Gündem

Beyaz Saray'ın üzerinde bir türlü dağılmayan kara bulut: Rusya

ABD'de Trump ile Moskova arasındaki muhtemel bağlantılarla ilgili soruşturmalar uzadıkça uzadı ve giderek bir türlü Beyaz Saray'ın üzerinden ayrılmayan bir kara buluta dönüştü.

29 Nisan 2018 20:30

Donald Trump'ın seçim kampanyası ve Beyaz Saray'daki ilk aylarına hakim olan Rusya ile işbirliği kuşkuları Beyaz Saray'ın üzerinde dağılmak bilmeyen bir kara bulut gibi asılı kaldı.

ABD istihbarat kurumları Moskova'nın başkanlık seçimlerini Trump lehine etkilemeye çalıştığı kanısında.

Rus internet korsanlarının Trump'ın rakibi Hillary Clinton kampanyasına ait bilgileri çalarak onun itibarını sarsmak amacıyla Wikileaks'e sızdırdıkları iddia ediliyor.

Kongre'de konuyu soruşturacak komisyonlar kuruldu ve Mart ayında Federal Soruşturma Bürosu FBI'ın o sıradaki başkanı James Comey, kendilerini de bir soruşturma yürüttüğünü açıkladı.

Başkan Trump 9 Mayıs'da "Şu Rusya meselesi yüzünden" diyerek Comey'i görevden alarak Washington'u şoka sürüklerken bir yandan da "bir şeylerin üzerini örtmeye çalışıyor" söylentilerini alevlendirdi.

Ne var ki, bu adım soruşturmayı durdurmadı.

18 Mayıs'ta Adalet Bakanlığı, eski FBI başkanlarından Robert Mueller'i bu konuyu soruşturmakla yetkili özel savcı olarak atadı.

Mueller henüz soruşturmayla ilgili herhangi bir açıklama yapmadı ama ABD medyası Mueller'in Trump'ın, hem FBI başkanı Comey'i görevden alarak "adaletin yerine gelmesine engel olduğu" hem de Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn'in istifasıyla ilgili soruşturmanın önünü kesmeye çalıştığı iddialarını soruşturduğunu yazdı.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn, Şubat ayında o sırada Washington'daki Rusya büyükelçisi olan Sergei Kislyak ile temaslarının kapsamını açıklamayı reddetmiş ve istifa etmişti.

Başkan Trump başından beri Rusya ile işbirliği iddialarını reddediyor ve iddiaları "cadı avı"na benzetiyor.

Demokrat Parti'nin internet korsanlarının saldırılarına hedef olduğu haberleri ilk ortaya çıktığında 2016 yılının Mayıs ayıydı. Onu izleyen iki ay boyunca ABD medyasında yayımlanan haberlerde ABD istihbarat örgütlerinin bu saldırıların izini sürdükleri ve arkasında Rus korsanların bulunduğunu belirledikleri kaydediliyordu.

2016 Temmuz'unda Demokratların, adaylarını kesinleştirecekleri Ulusal Kongre öncesinde Wikileaks internet korsanlarının sızdırdığı Demokratlara ait 20 bin civarında iç yazışmayı yayınladı. ABD istihbarat örgütleri yetkilileri, bunun ardında Rusya'nın bulunmasının kuvvetle muhtemel olduğunu söylüyorlardı ama Trump kampanyası bu bulguları kabul etmeyi açıkça reddediyordu.

Tam tersine başkan adayı Trump bir basın toplantısında Rus internet korsanlarını Hillary Clinton'un o sırada tartışmalara konu olan kişisel e posta hesabını hedeflemeye davet ederek büyük tepki çekti.

Trump o basın toplantısında "Rusya! Eğer dinliyorsan, umarım kayıp olan 30 bin e postayı bulmayı başarırsın" demişti.

E-postaların çalınması skandalıyla aşağı yukarı aynı dönemlerde, Trump'ın o dönemki kampanya müdürü Paul Manafort, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yakın ilişkileri bulunan bir iş adamının anlaşmaları da dahil olmak üzere Ukrayna ve ABD'de Rus çıkarlarını temsil etmek için milyonlarca dolar nakit para almakla suçlandı.

Manafort kampanyayı yönetirken, Cumhuriyetçi Parti de Ukrayna'daki çatışmayla ilgili programının dilini değiştirerek, Rusya karşıtı kısımları çıkardı. Bu değişikliğin, Trump kampanyasının iki temsilcisinin emri üzerine yapıldığı öne sürüldü.

Manafort hakkında Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından soruşturma açıldı ve bunun üzerine kampanya müdürlüğü görevini bıraktı. Aynı Flynn gibi, 40 yılı aşkın bir süredir siyasetin içinde yer alan Manafort, da Trump'ın etrafında oluşan kaos ve tartışmaların bir kısmını yönetmesi gerekirken bunların kurbanı oldu.

ABD istihbarat kurumları, Ekim ayında, Demokrat Ulusal Kongresi'ne (DNC) yönelik siber saldırıların faili olarak resmen Rusya'yı gösterdi.

Trump, bu bulgulara da itiraz etmeyi sürdürerek, Clinton ile yaptığı bir tartışmada, "Rusya olabilir ama Çin de olabilir. Başka bir sürü insan da olabilir. Yatağında yatan 200 kiloluk bir adam da olabilir" dedi.

İstihbarat kurumlarının bulgularıyla ilgili açıklamayı yaptığı gün, Trump'ın 2005 yılında çekilmiş ve kadınlarla ilgili aşağılayıcı ifadeler kullandığı "Access Hollywood" programının perde arkası çekimleriyle ilgili video yayınlandı.

Aralık ayında, FBI ve İç Güvenlik Bakanlığı, ABD istihbarat birimlerinin Rusya'yı e-postaların çalınmasıyla ilişkilendiren bir rapor yayınladı.

Buna karşılık olarak, Başkan Barack Obama 35 Rus diplomatı sınır dışı etti ve Rusya'ya yönelik yeni yaptırımlar uygulamaya koydu.

Tüm dünyanın Putin'in yanıtını beklemesine karşın Rusya lideri karşılık vermemeyi tercih etti.

O dönem başkanlığa seçilmiş ama henüz görevi devralmamış olan Trump, attığı Twitter mesajıyla Putin'e destek vererek, "Geciktirme akıllı bir hamle - (Putin'in) çok akıllı olduğunu hep biliyordum!" yazdı.

Putin'in karşılık vermemesi birçok kişi tarafından akıllıca bir halka ilişkiler hamlesi olarak görülmesine karşın yapılan haberler; ABD istihbarat yetkililerinin, Rusya'nın bu yaptırımların uzun ömürlü olmayacağına inandığı için karşılık vermediğini düşündüğünü öne sürüyor.

Aynı ay içerisinde Trump, kabinedeki en önemli görevlerden biri olarak kabul edilen dışişleri bakanlığı için Rex Tillerson'ı aday gösterdi.

Tillerson'ın Kongre'den onay almasının önündeki en büyük engeli Putin ile yakın ilişkileri oluşturuyordu.

Petrol şirketi ExxonMobil'in CEO'su olan Tillerson, Rusya lideri yakın kişisel bir ilişki kurmuş ve bu da ABD diplomasisinin en tepesine geçmeye uygun olup olmadığıyla ilgili soru işaretlerinin doğmasına neden olmuştu.

Tillerson, 2 Şubat'ta yemin ederek, dışişleri bakanlığı görevine başladı.

Buzzfeed, Ocak ayında İngiliz eski bir istihbarat yetkilisi olan Christopher Steele tarafından hazırlanmış ve Rusya'nın Trump'a şantaj yapmasını sağlayabilecek bazı bilgiler içerdiği öne süren bir dosya bulunduğunu bildirdi.

Dosyadaki bilgilendirme notları arasında Trump'ın Rusya istihbarat servisi tarafından Moskova'daki bir otelde hayat kadınlarıyla birlikte çekilmiş bir videosu bulunduğuna dair iddialar da yer alıyordu.

Trump, bu iddiaları "sahte haberler" diye tanımlayarak, doğru olmadığını savunuyor.

CNN, Obama ve o dönem başkanlığa seçilmiş olan Trump'a bu dosyanın varlığıyla ilgili istihbarat yetkilileri tarafından bilgilendirme yapıldığını bildirirken, Buzzfeed de işi biraz daha ileriye taşıyarak, dosyanın içeriğini yayınladı.

Bu belgeler, halihazırda karışık olan siyasi gündeme bomba gibi düştü ve teyit edilmemiş iddiaları yayınlamasından dolayı Buzzfeed'in ağır eleştirilere maruz kalmasına yol açtı.

İstihbarat yetkililerin, aylarca farklı iddiaları gündeme getirmesi ardından nihayet Şubat ayında Rusya hakkındaki en somut ve Trump'a en zarar verici skandal patlak verdi.

Washington Post, Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn'in, Trump görevi devralmadan önce Obama'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımların kaldırılması konusunu Rusya'nın Washington Büyükelçisi Sergei Kislyak ile görüştüğünü bildirdi.

Rusya'nın propaganda kanalı olarak gösterilen RT'ye sık sık konuk olan ve bir kez de Putin'in olduğu bir akşam yemeğine katılan Flynn, geçen yılın sonlarında Rusya büyükelçisi ile yaptığı telefon görüşmeleri hakkında o dönemin seçilmiş başkan yardımcısı ve diğer yetkililere eksik bilgi vererek, dikkatsizce bilgilendirdiğini söyleyerek görevinden istifa etti.

İstifa ettiğinde Flynn ulusal güvenlik danışmanlığı görevine getirileli sadece 23 gün olmuştu.

ABD'de görevli olmayan vatandaşların diplomatik süreçlere müdahil olmaları yasadışı faaliyetler kapsamına giriyor.

İstifasından bu yana Savunma Bakanlığı Pentagon Flynn hakkında Rusya ve Turkiye'den lobicilerden yaptığı konuşmalar ve danışmanlık hizmetleri karşılığında aldığı paraları beyan edip etmediği konusunda bir soruşturma başlattı.

Adalet Bakanı Jeff Sessions, adaylığıyla ilgili onay oturumunda, seçim kampanyası döneminde Ruslarla hiçbir şekilde iletişim kurmadığını ifade ettiği için yalan söylemekle suçlanıyor.

Sessions'ın da Kislyak ile Eylül ayında özel bir toplantıda, Temmuz ayında da bir grup büyükelçiyle yapılan görüşmede bir araya geldiği ortaya çıktı.

O dönem Alabama senatörü olan Sessions, Trump'ın Beyaz Saray'a seçilmesini sağlayan sürecin en önemli aktörleri arasında yer alıyor.

Ancak Sessions, Kislyak ile yaptığı görüşmelerin, Senato Silahlı Hizmetler Komisyonu'nun üyesi olmasıyla bağlantılı olduğunu ve seçim kampanyasıyla hiçbir ilişkisi olmadığını söylüyor.

Temsilciler Meclisi'ndeki Demokrat azınlık grubunun Lideri Nancy Pelosi, Sessions'ın yeminli olduğu halde yalan söylediğini belirterek, istifa çağrısı yaptı.

Adalet Bakanı Sessions Rusya'nın e-postaların çalınmasındaki rolüyle ilgili FBI soruşturmasının idaresinden çekilmesi gerektiği yönündeki ağır baskılara boyun eğde ve çekildi ama bunu yaparak Başkan Trump'ın öfkesini üzerine çekti.

Trump'un başkanlığa gelişinin ikinci ayında FBI başkanı James Comey, Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu'nun açık bir oturumunda, FBI'ın 2016 seçimlerine Rusya'nın müdahalesi konusunda soruşturma yürüttüğünü doğruladı.

Comey, devam eden soruşturmanın 2016 yılı Temmuz ayında başladığını kaydetti.

Fakat 9 Mayıs'da Comey de görevden alındı.

Beyaz Saray önce Comey'in görevden alınışını Hillary Clinton e postalarıyla ilgili soruşturma ile açıkladı. Fakat Başkan Trump daha sonra FBI başkanının görevden alınışında "bu Rusya olayı"nın da rolü olduunu söyledi.

10 Mayıs'da Trump Oval Ofis'de Rusya Dışişleri Bakanı ve büyükelçisinin katıldığı bir toplantıya katıldı.

New York Times'ın haberine göre, Trump burada James Comey'in görevden alınmasının, üzerinden "büyük bir baskıyı kaldırdığını" söyledi.

Gazete aynı haberinde Trump'ın Rus yetkililerle terörle mücadele ve hava ulaşımı güvenliği ile ilgili son derece hassas bilgiler paylaştığını da iddia etti. Bu iddialar Washington'da büyük sarsıntı yarattı.

Bir hafta sonra Robert Mueller, Rusya konusundaki soruşturmayı yürütmekle görevli özel savcı olarak atandı.

Görevden alındıktan sonra Senato komisyonuna ifade veren ve soruları yanıtlayan eski FBI başkanı James Comey, Trump'ın bir görüşmelerinde kendisinden sadakat sözü istediğini söyledi.

Daha önce medyada yayınlanan haberleri doğrulayan ifadesinde Comey Trump'ın "Sadakata ihtiyacım var ve sadakat bekliyorum" dediğini aktardı.

Comey bu sözler karşısındaki tepkisini "Bu sözleri izleyen garip sessizlik sırasında kıpırdamadım, konuşmadım, yüz ifadem değişmedi. Sessizce birbirimize baktık" diye tarif etti.

James Comey ayrıca Trump'ın kendisinden daha önce istifa etmek zorunda kalan Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn hakkındaki soruşturmayı kapatmasını istediğini de söyledi.

Comey'e göre Trump "Umarım bu işin ucunu bırakabileceğini, Flynn'in peşini bırakabileceğini görüyorsundur. Flynn iyi biri. Umarım bırakırsın" dedi.

Eski FBI başkanı Trump'ın yalan söyleyebileceğinden endişe ederek, onunla yüzyüze ve telefonla yaptığı görüşmelerin notlarını tuttuğunu da kaydetti.

Trump Comey'den sadakat istediğini yalanladı ama istemiş olsa bile bunun kötü bir şey olmayacağını söyledi.

Beyaz Saray da Trump'ın Flynn soruşturmasının bitirilmesini istediğini yalanladı.

Trump ayrıca Rusya ile ilişkiler konusunu araştıran özel savcı Mueller'in, Comey ile yakın dost olduğuna dikkat çekerek tarafsızlığını sorguladı.

Temmuz ayının 9'unda yayımlanan haberlerde Başkan Trump'ın yakın çevresinden kişiler ile bir Rus arasında özel bir görüşme yapıldığı kaydedildi.

Başkanın oğlu Donald Trump Jr, 9 Haziran 2016 tarihinde "elinde Hillary Clinton'a zarar verebilecek malzeme bulunduğu" söylenen Rus avukat Natalia Veselnitskaya ile buluştuğunu itiraf etti.

Fakat oğul Trump, avukatın, Trump'ın damadı Jared Kushner'in ve Trump seçim kampanyası sorumlusu Paul Manafort'un da katıldığı bu toplantıda "anlamlı bir bilgi" vermediğinde ısrar etti.