Spor

Beşiktaş-Trabzonspor maçının sonucu sürpriz değil!

Şenol Güneş'in Trabzonspor karşısına bu kadro ile çıkması büyük risk, ikinci yarıya aynı kadroyla devam etmesi ise intihardı

23 Ağustos 2015 23:40

Hayri Cem

 

Türkiye’de spor yorumculuğu elde edilen sonuca göre yapıldığından, geçen haftaki bol gollü galibiyet yorumcuların kolaya kaçmasına ve Beşiktaş’ı göklere çıkarmasına neden olmuştu. Medyada izlediğim kadarıyla, benden başka Beşiktaş’ın zaaflarını yazan olmamış. Görmemiş diyemiyorum, zira spor yorumcuları taraftarın hoşuna gidecek şeyler söyleyip, yazmayı tercih ediyorlar.

Geçen hafta Şenol Hoca, maç sonu demeçlerinde bu galibiyetin abartılmamasını, daha pek çok eksikleri olduğunu, söylediğinde çok umutlanmıştım. Ancak sahaya çıkan kadroyu görünce büyük bir şok yaşadım. Mersin İdman Yurdu maçının ilk yarıdaki kadrosu aynen sahadaydı. Oysa Şenol Hoca da bu kadro ve dizilişin yanlış olduğunu görmüş ve M. İ. Yurdu maçının ikinci yarısında değişikliğe gitmişti. Bu konuya ileride değineceğim, şimdi bu maçın kadrosuna bir göz atalım:

Kalede Tolga, sağ bekte Beck, sol bekte Motta, stoper mevkiinde Rhodolfo–Ersan ikilisi, önliberoda Atiba ve Oğuzhan, onların önünde Olcay, Quaresma ve Gökhan, ileri uçta ise Cenk Tosun vardı.

“Ben demiştim” lafından nefret ederim. Ama yine de “Sonuç Aldatmasın” başlıklı yazımdan alıntı yapmak istiyorum;

“Ama skor ve göze hoş gelen futbola rağmen Beşiktaş’ın çok eksikleri var. Öncelikle defans bloğunda sorunlar büyük. Rhodolfo ve Ersan ikilisi çok ağırlar. Bu ikilinin arkasında atılacak her top gol pozisyonu yaratır.”

“Tolgay ve Veli’nin yokluğunda orta sahada Atiba’nın yanında Necip oynamalı. Hatta Serdar Kurtuluş bile bu pozisyonda oynayabilir. Ama Oğuzhan asla! İlk yarıdaki diziliş ile güçlü bir takıma karşı oynansa sonuç Beşiktaş aleyhine bir facia olurdu.”

“Quaresma ise bence oyun kuruculuğuna hiç soyunmamalı. Sol açıkta Olcay ile rotasyonlu kullanılmalı. Ya da Gökhan’ın verimi düştüğünde onun mevkiini doldurmalı. Gökhan ise bir an önce kendine gelmeli. Halen futbolu kendine oynamaya çalışıyor. Futbolun, takım oyunu olduğunu hatırlamalı ve istediği pasları alamadığında küsmemeli.”

Geçen hafta spor yorumcularının görmek istemediği zaaflar bunlardı. Spor yorumcularının taraftarı mutlu etmek istediğini varsayalım, peki Şenol Hoca bunları neden görmez? M. İ. Y gibi zayıf bir takım karşında bile bu kadro ve diziliş hem gol yemiş hem de rakibe pek çok gol pozisyonu vermişti. Hoca ilk yarıda yaptığı hatayı fark edip, ikinci yarıda önstoper mevkiini Necip’le güçlendirmiş ve sahada dolaşan Quaresma’yı oyundan alarak Oğuzhan’ı ileri çıkarmış ve oyun kuruculuk görevini vermişti. Bu değişiklik de bol gollü sonucu getirmişti.

Hoca bunları görmesine rağmen Trabzonspor gibi güçlü ve disiplinli bir takım karşısına bu kadro ile çıkması büyük bir riskti. İkinci yarıya aynı kadro ile devam etmesi ise intihardı. Şenol Hoca ancak golü yedikten sonra bu değişikliğin gerekliliğini hatırladı.

Gelelim maçın analizine; Beşiktaş oyuna çok iyi ve baskılı başladı. Şota Hoca da bu baskının geleceğini bildiğinde, orta sahada baskı kurarak atakların gelişimini engelledi. Beşiktaş 90 dakika boyunca kanatlara inerek etkili ortalar yapamadı. Beck bazı bölümlerde bunu denediyse de Gökhan’ın yardımını alamayınca etkili olamadı. Motta ise her ileri çıktığında topu kaybetti ve geri gelmekte zorlandı.

İlk yarıda her iki takım da zevksiz bir futbol ortaya koydu. Hatırda kalan tek gol pozisyonu, Olcay’ın 19.dakikada ceza sahası dışından çektiği şuttu. Bu sert şutu Onur başarı ile kornere yolladı. İlk yarı Trabzonspor’un istediği sonuçla bitti. Trabzonspor’un ilk hedefi gol yemeden maçı götürmek ve fırsat yakalarsa gol atmaktı.

İkinci yarıya da Beşiktaş baskılı başladı. Bu baskı sonucunda 49.dakikada gole çok yaklaştı. Orta sahada yapılan baskı sonucunda kapılan topta Cenk rakibin arkasına sarktı. Gol vuruşu yapabileceği pozisyonda, kendinden daha müsait pozisyonda olan Gökhan Töre’ye topu aktadır. Gökhan bir anda önünde boş kaleyle karşı karşıya kaldı. Tek yapması gereken sadece topa dokunmaktı. Ama Gökhan topu kontrol etmeyi tercih edince rakip defans yerini aldı. Bu kez Quaresma müsait pozisyondayken Gökhan ısrarla vurmak isteyince top avuta gitti.

Bu pozisyonun kaçmasının hiçbir izahı olamaz. Bu pozisyon maçın kırılma noktası oldu. Zira bu pozisyon gol olsa Trabzonspor moral olarak çökecek ve üstünlük Beşiktaş’a geçecekti. Bu pozisyondan dört dakika sonra futbolun altını kuralı devreye girdi; Atamayana atarlar!

Beşiktaş’ın defans oyuncularının kolektif hatası, Trabzonspor’un 53.dakikada 1-0 öne geçmesine neden oldu. Bu golün başlangıcında Motta’nın büyük hatası vardı. Orta saha yakınlarında, Yusuf’la hava topuna yükseldiğinde yaptığı zamanlama hatasında top Yusuf’un kafasından N’doye’a geldi. Bu arada Yusuf, orta saha yakınlarından ceza sahasına koşu yapmaya başladı. Ersan Gülüm, Yusuf’un önünde olmasına rağmen yanından gelip geçmesini sadece izleyebildi. Bu arada hiçbir markaj altında olmayan N’doye kafa ile pasını ceza sahasına giren Yusuf’a aktardı. Kaleci ile karşı karşıya kalan Yusuf ise düzgün bir vuruşla topu ağlara yolladı.

Bu golden hemen dört dakika sonra Quaresma’nın golü ile Beşiktaş beraberliği sağladı. Bu golden önce yapılan faul atışında Quaresma başlama vuruşunu yapması için topu Gökhan’a yuvarladı. Gökhan ise topu durdurmadan ayağı ile Quaresma’ya yolladı. Quaresma oyunun başladığını düşünerek devam etti ve topu kaleye ortaladı. Topun dışarı çıkacağını düşünen Onur müdahale etmeyince top arka direğe çarparak ağlara gitti. Bu golde hem orta hakem hem de yan hakem büyük hata yaptılar. Yapmaları gereken şey, top durmadan oyun başladığı için golü iptal edip, faul atışını yeniden yaptırmaktı.

Quaresma, hakemin bu “hoşgörüsünden” cesaret almış olmalı ki, üç dakika sonra kazanılan serbest vuruşta, hakem düdüğünü gösterip bekle demesine rağmen, hakem baraj mesafesini adımlarken topu oyuna sokunca ikinci sarı kartı görerek oyundan atıldı. Bu yanlışı alt yapıdan gelen 18 yaşında bir çocuk yapsa belki mazur görülebilir. Ama yılların tecrübesi Quaresma bu hatayı yapıyorsa bir dakika deyip, düşünmek lazım.

Quaresma ilk gördüğü sarı karttan sonra Şenol Hoca tarafından oyundan alınmalıydı. O ilk sarı kart bile kırmızı olabilirdi. Topun dışarı çıkacağını düşünüp, yavaşlayan Quaresma, Yusuf’un dışardan koşu yapıp, topu oyunda tutmasına sinirlenince, Yusuf’un direk bileğine tabanı ile girdi. Bu pozisyonda hakem kırmızı gösterse kimsenin bir itirazı olamazdı.

Oyunun üstünlüğü tam Beşiktaş’a geçmişken, Quaresma’nın bu sorumsuzluğu Beşiktaş’a pahalıya mal oldu. Oyunun son bölümlerinde Beşiktaşlı oyuncularda moral bozukluğu ve yorgunluk başladı. Şenol Hoca daha önce yapması gereken değişiklikleri bu dakikalarda yapmak zorunda kaldı.

Maçın skorunu belirleyen golde de yine defans hataları vardı; Motta ve Necip Cavanda’nın ceza sahasına orta yapmasını seyrettiler. Ceza sahasında kafalardan seken top, en son Gökhan’ın kafasına düştü. Gökhan bu topu klasına yakışmayan bir şekilde uzaklaştırmaya çalışınca Erkan Zengin’e güzel bir pas oldu. Ceza sahası dışından topa çok sert vuran Erkan Beşiktaş ağlarını havalandırınca Trabzonspor 2-1 öne geçti ve haklı bir üç puan kazandı.

Şenol Hoca’nın, gelecek maçlarda da bu yanlış takım dizilişinde ısrar etmesi daha büyük hüsranlar yaratabilir. Ayrıca Şenol Hoca oyuncu tercihlerinde adil olmasıyla bilinir. Quaresma zaten bir maç cezalı olacak, Gökhan’ı da birkaç maç kulübede oturtursa, adaletli bir hoca olduğunu hem futbolcularına hem de taraftarına göstermiş olur. Bu oyuncuların yerini dolduracak Sosa ve Kerim gibi futbolcular da motive olurlar.

Son sözüm “bir kısım” taraftara; Quaresma sorumsuzluk örneği göstererek oyundan atılıp, takımını 10 kişi bıraktığında, alkışlamak ve lehine tezahürat yapmak yakışmadı. Bu tavırlar Quaresma’yı şımartmak ve bu sorumsuzluğunu tekrarlamaktan başka bir işe yaramaz. Quaresma’nın 2010-11 sezonunda Kiev’e gitmemek için İstanbul’daki maçın uzatma dakikalarında kırmızı kart görmesini unutmayalım lütfen!

 

Maçın ayrıntıları


 
Stat: Atatürk Olimpiyat
Hakemler:  Ali Palabıyık, Mehmet Cem Satman, Serkan Çimen, Serkan Gençerler (4. Hakem)

 

Beşiktaş: Tolga, Beck, Rhodolfo, Ersan, Motta, Atiba, Oğuzhan(Dk.85 Kerim), Gökhan, Olcay(Dk.70 Necip), Quaresma, Cenk(Dk.63 Gomez)
Yedekler: Günay, Necip, Serdar, İsmail, Sosa, Kerim, Gomez
Teknik Direktör: Şenol Güneş

 

Trabzonspor: Onur, Aykut, Cavanda, Mustafa, Constant, Erkan, M’bia, Özer (Dk.74 Sefa), Yusuf (Dk.87 Salih), Okay (Dk.74 Medjani), N’Doye
Yedekler: Alvarado, Salih, Alper, Aytaç, Sefa, Medjani, Cardozo
Teknik Direktör: Shota Arveladze
Goller: Yusuf (Dk.53), Quaresma (Dk.57), Erkan (Dk.84)
Sarı Kartlar: M’bia (Dk.22), Motta (Dk.24), Quaresma (Dk.45+2, 60), Erkan (Dk.47), Beck (Dk.52), Salih (Dk.90), Ersan (Dk.90+4)
Kırmızı Kart: Quaresma (Dk.60).