Araştırmacı, KONDA yönetim Kurulu üyesi Bekir Ağırdır, 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları üzerinde etkili olan dinamikleri irdelediği yazısında, "Partilere sadakat çözülüyor ama henüz karşı tarafa olan olumsuz duygular aşılabilmiş değil" dedi. Seçmen eğilimlerini analiz eden Ağırdır, bunun kalıcı olup olmadığının araştırılması gerektiğini söyledi. Ağırdır, "Muhafazakâr seçmen genelinde sol fikriyata özelinde CHP’ye olan duygusal ambargosunu aşabilecek mi?" diye sordu.
Bekir Ağırdır Gazete Oksijen'de kaleme aldığı "Yerel seçim sonuçlarını tek bir dinamikten anlamlandırmak doğru mu?" başlıklı yazısında seçim sonuçlarını, “Sekülerler ve Kürtler gidişatı değiştirmek için oy verdi, partisinde gidişatı değiştirme kapasitesi görmeyenler de sandığa gitmedi. Muhafazakârlar iktidara itirazlarını göstermek için sandığa eksik gitti” şeklinde özetledi. Ağırdır, bu eğilimlerin kalıcı olup olmadığının araştırılması gerektiğini ifade etti.
Oy kullanmayanlar ve geçersiz oy kullanan toplam 15,4 milyon seçmenin sandık sonucunu belirlemede etkisini değerlendiren Ağırdır, “En düşük katılım oranı ve en çok oyu sayısal sonuçlara dahil olmayan seçmen büyüklüğü olarak kayda geçti” dedi. “Sansasyonel kayıp yalnızca iktidar bloku toplam oyunda değil aynı zamanda milliyetçi partiler oylarında da yaşandı” diyen Ağırdır, Dem Parti oylarındaki gerilemeye de dikkati çekti. Ağırdır, “Kürtlerdeki demografik, sosyolojik, siyasal ve psikolojik değişimin ne yönde ve nasıl olduğunun” da araştırılması gereken konulardan olduğunu söyledi.
Ağırdır, seçim sonuçlarında ekonominin etkisinin gözardı edilemeyeceğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Partilere sadakat çözülüyor ama henüz karşı tarafa olan olumsuz duygular aşılabilmiş değil. O nedenle muhafazakârlar, sekülerler ve Kürtler sandık başında aynı oy pusulası kullanıyor olsalar da o pusulaya aynı anlam gözüyle bakmıyorlar. Sekülerler ve Kürtler gidişatı değiştirmek için oy verdiler, partisinin gidişatı değiştirme kapasitesini görmeyenler de sandığa gitmediler. Muhafazakârlar iktidara eleştiri ve itirazlarını göstermek için sandığa eksik gittiler. Bu eğilimler kalıcı mı? Araştırılması gereken konu bu. Seçim sonrası yapılan ve kamuoyuna açıklanan bazı araştırmalara göre artık CHP birinci partiymiş. Böyle mi, devam eder mi bilmiyorum."
Ağırdır, “Muhafazakâr seçmen genelinde sol fikriyata özelinde CHP’ye olan duygusal ambargosunu aşabilecek mi?" sorusunu gündeme getirdi.