Gündem

Baykal: Maalesef erken seçimin daha muhtemel olduğunu görüyorum

"Erdoğan'a 'Her bir araya gelişimizde kıyamet kopuyor' dedim; 'Ya boşver, bırak ne halleri varsa görsünler' dedi"

07 Temmuz 2015 00:51

CNNTürk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programına katılan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 7 Haziran Genel Seçimleri'nin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı görüşmeye dair gazetecilerin sorularını yanıtladı. Görüşmeye yönelik eleştirileri ve görüşmenin anormal bulunmasını anlamadığını söyleyen Baykal, "Dünyanın her yerinde bu tip sağlıklı görüşmeler yapılır, bizde de olamalıdır" dedi.

Hürriyet gazetesinden Deniz Zeyrek, Doğan TV Ankara temsilcisi Hande Fırat, Milliyet gazetesinden Mehmet Tezkan ve Serpil Çevikcan'ın sorularını yanıtlayan Baykal, Cumhurbaşkanlığı'ndan görüşme talebi gelmesinin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu 3 kez aradığını belirterek, "Ancak cep telefonu yerine sabit telefondan aramışım, ilk etapta ulaşamadım" ifadelerini kullandı.

'Görüşmeyi güven bunalımı haline getirmek istediler'

 

Baykal'ın açıklamasının satır başları şu şekilde:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığım görüşmeyi güven bunalımı haline getirmek istediler. Sanki o görüşmeye Kemal Bey’den habersiz gitmişim gibi söylediler. Kemal Bey’e bilgi vererek gittim. Tereddüt yok yani. Genel Başkan da bilgi verip gittiğimi biliyor. Geldikten sonra da bilgi verdim. 'Koalisyon görüşmesi yaptı' diyenler oldu, 'Meclis Başkanlığı görüşmesi yaptı' diyenler oldu. Gerçeklerden insanlardan saygı duyma anlayışından uzan siyasetin yapıldığını gösteren olaylar. Bunlara sert tepki gösterdim.

Antalya’dayken aklımdan bile böyle bir şey geçmezken, bir gece saat 12’ye yakın saatte, ayın 9’uydu galiba, telefon geldi. Cumhurbaşkanlığı yetkileri 'Meclis’in geçici başkanlığı konusunda Cumhurbaşkanı sizinle görüşecek. İçinde bulunduğumuz durumu istişare etmek istiyor' dediler. 'Birkaç şeyi netleştirmem lazım. Genel Başkan’ın bilgisi dâhilinde bunu kabul edebilirim.' dedim. Hiç tereddüt etmediler. 'Gayet tabi' dediler. İkinci olarak bunun 'Cumhurbaşkanlığı programında resmi olarak ilan edilmesi gerekir.' dedim. 'Uygun' dediler. Cumhurbaşkanlığı makamında görüşmenin yapılması gerektiğini söylediler. Ben bunun başka bir yerde olması gerektiğini söyledim. Eğer ısrarlı olursam bunun da olabileceğini söylediler. 'Görüşme Dışişleri Konutu'nda olabilir.' dedim, Onlar da 'olabilir' dediler.

 

'Kemal Bey görüşmeyi aleyhinizde kullanırlar dedi, haklı çıktı'

 

Cumhurbaşkanlığı yetkilileri ile gece saatlerinde yaptığı görüşmenin ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu üç kez aradığını fakat ulaşamadığını söyleyen Baykal, Kılıçdaroğlu'nun sabit telefon numarasını aradığı için görüşemediğini söyledi. Sabah saatlerinde telefonla görüşme yaptığı Kılıçdaroğlu'nun görüşme talebi karşısında ilk tepkisinin 'Aman ha Saray'da olmasın' olduğunu söyleyen Baykal şöyle devam etti:

"Kılıçdaroğlu’nu 3 kez aradım, cevap alamayınca rahatsız etmemek için kapattım. Beni arayan kişilere kendisiyle 'görüşemedim, sabah ola hayrola' dedim.

Cumhurbaşkanlığı yetkilileri sabah 07.30’da tekrar aradılar. 'Görüşemedim henüz' dedim. 08.00’de Genel Başkan’ı aradım yine görüşemedim. Benim aradığım telefon sabit telefonmuş. Kemal Bey’i bulamayınca özel kalem müdürünü aradım. Hemen temas sağladılar. Genel Başkan’a bunu anlattım. İlk reaksiyonu “Aman ha Saray’da olmasın” dedi. “Merak etmeyin. Başka türlü olamaz” dedim.

'Çıktığınızda bunu aleyhinizde kullanırlar.' dedi, haklı da çıktı. Ben 'önemli değil' dedim. Cumhurbaşkanı böyle bir şey istemişse buna hayır demek olmaz. Benden istişare talebi yapılmışsa düşüncelerimi her yerde olduğu gibi orada da söylerim. 'Koalisyon konuştuk izlenimini vermeyin.' dedi.

'Cumhurbaşkanı görüşmenin hemen olması için acele etti'

 

Cumhurbaşkanlığı yetkililerine “Niye bu kadar acele ediyorsunuz.” dedim. Dediler ki 'Cumhurbaşkanı yarın önemli bir konuşma yapacak. Ondan önce bunu görüşeyi yapmak istiyor.' dediler. 'Peki' dedim. 10.20 uçağı ile Ankara’ya gelebilirim. Kılıçdaroğlu, ne yapmamam gerektiğini söyledi. İstişaremizi yaptık. Bu kadar net bir tablo varken, “Bilgi vermeden görüştü” lafları çıktı. Hatta benim görüşme talep ettiğim haberleri çıktı.  Yok öyle bir şey. Sizi nasıl inandıracağım. Gece eşimle yan yanayken aradılar. Genel Başkan bana gitme deseydi bir an bile beklemezdim. 

Ben hangi numarayı aradığımı söyledim. Yalan mı söyleyeceğim. Ben arama kayıtlarını bile aldım. ‘Yalan söylüyor’ gibi muameleler yapınca tepem attı. Çok şeffaf, açık, net bir görüşme olacağını düşünemediler. Türkiye’nin bu kadar çok yadırgamış olmasını hâlâ yadırgayamadığımı söylemeliyim. Toplumdaki bu güvensizliğin, bu kadar toplumun tüm hücrelerine yansımasına şaşkınım. 

Cumhurbaşkanı’na 'Her bir araya gelişimizde kıyamet kopuyor. Bundan sonra da kopacak' dedim. 'Hatırlar mısınız daha önce de sizin arzunuz üzerine 1 Mart teskeresini YÖK’ü konuştuğumuz bir toplantı vardı. Onu da yıllarca bir pazarlık yapıldı diyenler oldu' dedim. 'Ya boşver, bırak ne halleri varsa görsünler' dedi. Toplantıyla ilgili içerik olarak tutulmuş, saklanmış hiçbir şey yok"

 

Davutoğlu da önermiş

 

Sayın Davutoğlu da Cumhurbaşkanı’na benimle konuşması gerektiğini söylemiş. Koalisyon konuşmadığımızı, meclis başkanlığını konuşmadığımızı, bunların söz konusu bile olmadığını konuşmalıyız.

Baykal, Ahmet Hakan'ın sorusu üzerine, Erdoğan'ın kendisiyle görüşme gerekçesini ise şöyle anlattı: Sayın Erdoğan'ın seçim sonuçları üzerine yol arıyordu. Yıllarca aktif siyasetin içinde yer almış bir isimden görüş almak istedi. Hatta şunu da söyleyim. Adaylığım açıklandıktan sonra Sayın Ahmet Davutoğlu ile de görüştüm. Erdoğan'a benimle görüşmesi yönünde kendisinin de öneride bulunduğunu söyledi.

 

'Söylenmesi gerekenleri söyledim'

 

Görüşmemizde koalisyon modeli önermeden seçim sonuçları ciddiye alınmalıdır dedim. Nezaket çevrçevesi içinde Erdoğan'a söylenmesi gerekenleri söylediğimi düşünüyorum. Dünyanın her yerinde bu tip sağlıklı görüşmeler yapılır bizde de olmalıdır. Seçim kampanyasının büyük kutuplaşmalara yol açtığını kendisine bizzat ilettim. Görüşme sonrası konuşmalarımızı Kemal Bey'e ayrıntısıyla anlattım.

 

'Erdoğan'la görüştükten sonra adaylığa karar verdim'

 

Erdoğan ile görüştükten sonra Meclis Başkanlığı adaylığına karar verdim. Erdoğan ile görüştükten sonra Meclis Başkanlığı adaylığına karar verdim. Erdoğan ile görüşüp tezgah kurdu diyenlerle hesaplaşmak için aday oldum.

 

Ortak aday açıklaması

 

Birlikte bir meclis başkanı seçelim anlayışı muhalefet partilerinin ortak arayışı olmamıştır. Hiç böyle bir mesaj da gelmemiştir.

 

Bahçeli ile yapılan görülme ve çatı adayın desteklenmesi

 

Meclis Başkanı olursam nasıl bir yönetim sergileyeceğime dair konuştum. MHP’nin CHP ile birlikte bir aday seçme arayışı yok. ‘Benim adayım budur’ dayatması var. Ekmeleddin İhsanoğlu, HDP’ye bir nezaket ziyareti yapmamış, onları yok saymıştır. Ekmel bey ortak aday değildir. MHP'nin bir milletvekilidir artık.

TBMM başkanlık seçimi sürecinde kilit noktayı Bahçeli’nin anlayışı teşkil etti.

 

'Yusuf Halaçoğlu, size oy vereceğiz dedi'

 

Bu siyasi partinin tavrı olabilir ama parlamentoda beraber çalışıyorsunuz. ‘Öbürleri de ona destek verirse vermem’ demesinin izah edilebilir bir tavrı var mı? Anayasa değişikliği çalışmaları sırasında ortak imza ile bir sürü maddeyi kabul ettiklerini söylemediler mi? Milletvekillerinin özlük hakları ile ilgili birlikte imzaları yok mu? İç güvenlik yasasında işbirliği yapmadılar mı?

Meclis Başkanlığı konusunda şahsıma itirazın varsa söyle ama lütfen zamanında söyle de hiç olmazsa o görevi yapacak başkası bulunsun. Ya da onu söyleme, onu doğal karşıla, hatta “elbette veririz” diye gecesi CHP Grup Başkanvekiline haber gönder. O isim Yusuf Halaçoğlu. Bir şey söylüyorsam arkasında bir şey var. O gece bizim Grup Başkanvekili arkadaşımız Levent Gök Bey ile buluştular. Ve o ona, 'Bir sıkıntı yok, kutlarız. Baykal seçilebilir. Çünkü biz serbest bırakacağız grubu dediğini; o görüşmeden kısa bir süre sonra Grup Başkanvekili benim evime gelerek bunu bana söyledi. Sabah ise bu tabloyla karşılaştık.

Levent Bey bu mesajı aldı ve bana getirdi. Buradan şu çıkar: Deniz Baykal’a bir itirazımız yok.

Öyle yapmaktan vazgeçmiş olabilirler. Son günde istedikleri gibi davranmak onların hakkıdır. Bunu tartışmıyor ama bunun anlamını neye yol açtığını ve ne gibi bir siyasi konum yarattığını anlatmaya çalışıyorum. Verebilir, vermeyebilir. Ama en azından o akşama kadar ben bir defa adayın kişiliğiyle ilgili bunun orada kabul edilemez olduğuyla ilgili bir tek tespit dinlememişim. Ama 80’i de kapatılıyor ve oy verilmiyor. CHP böyle bir rol oynamaz. Türkiye adına, oy veren o milyonlarca seçmen adına, yeni bir dönem açmak için bu kadar çile çekmiş ve gereğini yapmış olanlar adına hayal kırıklığı yaşadım. Tarihi bir hayal kırıklığıdır, tarihi bir fırsat heba edilmiştir.

Meclis’i çalıştıracak olan orasıdır. Divan ve komisyonların Meclis Başkanı’nın sevkine ihtiyacı vardır. Yolsuzluk dosyalarıyla ilgili olarak Meclis Başkanı çok kritik müdahaleler yaptı. Savcılığa dosya gitti, geldi falan. Bunlar çok hassas işler. Meclis Başkanı çoğunluğu arkasına alırsa ancak o zaman belirleyici olur. Meclis Başkanı olmazsa olmazdır.

 

Halaçoğlu canlı yayına bağlandı

 

Baykal'ın bu iddialarından sonra MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, programa telefonla bağlandı ve iddiaları reddetti.

Halaçoğlu şöyle konuştu:

"Benim hiçbir şekilde Levent Gök’e mesajım söz konusu olmamıştır. Levent Bey bize geldi, Biz Ekmeleddin İhsanoğlu’nu destekleyeceğimizi, gidip Devlet Bey’le görüşmeleri gerektiğini söyledim. Dolayısıyla hiçbir şekilde grubun serbest bırakılacağına dair hiçbir mesajım söz konusu olmadı. Bunu biraz herhâlde ya Levent Bey yanlış aktardı ya da etik olmayan bir durum söz konusu. Kesinlikle böyle bir şey geçmedi aramızda."