Gündem

"Berkin Elvan'ı öldüren polisin kim olduğu belirlendiği halde savcılığa bildirilmedi" iddiası

Adli Tıp, elde edilen görüntülerin çözülemez olduğunu söyleyerek Berkin'i vuran polisi tespit edemediğini belirtmişti

09 Mart 2016 11:07

Gezi Parkı eylemlerinde polis tarafından gaz fişeğiyle başından vurulup 269 gün komada kaldıktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan’ı vuran polisin kimliğinin 2 yıl önce tespit edildiği iddia edildi. Berkin Elvan’ın vurulduğu bölgedeki görüntüleri ve polisleri inceleyen Ulusal Kriminal Büro’nun savcılığın ‘dikkatini çekmesi gerektiği’ yorumuyla gönderdiği görüntülerdeki polisle, 19 Ocak 2016’da Jandarma Kriminal Büro’nun tespit ettiği kişinin aynı olduğu savunuldu.

BirGün’de Erk Acarer imzasıyla yayımlanan haber şöyle:

Gezi Direnişi sırasında gaz bombası fişeğiyle başından yaralandıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan soruşturmasında, hedef alarak gaz fişeği atan polis kısa bir süre önce belirlenmişti. Oysa aynı polisin, 1 seneyi aşkın süre öncesinden kimliğinin bilindiği anlaşıldı.

16 Haziran 2013 tarihinde polisin attığı gaz fişeğiyle başından vurulan ve 269 gün sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan dosyasında şaşırtıcı gelişmeler ortaya çıkıyor. Jandarma Kriminal Büro tarafından tespit edilen polisin kimliğini Ulusal Kriminal Büro, ‘muhtemel aynı kişi' (incelenmesi gereken kişi) diyerek işaret etmiş ve 05.12.2014 tarihinde savcının dikkatine sunmuş. Yani; jandarma tarafından kimliği tespit edilen ve raporlarda E.Y. olarak geçen kişi iki yıl önce Ulusal Kriminal Büro tarafından belirlenmiş.

 

Tespitler aynı

 

Ulusal Kriminal Büro, olay günü ‘belirlenmiş kişiye’ ait görüntülerle emniyetteki fotoğraf arşivindeki vesikalık fotoğrafları karşılaştırarak, sonuca ulaşmış ve bu bağı savcılığa; “Araştırılsın” vurgusuyla geçmiş. Ulusal Kriminal Büro’nun Teknik Raporu’nda; araştırma isteği şöyle bildirilmiş: “Bu dikkat çeken resimler ve yoruma açıklığın anlamı, bu kişilerin olayın faili olduğu ya da olmadığı anlamına gelmemekte sadece Cumhuriyet Savcısı’nın da dikkati çekmesi gereken bir husus olarak takdirini Türk yargısına sunmaktadır.”

05.12.2014 tarihinde savcılığa giden Ulusal Kriminal Büro raporla, 19 Ocak 2016 tarihinde Jandarma Kriminal Büro’nun teknik incelemesinde aynı bilgiler ortaya çıkıyor. Jandarma’nın raporunda da şu ifadeler geçiyor: “Ulusal Kriminal Büro tarafından 1. Zetçi (Bibergazı silahı) olarak belirtilmiş olan şahsın, mukayese amaçlı fotoğrafları gönderilerek X512XX sicil sayılı polis memuruyla Muhtemel Aynı Kişi olduğu kanaatine varılmıştır.”

 

Adli Tıp bulamadı!

 

Ulusal Kriminal Büro’nun vurgusuna rağmen Berkin’e yakın mesafeden gaz fişeğiyle ateş açan polisin kimliğinin neden 2 sene geç tespit edildiği ile ilgili iki önemli nokta var:

Bazı fotoğraflar yollanmadı: Ulusal Kriminal, önemli bir noktaya kadar geldi. Hatta belirlenen kişi büronun tespiti! Ne var ki; büronun istediği bazı fotoğraflar emniyet ve savcılıkta takıldı. Görüntülerle birlikte, eğer istenen fotoğrafların tümü büroya gitmiş olsa, iş bu kadar uzamayacaktı. Çünkü Ulusal Kriminal Büro dosyayı iyi biliyordu, çözümlemeyi doğru yapmıştı ve tespit çok hızlı yapılabilirdi.

Adli Tıp ‘bulamıyorum’ dedi: Öte yandan Ulusal Kriminal Büro’nun ulaşamadığı fotoğraflar Adli Tıp’a gönderildi. Çok önemli bir yere ulaşan, hatta bugünkü sonuca gelen araştırma Adli Tıp’ta takıldı. Adli Tıp gönderilen fotoğraflara rağmen, tespit edilen kişi için; ‘Evet budur’ diyemedi. Savcı; Adli Tıp’tan; ‘Görüntülerdeki şahısların yerlerinin belirlenmesini, maktulün vurulduğu yerin belirlenmesini, muhtemel şüphelilerin ve maktulün vurulduğu noktaların mesafe ile açılarının belirlenmesini, kısaca görüntülerde soruşturmanın aydınlatılmasına yarayacak bilgi ve bulguların tespitini’ istedi. 3 ay boyunca dosyayı inceleyen Adli Tıp, savcılığa verdiği yanıtta; ‘Eldeki görüntülerin çözülemez olduğu, görüntülerden kişilerin kimliklerinin tespit edilmesinin mümkün olmadığı, yüzlerinin kapalı, kamera görüntüsünün (TOMA kamerası) kalitesinin kötü ve olay yerine mesafesinin uzak olması’ gerekçelerini göstererek, ‘Katili tespit edemedim’ dedi. Oysa ki; Ulusal Kriminal Büro, görüntüler eksik olmasına rağmen tespiti yapabilmişti. Uzunca bir süre bu nedenle kaybedildi.