Dünya

Bergen-Belsen Toplama Kampı’na sanal gezi

Bergen-Belsen toplama kampının internet ortamında ziyaret edilmesi online uygulama olarak hayata geçirildi. Bu projenin yöneticisi Stephanie Billib DW’ye bilanço çıkarttı.

05 Mayıs 2016 20:49


DW: Normal olarak eski toplama kampları anma, içe dönme ve sükunet atmosferini yaşamak olarak bilinir. Ziyaretçilere 3D animasyonlu bir tabletle eski toplama kampını gezdirmek çelişki gibi gelmiyor mu?

Stephanie Billip: Bu düşünce aslında ölmüş bir tutuklunun torununa ait olmasına rağmen bizim de bu konuda çekincelerimiz oluşmuştu. Hollandalı Paul Verschure kamptaki binalardan ne kadar az görülecek şey kaldığını hayretle saptamıştı. Önerilen şeyin video oyunları ya da Walt Disney tarzında bir şey olmadığını anlayınca bu düşünceyi benimsedik ve denemeye karar verdik.

DW: Kurbanlar ya da onlardan sonra gelen nesiller nasıl tepki gösterdiler?

Stephanie Billip: Kamplardan sağ kurtulanların dernekleri için 3 boyutlu uygulama (App) ilk kez 2012 yılında toplama kampının 60'ıncı yıldönümü anma törenlerinde bir video enstalasyonu olarak sunulmuştu. Orada hazır bulunan eski tutukluların bu sunumdan son derece hoşnut kaldıklarını hayeretle gözlemlemiştim. Çekinceleri olan ikinci nesildi. Sağ kalan esti tutuklular ise kendileri yapamayacak durumda olsalar bile kampın hikayesinin anlatılabilecek olmasını olumlu bulmuşlardı.

DW: Peki bugünkü ziyaretçiler bu sunuma ne diyor?

Stephanie Billip: Bu olanaktan yararlanmak istiyorlar; özellikle de öğrenci grupları… . Kampı gezen her yaştan insan da uygulamalı tabletleri ödünç alıp kampı inceliyor. Aygıtları geri getirdiklerinde tecrübelerine ilişkin bir-iki soru yöneltiyoruz. Şimdiye kadar projeyi sorgulamak zorunda kaldığımız tepkilerle karşılaşmadık. Tepkiler çoğunlukla çok olumlu. Birçok kişi daha fazla bilgi, daha detay ve kamptaki binaların daha gerçekçi görüntülerini arzu ediyor.

DW: Bu uygulama hangi belgelere dayanıyor?

Stephanie Billip: Bu toplama kampına ilişkin olarak İngiliz hava kuvvetlerinin 13 Eylül 1944’te kampın üzerinden geçtiği bir sırada çekmiş olduğu bir fotoğraf en önemli belgeyi oluşturuyor. Bunun yanında kampın kurtarıldığı 15 Nisan 1945’e ait fotoğraflar da var. Şu sıralarda kampın eski durumuna ilişkin başka bilgilere ulaşmaya çalışıyoruz.

DW: Bu proje başkalarına da örnek oldu mu?

Stephanie Billip: Bildiğim kadarıyla bu tarzda başka bir benzer yok. Diğer eski toplama kamplarındaki uygulamalar bir rehber gibi işlev görüyor. Bizim uygulamamızda ise belirli bir sıra söz konusu değil. Bizim uygulamamız tek tek yerler hakkında bilgi veriyor.

DW:Bunun avantajı ne?

Stephanie Billip: Bu da Paul Verschure’nin düşüncesi. Verschure psikolog ve Barcelona’da beyin araştırmaları yapan bir grubun yöneticisi. Eğer insan birşeyleri kendi kendine araştırırsa, buradaki öğrenme sürecinin daha etkili ve kalıcı olduğu ilkesinden yola çıkıyor araştırmacılar. Bu nedenle Bergen-Belsen kampına gelen ziyaretçileri kamp alanını kendi kendilerine araştırmaları ve her yere tek başlarına gitmeleri önerisinde bulunuyoruz. Kampın içinde zaten belli geçiş yolları yok. Ziyaretçiler soruları olduğunda uygulama (App) üzerinden yanıt alabiliyorlar.

DW: Bunun iyi netice vereceğini düşünüyor musunuz?

Stephanie Billip: Kesinlikle; özellikle de öğrencilerde. Araştırma günlerinde uygulamaya ek bir unsur daha katıyoruz ve iki ya da üç öğrenciyi tablet ile toplama kampını incelemeye gönderiyoruz. Yaklaşık bir saat sonra kendilerine en ilginç gelen bir nesneyi ya da belgeyi gruba tanıtmalarını istiyoruz. Bunun öğrencinin sadece bir ödevi yerine getirmek değil, burada olan bitenler üzerine kendi görüşlerinin oluşmasına etkisi oluyor. Grup yöneticileri bu etkinliğin çok iyi işlediğini bize sürekli rapor ediyor.