Dr. Mehmet Ali Çiçekdağ*
Bağırıp çağıran politikacıların bir norm olduğu güzel ülkemizdeki genel kanı bu yıl Kasım ayında ABD’de Donald Trump’ın tekrar başkan seçileceği. Her eğilimden geleneksel medyanın, sosyal medyanın ve kahvelerdeki amatör siyasetçilerin çoğu Koronavirüs pandemisi gibi bir kriz anında ve ırkçılık karşıtı gösterilerde heykeller devrilirken vatandaşların bayrağın ve başkanlarının etrafında toplandıklarını varsayıp Trump’ın deyimiyle Uykucu Joe’ya (Biden) fazla şans tanımıyor. Ayrıca tüm eksiklikleri ve hatalarıyla Trump Türkiye’nin ve Erdoğan’ın ABD’deki tek dostu. Bir Biden başkanlığı yaptırımları tekrar devreye sokabilir, S-400’ler, F-35’ler, Halkbank, Suriye ve Libya konularında olumsuz gelişmeler olabilir.
Oysa ABD her zaman kimin sesi daha yüksek çıkarsa onun kazandığı bir toplum değil. Obama’yı hatırlamak yeterli. Eski ABD Başkanlarından Teddy Roosevelt, “Alçak sesle konuş ve yanında büyük bir sopayla dolaş” demiş. Yani sopayı abanın altından göster. Şimdi onun da heykellerini deviriyorlar. Bu gidişle yalnız köleliği kaldıran Abraham Lincoln’un ve varsa Barack Obama’nın heykelleri kalır.
ABD seçimlerinin sonuçlarını kesin bir şekilde tahmin etmenin zorluğunun farkındayım. 2016’da ben de aşağı yukarı herkes gibi Hillary’nin kazanacağını sanıyordum. Oysa sonuç ortada. Trump bu kez de bir sürpriz yapabilir mi? Hiç sanmıyorum ve iddia ediyorum ki Biden kazanacak. Tabii 3 Kasım’daki seçimlerden önce büyük bir değişiklik olmazsa.
Anket sonuçları
ABD’de son zamanlarda yapılan anketlerin hepsi Biden’i önde gösteriyor. Oranlar %8 ile %14 arasında. İflah olmaz bir Trump taraftarı olan Fox bile Biden’in Trump’a %12 oranında fark atacağını öngörmüş. En güvenilir anketlerden biri olan New York Times ve Siena Üniversitesinin ortak anketinde Biden 14 puan ileride.
Ana demografik gruplara göre tercihler
Genelde ABD toplumunda erkeklerin ve beyazların Cumhuriyetçi, kadınların ve azınlıkların
Başkan Biden’e Hazırlanın
Demokrat olduğu söylenir. Tabii olay bu kadar basit değildir. Oy kullanmada grup aidiyetinin yanında ekonomik faktörler de rol oynar. Aşağıdaki tabloda her grupta Biden’in yol kat ettiği, Trump’ın yalnızca üniversite mezunu olmayan beyazlar arasında önde olduğu açıkça gözüküyor. Tüm beyazlar arasında Trump 2016’da %20 ilerdeyken 2020’de bu oran %1’e düşmüş. Biden hem kadınlar hem de erkekler arasında önde. Aynı şeyi gençler, yaşlılar, siyahiler, hispanikler ve bağımsızlar için söylemek mümkün.
Demografik grup | 2016 | Şimdi |
Bağımsızlar | Trump +4 | Biden +18 |
Erkekler | Trump+11 | Biden +3 |
65 yaş üstü | Trump +7 | Biden +2 |
Beyazlar | Trump +20 | Trump +1 |
Üniversite mezunu olmayan beyazlar | Trump +37 | Trump +19 |
Siyahlar | Clinton +85 | Biden +74 |
Hispanikler | Clinton +38 | Biden +39 |
18-29 yaş arası |
Clinton +30 | Biden +34 |
Kadınlar |
Clinton +15 | Biden +22 |
Kaynaklar: CNN 2016 Seçim Sonrası Anketi, NYT/Siena Anketi 17-22 Haziran 2020
Salıncak eyaletlerin önemi
ABD’de tüm seçimler eyalet bazında yapıldığı için genel oy oranı seçimlerin sonucunu kesin bir şekilde belirlemez. Örneğin California ve New York’ta her zaman demokratlar, Texas’ta da cumhuriyetçiler kazanır. Seçim sonuçlarını asıl belirleyen eyaletler salıncak eyalet olarak nitelenen, bazen cumhuriyetçilere, bazen de demokratlara oy veren Florida, Michigan, Wisconsin, Pennsylvania, Kuzey Carolina ve Arizona gibi eyaletlerdir. Hillary Clinton 2016’da tüm bu salıncak eyaletleri kaybettiği için kazanamamıştı. Oysa bu yıl hepsinde Biden önde gidiyor.
Bu ne yaman çelişkidir hocam?
Amerikan Siyaseti derslerimde bazen akıllı bir öğrenci çıkar, "Demokrasinin beşiği olduğunu iddia eden bu ülkede nasıl oluyor da Hillary Clinton'dan üç milyon daha az oy alan Trump başkan olabiliyor?" diye sorar, Amerikan emperyalizminin bir diğer çelişkisini ve tutarsızlığını yakalamanın sevinciyle arkadaşlarıyla beşlik çakar. Ben de bildiğim yerden gelen sorunun verdiği bilgelikle kısaca şunları anlatırım:
ABD’de federal seçimler dahil tüm seçimleri eyaletler düzenler. 18. yüzyılın sonlarında kurucu babalar halka fazla güvenmediği için vatandaşla başkanın arasına bir Seçmenler Kurulu koymuştur. Yani seçmen adaya oy verirken aslında Seçmenler Kurulu üyesini seçer. Seçmenler Kurulu da kendi aralarında başkanı seçerler. Eyaletlerin büyük bir çoğunluğunda Seçmenler Kurulu üyeleri topyekûn oy kullanmak zorunda olduklarından genel oy ve Seçmenler Kurulu oylarının sonuçları değişik olabilir. Al Gore da George Bush’tan daha fazla genel oy almış, ama seçimi kaybetmişti.
Oy kullanma oranı
Tabii tüm yukarıda saydıklarım yeteri sayıda seçmenin oy kullanıp kullanmayacağına bağlıdır. ABD’de oy kullanma oranı başkanlık seçimlerinde en fazla %50-60 arasındadır. Ara seçimlerde bu oran çok daha düşüktür. Genelde beyazlar azınlıklardan, yaşlılar da gençlerden çok oy kullanır. Obama siyahilerin büyük bir çoğunluğu oy kullandığı için seçilmiştir. Biden azınlıkları ve gençleri sandığa götürebilirse fark atar. Kadın bir başkan yardımcısı seçeceğini önceden açıklamıştı. Onun aynı zamanda bir azınlık mensubu olup olmayacağını çok yakında göreceğiz.
Gündem değiştirme zamanı
Ufuk Uras’ın dediği gibi ülkemizde devamlı kuyruğunu yakalamak için dönüp duran kedi gibi aynı şeyleri konuşup duruyoruz. Zamana karşı direnen Samuraylar gibi davranmayalım. Aziz milletime, TV yorumcularına ve tüm danışmanlara sesleniyorum: Bekçilerin sıvazlama hakkı, İş Bankası hisseleri, zaten ibadete açık olan Ayasofya’nın ibadete açılması, Abdülhamit gibi suni gündemleri bırakıp Biden başkanlığına hazırlanın. Evet, biz tüm yumurtalarımızı ayni sepete koymuştuk. Çabuk çark etmenin zamanı geldi, geçiyor. Milletimiz bazen çabuk uyum gösterir. Tüm TV yorumcuları anında Suriye uzmanlığından pandemi uzmanlığına terfi etmediler mi? Hepinize ödev veriyorum: Acilen Joe Biden kimdir, kimlerdendir, öncelikleri nelerdir, hangi yemeklerden hoşlanır, neleri sever, neleri sevmez, kötü alışkanlıkları var mıdır, başına neler gelmiş öğrenin. Şimdilik aziz milletime ve saygıdeğer yorumculara vereceğim bila bedel tüyolar şunlar:
En sevdiği yemek domatesli makarna pasta pomodoro. Ailesinde çok alkolik olmasına tepki olarak hiç içki içmez (örneğin burada ortak bir zemin oluşturulabilir), ahududulu dondurmayı sever. İlk eşini ve bir yaşındaki kızını korkunç bir trafik kazasında kaybetmiştir. Trump aleyhine açılmış düzinelerce cinsel taciz davası varken Biden’e açılmış bir cinsel taciz davası vardır. Hanımların kulunçlarına masaj yapmayı sever.
Biden bir demokrattır. Türk milleti zaten tabiatı icabıyla demokrat değil midir? Sevgili Atamız öyle söylemişti. S-400’lere de bir kılıf buluruz icabında. Biden ülkemize gelirse burnuna yapışacak bir çocuk da buluruz. Test Çarşamba’ya.
* Dr. Mehmet Ali Çiçekdağ, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararasi İlişkiler Bölümü