Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın adliye girişlerindeki üst arama ve X-Ray cihazından geçmekte sorun yaşayan kadınlara yönelik yaptığı iddia edilen "Kadın avukatlar uygun iç çamaşırı giysinler" açıklamasına, hukukçulardan sert tepki geldi. 7 dernek ortak yayınladıkları açıklamada "Başta kadın avukatlar olmak üzere tüm avukatlardan derhal özür dilemelidir" denildi.
Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın Çağlayan Adliyesi'nde öldürülmesinden sonra başlayan avukatlara yönelik güvenlik aramalarıyla ilgili, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan “Kadın avukatlar uygun iç çamaşırı giysinler”, “Ötmeyene kadar içeri almayacağım” açıklamaları geldiği iddia edilmişti.
Açıklamaya 7 hukuk derneği imza attı
Savcılık böyle bir talimat verildiği iddialarını reddetse de, Adalet için Hukukçular, Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Avukatlar Derneği İst. Şubesi, Hukukta Sol Tavır Derneği, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar ve Özgürlükçe Hukukçular Derneği İst Şubesi, basında yer alan iddialar hakkında ortak bir açıklama yaptı.
Yedi hukuk derneğinin birlikte yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Bu ülkede her zaman iktidarların tüm yıpratma ve boyun eğdirme girişimleri karşısında bıkmadan, korkmadan mesleğin onurunu ve halkların savunmanlığını üstlenen onurlu avukatlar var olmuştur ve var olmaya devam edecektir!
'Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, elini ve eril dilini avukatların üzerinden çekmeli'
"31 Mart 2015 tarihinde gerçekleşen ve ölümlerle sonuçlanan rehine eylemi sonrasında avukatlara dönük saldırılar devam ediyor. Bizzat iktidar partisi ile Tayyip Erdoğan’ın söylemleri, savcılığın, kolluğun saldırgan tutumu ve başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere meslek örgütlerimizin aktif tutum alamaması nedeniyle, avukatlar yüz yıllar boyunca verdikleri mücadele neticesinde kazandığı haklardan yoksun bırakılıp, iktidar karşısında zayıflatılmaya ve iktidara boyun eğdirilmeye çalışılıyor
"Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, elini ve eril dilini avukatların üzerinden çekmeli ve başta kadın avukatlar olmak üzere tüm avukatlardan derhal özür dilemelidir!
'Kadın avukatların sutyenlerine dahi laf edebilme cüreti gösterilmiştir'
"Bugün, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kadın avukatlara yönelik “Kadın avukatlar uygun iç çamaşırı giysinler” “Ötmeyene kadar içeri almayacağım” denilerek, savcılıkça, özellikle kadın avukatlara yönelik çirkin, haddini bilmez bir tavır geliştirilmiş, kadın avukatlara, ayrıca saldırma girişiminde bulunularak, kadın avukatların sutyenlerine dahi laf edebilme cüreti gösterilmiştir.
"Avukatlar, arama dayatmasına karşı çıktıkça yaka paça adliye kapılarından dışarı atılmakta ve darp edilmektedir. Ancak bilinmelidir ki, özellikle kadın avukatlar bu söyleme karşı dimdik adliye kapılarında, duruşma salonlarında, hatta bizzat başsavcılığın önünde hak mücadelesinin en ön saflarında yer alacaktır.
Hakim ve savcı misafirleri protokol kapısından alınıyor
"Öte yandan avukatlar sürüklenerek dışarı çıkarılırken aynı savcılık tarafından, kendi adliye birimlerine yönelik verilen yazılı talimatta, aynı hukuk tanımaz tavırla, hakim ve savcı misafirlerinin protokol kapısından alınmaları yönünde talimat verilerek, avukatlar, hakim ve savcı misafirlerinin dahi gerisine düşürülmüştür.
"Peki, avukatlık mesleğine ve kadın avukatlara karşı yapılan bu saldırılar ile hukuksuz işlemlere karşı bizler nerede duracağız?
"Bir süredir adliye girişlerinde devam eden avukatların onursuz aramaya tabi tutulma girişimi karşısında, İstanbul Barosu ile İstanbul Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığı arasında bir mutabakat yapıldı. Yapılan bu mutabakat, İstanbul Barosu yönetimi tarafından avukatlara, haksız aramalara karşı çözüm olarak sunuldu. Bu durumda, hedeflenen amaç bu olmasa da, yargıç örgütlerinin dahi gerisine düşülerek ve “arama değil tarama” denilerek arama işlemini meşrulaştırma girişimine hizmet etti. Şuan adliye girişlerinde İstanbul Barosu’nun tarafı olduğu mutabakat metni, güvenlik görevlilerinin elinde avukatlara yönelik bir silaha dönüşmüş durumda.
'Saldırılara boyun eğmeyeceğiz'
İstanbul Baro yönetimi bilmelidir ki, bu mücadelede ne kadar geri düşerse, o kadar iktidar tarafından üstüne gelinecek ve bu uğurda kazanılan haklar tek tek elimizden alınmaya çalışılacaktır. İktidarın, gerek mesleğimize, gerek İstanbul Barosu’na karşı her tür saldırı ve karalama kampanyasının karşısında olduğumuzu belirtiyoruz. Ancak, İstanbul Barosu’nun, yaptığımız eleştirileri dikkate alarak, meseleyi x-ray cihazlarının yetersizliğinden, arama-tarama tartışmasından çıkarması, güvenlik tarafından protokole uymadığımız takdirde adliyenin içine alınmayacağımız tehditlerini ve avukatları darp etme bahanesi olarak öne sürülen mutabakat metnini geri çekmesi; bu uğurda mücadele veren gözaltına alınan, güvenlik görevlileri tarafından parmakları kırılan, yaralanan ve hakarete uğrayan meslektaşlarının yanında aktif tutum alması gerekmektedir.
Bizler, adliyelerde avukatlara ve meslek örgütlerimize uygulanmak istenen her türlü haksız ve hukuksuz devlet dayatmalarına karşı, gücümüzü tarihsel haklılığımızdan ve pratiğimizden alarak mücadelemizi daha da yükselteceğimizi, yapılan saldırılara boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.