Siyah beyazlıların stadı yok ama uyumlu, etkili ve dinamik bir takımı var. Trabzon maçında zirve yapan Kartal tarzı, taraftarına şampiyonluk ve Avrupa’da başarı umudu verirken, değişimin en önemli nedenleri olarak, teknik adam ve kadroda yakalanan istikrar ortaya çıkıyor.
Türkiye Beşiktaş’ı konuşuyor ama sadece lider olduğu için değil, aynı zamanda iyi futbol oynadığı için de... Siyah beyazlılar sonra olarak Konya’da Trabzonspor’u 3-0 gibi net bir skorla mağlup ederken rakibine de hiç pozisyon vermedi.
Kenan Başaran’ın Hürriyet’teki haberine göre, Fenerbahçe’ye kaybettikten sonra 4’te 4 yapıp yeniden liderliği eline geçiren Kartal’ın başarısının arkasında birçok etken var. Duran top, sağ bek ve oyunu tutma gibi kronik problemler de Trabzon maçı baz alınırsa ortadan kalkmış görünüyor. Her maçını başka bir statta oynamak da takımı yorsa bile şimdiye kadar skorlara olumsuz yansımadı. Evet, tüm bunların yanında takımı başarıya taşıyan temel faktörleri şöyle sıralamak mümkün:
1- İstikrarın meyveleri toplanıyor. Samet Aybaba döneminde kurulan kadro tam 3 sezondur korunuyor. Yaşları birbirine yakın oyuncu grubunda aynı dili konuşanların sayıca fazlalığı artı bir değer. Her sezon yapılan transferler de takıma iyi monte edildi. Atiba, Necip, Gökhan Töre, Kerim, Oğuzhan, Sosa ve Olcay gibi farklı pozisyonlarda oynayan isimler Bilic’e oyunda taktik zenginlik şansı sunuyor.
2- Bu sezon iki nokta transfer yapıldı. Demba Ba ve Jose Sosa, takıma adeta sınıf atlattı. Demba Ba, gerek UEFA Avrupa Ligi’nde, gerekse ligde attığı gollerle Almeida’yı resmen sildi. Karşı karşıya ve tek vuruşluk pozisyonlarda Senegalli, Portekizliye büyük fark attı. Sosa da takımın üç sezondur yaşadığı ‘10 numara’ sorununu ortadan kaldırdı, daha şimdiden 5 asiste imza attı.
3- Kadro kadar teknik direktör devamlılığı da önemli. Beşiktaş en son 2002-03 ve 2003-04 sezonlarını aynı hocayla (Lucescu) başladı ve bitirdi. İki sezon çalışan Mustafa Denizli bile ilk sezonun 7. haftasında iş başı yapmıştı. Kartal, geçen sezon olduğu gibi bu sezon da Slaven Bilic ile yoluna devam ediyor. Rakipleriyse son iki sezonda sürekli hoca değiştirdi. Hırvat hocanın iki iyi analistinin olduğunu da unutmamalı.
4- 2013-14 sezonunda futbol şubesinin idari yapısında girişilen yeniden yapılanma, bu sezonun kamp döneminde sona erdi ve eski düzene dönüldü. Ancak bu eskiye dönüş takımı olumsuz etkilemedi. Futbol şube sorumlusu Ahmet Nur Çebi, özellikle mali konularda takımın sorunlarını çözerken takım sorumlusu Mete Vardar da bu memlekette hâlâ geçerliliğini koruyan ‘ağabey’ rolünü iyi oynuyor.
5- Avrupa Ligi nedeniyle takımın sezonu erken açması form tutmasına yardımcı oldu. Özellikle Feyenoord ve Arsenal maçlarında ortaya konulan futbol, takımın özgüvenini de yükseltti. Yoğun maç trafiği, olumsuz beklentileri boşa çıkardı. Aksine ‘en iyi idman maçtır’ kabilinden takımı sürekli hazır tuttu. Fenerbahçe derbisi kaybedilse de takımda bir kırılganlık oluşturmadı.
6- Üç sezonluk periyotta takımın en büyük problemlerinden biri sık sık yaşanan sakatlıklardı. Öyle ki Olcay Şahan hariç hemen hemen herkes en az iki kez sakatlandı. Bu sezon da sakatlıklardan muzdarip olundu ama “ligin demlendiği” haftalarda geçen sezona oranla daha az sorun yaşandı. Bazen eleştirilse de sakatlar, sağlık ekibi tarafından takıma beklenen tarihten önce kazandırılıyor.
7- Başarının belki de en mühin anahtarı takımdaki birlik havası. Sorunlu oyuncularının ayrılması takımdaşlığı güçlendirdi. Hatırlanırsa siyah beyazlılar geçen sezona ‘aile içi kavga’larla başlamıştı. Sezona yayılan bir ‘Fernandes krizi’ de olumsuz rüzgârlar estirmişti. Ve Tolga Zengin... Sahadaki kadar dışında da takımın çimentosu vazifesi görüyor.
Hasılı, mutlu bir takımla karşı karşıyayız.