Gündem

'Hayata Dönüş'te suçlar örtbas edildi'

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu müfettiş raporu: Cezaevine yapılan müdahalenin kendiliğinden gelişen olaylar sonucu birden karar verilerek yapılan ani bir operasyon olmadığı açıktır

09 Ekim 2013 15:44


HSYK'nın, 'Hayata Dönüş' operasyonunda Bayrampaşa Cezaevi'nde 12 tutuklunun ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten Savcı Ali İhsan Demirel'in 'görevi kötüye kullanmak'tan yargılandığı dava için hazırladığı raporda, operasyondan sonra delillerin karartıldığı vurgulandı.

İsmail Saymaz'ın radikal.com.tr'de yer alan haberine göre, ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ kapsamında Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 tutuklunun ölümüne ilişin soruşturmayı yürüten Savcı Ali İhsan Demirel’in yaptığı işlemlerden ötürü “görevi kötüye kullanma” suçundan yargılanmasına ilişkin Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) müfettiş raporu, hem savcı hem de 19 Aralık’ı ağır bir dille suçladı. Müfettiş raporunda, 19 Aralık’ın planlı olduğu ve operasyondan sonra delillerin karartıldığı, müdahalenin sorumlusu olarak biri şehit , ölü ve firari üç askerin gösterilmesinin “örtbas” izlenimi iddiasını haklı çıkardığı ifade edildi. Raporda, Savcı Demirel’in “tanık” sıfatıyla bile olsa bir subayın ifadesini dahi almadığı, katliam hakkında kitap yazmış yüzbaşıyı dinlemediği, operasyon tutanağına ‘imzadan imtina eden’ iki savcının görgüsüne başvurmadığı belirtildi. Bu arada, operasyonlara komuta eden, dönemin Jandarma Asayiş Daire Başkanı Tümgeneral Osman Özbek’in bugün Ankara ’da talimatla ifadesi alınıyor.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi ’nde görülen Bayrampaşa Davası’na bugün devam ediliyor. Avukatlar, soruşturmayı yürüten Savcı Ali İhsan Demirel hakkında HSYK Teftiş Kurulu’nun hazırladığı raporu mahkemeye sunuyor. Demirel’e, “görevini kötüye kullanma” iddiasıyla dava açılması ve “yer değiştirme cezası” uygulanması istenen raporda, Bayrampaşa Cezaevi’ne yönelik operasyonun “organizeli bir şekilde gerçekleştirildiği” ve “üzerinden on yılı aşkın süre geçtiği halde halen neticeye varılamadığı” ifade ediliyor. Rapordaki satır başları şöyle:

Operasyon planlıydı deliler karartıldı: Cezaevine yapılan müdahalenin kendiliğinden gelişen olaylar sonucu birden karar verilerek yapılan ani bir operasyon olmadığı açıktır. Bakanlık ve komutanlıklar nezdinde konuşulup tartışılmış, planı önceden hazırlanmış, görev alacak birimler ve komutanları isim isim belirlenmiştir. Operasyon planında ‘hukuki sorumluluk doğurmayacak şekilde operasyonun bütün safhalarının video kamera ve fotoğraf makinesi ile tespit edecek tedbirlerin alınacağı’ kaleme alınmıştır. Operasyon başlamadan, kayıtların hukuki sorumluluk doğurmayacak şekilde ifade edilmesi emredilerek, hukuki olmayan uygulamaların olabileceği kabul edilmiş ve delillerin karartılması istenmiştir.

Askerlerin ifadesine ihtiyaç duymadı: Operasyona katılanların açık kimlikleri ve görevlerinin liste halinde çıkartılarak gönderilmesi istenilmiş ise de bu müzekkerelerin hiç birisine olumlu cevap verilmediği halde göndermeyenler hakkında işlem başlatılmamış, operasyona komuta eden isimler operasyonun başladığı tarihten itibaren bilinmesine rağmen beyanlarına başvurulmamış, kendilerinden bilgi belge istenmemiştir. Avukat Güçlü Sevimli askeri yetkililerle ilgili delilleri mahkemeye bildirmeme, karartma ve yok etme suçlarına yönelik şikayette bulunmuş, ancak bu şikayete ilişkin bir soruşturma yapılmadığı gibi bir karar da kaleme alınmamıştır. Operasyon planını göndermeyen görevliler hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştır.

Örtabas izlenimi var: Tümgeneralden ere kadar birçok kişinin iştirak ettiği operasyon biri şehit, biri ölü ve bir diğeri firari olan üç asker üzerine yıkılarak örtbas edildiği izlenimi uyandıran soruşturmada en azından firari askerin savunmaları tespit edilerek, sonuca ulaşılması gerektiği halde bu aşamaya kadar savunması alınmamış, şüpheli dahi kabul edilmemiştir. Astsubay ve uzman çavuş olan kişilerin operasyonu birlikte icra ettiği, emrindeki askerleri ve üstlerini tanımamasının kabul edilemeyeceği gibi, bir plan dairesinde icra edilen operasyonda hangi subay ve astsubayın emrinde kimlerin olduğuna dair kaydın bulunmadığının söylenmesi, askeri mevzuata, ordu disiplinine açıkça aykırıdır.

Kitap yazan dahil, bir subay bile dinlenmedi: Savcı, halen görevde bulunan ve olay tarihinde Ankara Jandarma Özel Asayiş Komutanı olan Burhan Engin’i sanık olarak savunmasının alınması için talimatlar çıkarmasına rağmen halen dinleyebilmiş değildir. Cezaevi Jandarma Tabur Komutanı Yüzbaşı Zeki Bingöl’ün operasyona ilişkin ‘Bayrampaşa Cezaevi Gerçeği’ isimli bir kitap yazarak 2007’de ilk baskısını yayınladığı halde bilgisi ve görgüsünün tespitine gidilmemesi, etkin bir soruşturma yapılmak istenmediği iddiasının diğer bir kanıtıdır. Operasyonda subay kadrosunda görev alan tek bir kişinin en azından tanık veya bilgi sahibi olarak dahi ifadesine başvurulmamıştır. Başsavcı Ferzan Çitici ve cezaevi savcısı Fikret Ünalan tarafından imzadan imtina edilerek imzalanmayan tutanakta (operasyon tutanağı) isimlerine, ünvanlarına ve kimlik bilgilerine yer verilemeyen sicil numaralı altı personelin kimler olduğuna dair araştırma yapılmamış, bu araştırmaya on yıl tevessül edilmemiştir. Tutanağı imzadan imtina eden başsavcı ile savcının imtina sebepleri konusunda araştırma yapılmamış, operasyona katılan ve komuta eden kişiler konusunda bilgilerine başvurulmamıştır.