Dünya

Başkan'ın adamları, Mueller ve Kongre seçimleri; Trump'ın kapısını şans mı çalacak, Adalet Bakanlığı mı?

Mueller'ın varabileceği iki nokta var: Trump ya suçlu ya da suçsuz

27 Ağustos 2018 16:22
Derin Koçer

Özel yetkili savcı Robert S. Mueller III, son bir buçuk yıldır ABD Başkanı Donald Trump yönetimine dair iki ana şüphenin izini sürüyor.

Bunlardan ilki, 2016 yılında gerçekleşen başkanlık seçimlerinde Trump’ın kampanyasında Rusya ile işbirliği yapıp yapmadığına, yani –daha popüler bir deyişle- Rusya’nın seçimlere müdahale edip etmediğine; ikincisi ise Trump’ın Beyaz Saray’a yerleştikten sonra, ilk şüphenin araştırmasını engellemeye çalışıp çalışmadığına odaklanıyor.

Mueller’ın araştırmasının varabileceği iki nokta var: Trump ya suç işledi ya da masum.

Eğer Mueller, Başkan’ın hukuksuz bir eylemini bulamazsa soruşturmasının ucu Trump’a dokunmayacak ve konu Başkan için kapanmış olacak. Beyaz yakalı yardımcılarının ise yargılanmaları devam edecek.

Eğer Mueller, Trump’ın suç işlediği sonucuna varırsa, önünde birkaç farklı senaryo olacak.

Bu senaryoların en az agresif olanı, Mueller’ın soruşturmaya dair bir rapor kaleme alması ve bu raporun Kongre’ye ulaşmasını beklemesi. Fakat Kongre’nin siyasi dengeleri, -örneğin şu anki Cumhuriyetçi çoğunluk, bu raporun gözardı edilmesine sebep olabilir.

İkinci ihtimal, daha sert bir hamle olarak değerlendirilebilir: Eski ABD Başkanı Richard Nixon’ın Watergate skandalının ortayaçıkmasını takiben istifa etmesine varan süreçte dönemin özel yetkili savcısının yaptığı gibi Mueller da mahkeme dosyalarında Trump’ın adını ‘işbirlikçi’ gibi bir sıfatla geçirebilir.

Üçüncü ve -Mueller’ın geçmişi düşünülünce- en zayıf ihtimal ise en uç noktada duruyor: Mueller, Trump’ı doğrudan suçlayabilir ve hakkında bir iddianame hazırlayabilir. Fakat bu son ihtimalin önünde birçok engel var. Bunlardan en önemlisi ABD Adalet Bakanlığı’nın uzun yıllardır geçerliliğini koruyan ve ‘Başkanların doğrudan suçlanmasını’ engelleyen politikası.

Mueller’ın kişiliği göz önünde bulundurulduğunda hukukun ve devlet geleneğinin dışına çıkmayacağı öngörülebilir. Kendisine dair New York Times’da çıkan portre yazısından da anlaşılabileceği üzere Mueller, savcılıktan FBI direktörlüğüne kadar bulunduğu her mevkide bir ‘devlet adamı’ ciddiyetiyle hareket ediyor ve geleneklerin sınırlarını zorlamıyor. Bu yüzden de Mueller gibi bir insanın, 'Adalet Bakanlığı çerçevesi'nin dışına çıkma ihtimali pek olası gözükmüyor. 

Fakat ileriki sürece dair bir senaryo, bu ihtimalin de göz önünde bulundurulması gerekebileceğini gösteriyor.

Mueller, her ne adım atmak isterse istesin, Adalet Bakanı Yardımcısı Rod Rosenstein’ın onayını almalı. Denklemin bu noktasında küçük bir hukukî oyun devreye giriyor.

Eğer Mueller, Başkan’ı doğrudan suçlamak ister ama Rosenstein bunu kabul etmezse; Mueller, doğrudan Kongre’ye hitaben bir rapor yazma imkanı elde edebilir. Buna ek olarak, Rosenstein’ın da neden suçlamaya engel olduğunu Kongre’ye açıklaması gerekir.

Bazı ABD’li hukukçular, Mueller’ın doğrudan Kongre’ye gidebilmek için Trump’ı suçlamak isteyebileceği yorumunda bulunuyor. Şu an için Washington'daki birçok kişiye de en olası gözüken senaryo bu. 

Burada ise işin içine siyasi dengeler giriyor. Şu anda Cumhuriyetçi Parti’nin kontrolünde olan Kongre’nin Mueller’dan gelen bir bilgiyle (delillerin çok uç noktada olmadığı takdirde) Başkan’ın üzerine gitmesi gibi bir ihtimal, pek mümkün gözükmüyor.

Öte yandan sonbaharda yapılacak seçimlerde Demokratların Kongre’de çoğunluğu sağladığı bir senaryoda Başkan’ın başı belaya girebilir. Bu senaryo, Mueller’dan bir rapor gelmeden de Kongre’nin harekete geçmesine sebep olabilir. Bunun üzerine bir de Adalet Bakanlığı’ndan bir rapor ellerine ulaşırsa, Kongre’nin azil (Başkan’ın görevden alınması) ihtimalini göz önünde bulundurabileceği düşünülüyor.

Bütün bu uzun hukuki ve siyasi denklem, aslında ABD’de devam eden yargı süreçlerinin yalnızca Başkan’ın eski avukatı Michael Cohen'in Trump'ın birlikte olduğu iki kadına ödediği 'sus payı'ndan yahut kampanya yöneticisi Paul Manafort'un suçlu bulunduğu 'para aklama'dan ibaret olmadığını gösteriyor. Başkan'ın beyaz yakalılarının Mueller ile nasıl bir iş birliği yapacağı, önümüzdeki süreç için belirleyici olabilir.

Yukardaki senaryolardan hangisinin gerçekleşeceğini bugünden kestirmek imkânsız. Ama Başkan’ın daha uzunca bir süre rahat uyuyamayacağı kesin gibi gözüküyor.


Haber, New York Times'ın Pulitzer ödüllü muhabiri Michael S. Schmidt'in paylaştığı bilgilerin bir araya getirilmesiyle oluşturuldu.