Bağımsız ve özgür basının desteklenmesi amacıyla 1993 yılından bu yana 3 Mayıs, Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanıyor. Ancak dünyanın dört bir yanında gazeteciler, silahlı grupların ve baskıcı iktidarların hedefi olmaya devam ediyor.
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü vesilesiyle, dünyada basına en çok sansür uygulayan ülkeler listesini yayınladı. Listeye göre en sansürcü ülkeler Eritre, Kuzey Kore, Suriye, İran, Ekvador Ginesi, Özbekistan, Suudi Arabistan, Küba, Beyaz Rusya ve Burma.
Ancak, basın özgürlüğünün önündeki diğer büyük engel "otosansür" hakkında herhangi bir istatistik bulunmuyor.
2012'de 21 gazeteci öldürüldü
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün (RSF) verilerine göre, 2012'in ilk dört ayında 21 gazeteci öldürüldü, 161 gazeteci ise hapse atıldı.
En fazla gazeteci ölümleri Suriye (4) ve Somali'de (4) meydana geldi.
RSF’ye göre 2011’de dünya genelinde 66 gazeteci öldürülürken, bin 44 gazeteci gözaltına alındı, bin 959 gazeteci saldırıya uğradı veya tehdit edildi, 499 medya sansürlendi, 71 gazeteci alıkonuldu, 73 gazeteci ülkesinden kaçmak zorunda kaldı.
En özgür ülke Finlandiya
Örgütün yayınladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre en özgür basın Finlandiya'da. Finlandiya'yı sırasıyla Norveç ve Estonya takip ediyor.
Sicili en kötü ülkeler ise sırasıyla Eritre, Kuzey Kore ve Türkmenistan.
Türkiye'nin sicili kötü
ABD merkezli Freedom House'un '2012 Basın Özgürlüğü' raporuna göre Türkiye ise 121. sırada. Türkiye, RSF'nin 179 ülkeden oluşan basın özgürlüğü listesinde ise yine gerilerde, 148. sırada yer alıyor. Türkiye'deki 93 basın meslek örgütünü bünyesinde barındıran Gazeteciler Özgürlük Platformu'nun (GÖP) Dünya Basın Özgürlüğü Günü'yle ilgili açıklamasında ülkede 100'e yakın gazetecinin hapiste bulunduğu belirtildi.
GÖP'e göre bu sayı geçen yılın 3 Mayıs'ında 60 idi. Gazeteciler hakkında açılmış davaların 10 bini bulduğu belirtildiği açıklamada 'oto sansürün de gazeteciler arasında virüs gibi yayılmasına' dikkat çekildi.
İsyanlar gazetecilere saldırıları artırdı
Bu yıl gazeteciler en çok isyanların veya kitlesel eylemlerin meydana geldiği ülkelerde çalışmakta zorlandı.
Bu ülkeler arasında bir süredir "Wall Street'i İşgal Et" eylemlerinin devam ettiği ABD de yer alıyor. Eylemler esnasında 25 gazetecinin gözaltına alındığı ABD, listede 47'nci sıraya geriledi.
Ekonomik kriz nedeniyle polis ve eylemciler arasında çatışmaların yaşandığı Yunanistan listede 71'inci sırada. RSF'ye göre bu ülkede gazeteciler, savaş bölgelerindeki meslektaşları kadar zor koşullar altında çalışıyor.
Arap Baharı etkisi
Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da meydana gelen halk hareketleri ve silahlı isyanlar, gazetecileri sıklıkla öfkeli kalabalıklarla veya baskıcı hükümetlerle karşı karşıya getiriyor. RSF'ye göre, 39 sıra düşen Mısır, 166'ncı sıraya geriledi.
Mısır'ın ardından çarpıcı düşüşler Bahreyn ve Yemen'de meydana geldi. Her iki ülkede yönetime karşı devam eden isyanlar nedeniyle gazeteciler hedef tahtasına oturtuldu. Bahreyn 173'üncü sıraya, Yemen ise 171'inci sıraya geriledi.
İran ve Suriye de listede en kötü karneye sahip 10 ülke arasında yeraldı.
BM ve UNESCO’dan ortak mesaj
BM Genel Sekreteri, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri ve UNESCO Genel Direktörü, 3 Mayıs’a ilişkin yaptıkları ortak yazılı açıklamada, “İfade özgürlüğü en değerli haklarımızdan birisidir. Tüm diğer özgürlüklerin temelidir ve insan onurunun temellerinden birini oluşturur. Özgür çoğulcu ve bağımsız medya, bu özgürlüğün kullanımında zorunludur” dedi.
Açıklamada, “Medya özgürlüğü dünyanın her yerinde sert bir sınava tabi tutulmuş. UNESCO, geçen yıl 62 gazetecinin mesleklerinden dolayı cinayete kurban gitmesini kınadı. Bu gazetecilerin unutulmaması ve bu suçların cezasız kalmaması gerekiyor” ifadeleri yer aldı.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü, 1991'de bağımsız ve çoğulcu bir Afrika basınının gelişmesi üzerine yapılan bir seminerin ardından Aralık 1993'te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ilan edilmişti.
'Basın Özgürlüğü Uluslararası Ödülü' Cezayir'den Fransa'ya
Cezayir'deki "Basın Özgürlüğü Uluslararası Ödülü"ne, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin 2007'deki seçim kampanyası sırasında devrik Libya lideri Muammer Kaddafi'den ekonomik destek aldığını ortaya çıkaran "Mediapart" adlı internet sitesinin yöneticisi Edwy Plene layık görüldü.
Ödül komitesi tarafından yapılan açıklamada, bu yıl 13'ncüsü düzenlenen "Basın Özgürlüğü Uluslararası Ödülü"nün, üyelerin oy birliğiyle "Mediapart" adlı internet sitesi yöneticisi Edwy Plene'e verilmesinin kararlaştırıldığı bildirildi.
Açıklamada ayrıca, Plene'nin, bağımsızlığını ve profesyonelliğini korumayı başardığı, her türlü ekonomik ve siyasal baskıyı hiçe sayarak özgürce araştırmasına devam ettiği, bu durumun gazetecilik için ideal bir tavır olduğu ifade edildi.
Ödül komitesi, Cezayirli Dr. Ahmet Becavi'nin başkanlığında dünyanın birçok ülkesinden katılan uzman gazetecilerden oluşuyor.
Edwy Plene, "Mediapart" adlı internet sitesinde yayımladığı bir belgeyle, Sarkozy'nin 2007'deki seçim kampanyası sırasında dönemin Libya lideri Muammer Kaddafi'den mali destek aldığını iddia etmişti.
Sitenin yayımladığı ve eski Libya İstihbarat Servisi Başkanı Musa Kusa'nın imzasını taşıyan 2006 tarihli belgede, Sarkozy'e yaklaşık 50 milyon avro mali yardım yapılması öneriliyordu.