıldığını düşünüyorum” dedi.
Van’dan 30 konteynerin geldiğini ancak konteynerlerin tamir edilmesi gerektiğini ifade eden Çerimli, “Kapısız, penceresiz bir evde kalınmaz. Kenarları açılmış. Kalınacak gibi değil” dedi.
Yenişehir Mahalle Muhtarı Mustafa Sayı, halkın tedirgin olduğunu söylüyor: “Her gece aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Biz kendimiz hasar tespit ekibi oluşturduk. Tek tek evlere bakıyoruz. Köylerimizin yolları bile ulaşıma elverişli değil. İstediğimiz tek şey yardım.”
‘Oy zamanı vatandaşız’
Depremin yaşandığı sırada kendisini güçlükle dışarı attığını ifade eden Gülten Kale, “Duvardan bir kaç parça da benim üstüme düştü. Güç bela çıktım dışarı. Varto depreminde insanlar öldü ondan sonra ev verdiler. Bize bunu yapmasınlar. Oy zamanı vatandaşız, ama şimdi vatandaş değiliz. Biz Türk’üz, Kürt’üz her neysek neyiz. Ama insanız, biz de vatandaşız. İş işten geçmeden önlem alınsın, bize de yazık” diye konuşuyor.
Kiğı’da yaşanan deprem sonrası 500 ev hasar gördü. Bu evlerin 334’ü ağır hasarlı. Yeni yaşanan depremlerden sonra zarar tespiti henüz yapılmış değil. 200’ün üzerinde artçı deprem yaşandı. Her deprem sonrası evlerdeki hasar oranları arttı. Ağır hasarlı evler özellikle yoksul insanların yaşadığı mahallelerde. Van Belediyesinden ve İstanbul Kadıköy Belediyesinden gönderilen az sayıda konteyner dışında bölgeye yardım ulaşmadı.
‘Buraya devlet gelmiyor’
Kiğı depreminde en fazla hasar gören köylerden biri olan Çiçektepe’de 7 hane kalıyor kış aylarında. Geçimlerini hayvancılıkla sağlayan Çiçektepe sakinleri uykularında yakalanmışlar depreme diğer Kiğılılar gibi.
Köyde yaşayan bir kadın, depremin yaşandığı zaman bebeğinin beşikte olduğunu gözyaşlarıyla anlatıyor: “Çocuğumu aldım kucağıma hemen arkasından beşiğe tavandan parçalar düştü. Çocuğuma bir şey olsa ne yapacağım. Bize diyorlar ki; başınızın çaresine bakın. Başkasının evinde kalıyoruz. Ne yapacağımızı bilmiyoruz.”
Serdal Özaltın da İstanbul’dan gelmiş, babasına yardım etmeye. Özaltın, “Depremin üzerinden bir haftadan fazla zaman geçti, ne gelen var ne giden. Kaymakamla,vali yardımcısı gelip gezmişler ama bir şey yok. Bu kışın ortasında insanlar ne yapacağını bilmiyor. Yaz olsa dışarıda yatardık ama bu kışın ortasında ne yapacağımızı bilmiyoruz. Buraya devlet gelmiyor.”
Çiçektepe Köy Muhtarı Kazım Özaltın, “İlk etapta çadır yardım olarak geldi, onlara da eşyalarımızı koyabiliyoruz ancak. En büyük sorunlardan biri de hayvanlarımızdır. Kıştan dolayı onları da nereye katacağımızı bilmiyoruz. Hasar tespiti yapıldı ama afet bölgesi ilan edilmesi lazım. Kar yağarsa eğer hiç bir araç giremez zaten” dedi.
‘Afet bölgesi ilan edilsin’
Kiğı’nın CHP’li Belediye Başkanı Yılmaz Gündüz, ilçenin afet bölgesi ilan edilmesini istedi. Gündüz belediye olarak bütün imkanlarını seferber ettiklerini, ancak devlet yetkililerinin hiçbir konuda sorumluluğunu yerine getirmediğini ifade ederek, “Deprem sonrası bir çok aileyi gençlik merkezimizde barındırdık. Çay kazanlarını kurduk bisküvi, pasta gibi şeylerle ihtiyaçları karşılamaya çalıştık. Baraj inşaatından yataklar getirdik” diye konuştu. Gündüz ilçedeki evlerin 5.5 şiddetine dayanacak evler olmadığını ifade ederek, hasar tespitiyle ilgili de şu bilgileri verdi: “Zaten 5.5’in ardından 200’den fazla deprem oldu. Hasar almayan evler bile hasarlı duruma düştü. Zarar ziyan tespiti için çalışmalara başlamıştık ancak depremlere yenileri eklenince baktığımız evlere bir daha bakmamız gerekecek” diye ekledi.
CHP’li belediyelere ve Bingöl milletvekillerine çağrı yapan Gündüz, “Kiğı kendi yarasını kendi kendine sarmaya çalışıyor. Ankara’dan pek arayan olmadı bizi. Sitemlerimden sonra Kemal Bey aradı (Kılıçdaroğlu) ‘Geçmiş olsun’ dedi.
Gündüz, ilçenin taleplerini ise şöyle sıraladı: “Kalıcı ve sağlam konutların inşa edilmesi gerek. En büyük ve acil ihtiyacımız konut. Depremde yangın çıkmış olsa müdahale edecek bir itfaiye aracımız yok. Merdivenle birini indirmek istesek yapamıyoruz. İtfaiye aracımız çok eski iş görür durumda değil. Deprem gecesi hem fırtına başladı hem tipi. İnsanları evlerinden kepçelerle getirdik. İtfaiye verilmeli bize. Borçlu olan vatandaşlarımızın borçlarının ertelenmesini istiyoruz. Çünkü çoğunun evi gitti. Borç ödeyecek durumda değiller. Kiğı afet bölgesi ilan edilmeli.”