Hülya Karabağlı
T24/ ANKARA
Dokunulmazlığı kaldırılmak istenen milletvekilleri arasında ismi geçen BDP Muş Milletvekili Demir Çelik, "Başbakan Tayyip Erdoğan, BDP’yi susturmak, onu Kürdistan'a hapsetmek 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Başkan olmak, değilse bile Cumhurbaşkanı olmak için gerilimi üst perde de ve canlı tutması gerektiğine inanmaktadır" dedi.
"Bu işin hukuki olmaktan çok siyasi olduğu herkesin malumu" diyen Çelik'in dokunulmazlıklarla ilgili T24'e değerlendirmeleri şöyle:
MİT Müsteşarının dokunulmazlığı
Oslo görüşmelerinin basına yansımasının ardından özel yetkili savcı Sadettin Sarıkaya MİT müsteşarlarını ifadeye çağırmıştı. Bunun üzerine Sayın Başbakan alelacele bir gece yarısı talimatıyla mecliste müsteşarlarının dokunulmazlığını sağladı. Bu hala bizim hafızalarımızdadır. Başbakan bununlada yetinmeyip daha da ileriye gitmiş ve "Ben milletin iradesini kimseye ezdirmem" demişti.
'Asker ve yargının da kalkacak demişti'
Daha önceleri dokunulmazlıkların kaldırılmasını talep edenlere ise her seferinde dönüp, "Parti programında dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili madde var. Ama sadece milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması değil, yargı, asker dokunulmazlıkları da kalkacak, sadece milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması demek politikanın yozlaştırılması demektir. Dokunulmazlıklarda bir saptırma var demektir" demişti.
‘Kürt sorununda umut pazarladı’
Başbakan, o gün mü haklıydı, yoksa bu gün mü haklı diye sorası geliyor insanın. AKP, AB'ye katılım müktesebatı çerçevesinde kendi iktidarını gerçekleştirinceye kadar "kendine demokrat" kimliğiyle toplumun önemli bir kesimine umut olmuş, her sorunda olduğu gibi Kürt sorununu da çözecekmiş gibi davranmış, her seferinde umut pazarlamıştır.
Dokunulmazlık 'kucaklaşma' ile ilgili değil
Dokunulmazlık tesadüfen dile getirilmiş bir konu değildir. Hatta Şemdinli'deki kucaklaşmayla da alakalı değildir. O fotoğraf karesi sadece yapılmak istenenlere meşruiyet oluşturmanın gerekçesidir. İşin aslı Nisan 2009'dan bu yana demokratik siyasete yapılan siyasi müdahaleyle BDP' yi işlevsiz kılmak istemesidir. Başbakan'da biliyor ki Kürdistan' da işlevsiz kıldığı BDP'yi Meclis'te tutmak demek gerçeklerin Türkiye halklarınca anlaşılması demek olacaktır. O halde meclisteki tek demokratik muhalefet olan BDP'yi susturmak, onu Kürdistan' a hapsetmek 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Başkan olmak, değilse bile Cumhurbaşkanı olmak için gerilimi üst perde de ve canlı tutması gerektiğine inanmaktadır. Bunun içinde milliyetçi hassasiyetlere dönük bir tavır içine giren Başbakan yıllardır yaşanan soruna çözüm olacağına daha da kangrenleşmesine neden olmaktadır.