Tempo24
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, bedelli askerliğin kesinlikle söz konusu olmadığını, uzun sürede olmayacağını söyledi.
Genelkurmay Başkanlığı'nda düzenlediği iletişim toplantısında bedelli askerlikle ilgili bir soru üzerine Başbuğ, 1111 sayılı Askerlik Kanunu'nun 10. maddesine göre, bedelli askerliğin ''fazla yükümlü'' olması halinde uygulandığını ifade etti.
Başbuğ, ''Eğer o sene askere giden yükümlü talebi, müracaat eden personel talebi bizim ihtiyacımızdan fazla olursa uygulanabilir'' dedi.
Gelenler ihtiyacı bile karşılamıyor
2008'den itibaren Silahlı Kuvvetler'in asker ihtiyacını karşılama yüzdesinin düştüğünü belirten Başbuğ, 2008 yılında ihtiyaçlarının ancak yüzde 65,49'unun karşılanabildiğini kaydetti.
''Mevcutlarım düşüyor. Bu, görevlerin yürütülmesinde zorluklar yaratıyor'' diyen Başbuğ, şunları söyledi:
''2009'da bunun yüzde 64'e düşmesini tahmin ediyoruz, önümüzdeki yıl 62'ye düşüyor, 2011'de 60 civarına düşecek. Silahlı Kuvvetler'in ihtiyacını karşılayamama durumunda, bizim TSK olarak bedelli askerlik uygulamasını düşünmemiz söz konusu değil. Önümüzdeki tahminlere dayalı perspektif de bunun pek uygulanma olanağının olmadığını gösteriyor.
Bir taraftan şehit verirken, parayla askerlik olmaz
Bir de bunun moral boyutu var. Bakın Türkiye terörle mücadele ediyor. Bu sabah 9 tane vatan evladını kaybettik. Terörle mücadele devam ettiği zaman kimse bedelli askerliğe evet diyemez. Biz bunu insanımıza nasıl anlatırız. 9 tane vatan evladı şehit oluyor, öbür tarafta 7 bin 500 dolar, 10 bin dolar ödeyerek diğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı da askerlik yapmayacak. Bunu biz izah edemeyiz.
Halkımıza anlatamayız
Türkiye'de bu terör sorunu devam ettiği müddetçe bu olaya herkesin doğru bakması lazım. Bunu bizim insanımıza ifade etmek, ikna etmek zordur.
Özellikle Türkiye'de TSK'da asker sistemleri çok farklı. Bunun üzerine de ciddi şekilde çalışıyoruz. Bunu da aslında daha basit, daha sade, daha objektif bir sisteme getirme konusunda ciddi şekilde çalışıyoruz. Dolayısıyla bedelli askerlik uygulaması söz konusu değil. Bunu herkes iyi anlasın.
Yükümlü olarak gelecekler zaten ihtiyaçlarımızın altında, terörle mücadele eden bir ülkede, her
gün şehitler veren bir ülkede parayla askerliği vatandaşımıza anlatamayız.''
Askerlik yapısı değişiyor
Orgeneral Başbuğ, askerlik sistemine ilişkin soruyu yanıtlarken de 15 ay normal, kısa dönem ve bedelli askerlik uygulaması bulunduğunu anlattı. Başbuğ, ''Biz tüm bu sistemleri genel olarak ele alıp daha sağlıklı daha sade daha bir eşit daha adil bir sistem üzerinde çalışıyoruz. 'Bunları tek tipe indirebilir miyiz' konusu üzerinde duruyoruz. Ama şunu kimse yanlış anlamasın. Bedelli
askerlik uygulaması Türkiye'nin gündeminde değildir ve ileriki dönemde de Türkiye'nin gündeminde olma ihtimali yoktur'' dedi.
DTP ile bir arada bulunamayız
Bir gazetecinin, ''ABD Başkanı Barack Obama'nın ziyareti sırasında TBMM'de locadaki yerinizi almanız eleştirildi ya da bazı farklı yorumlar yapıldı. ABD Başkanı için komuta kademesi Meclis'e gitti ama başka zamanlarda gelinmiyor' diye. Bu konuya açıklık getirir misiniz?'' sorusuna da Başbuğ, şu yanıtı verdi:
''Türk Silahlı Kuvvetleri olarak hiçbir zaman ne Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ne Türkiye'deki siyasi partilerimizi protesto etmek gibi ne durumumuz olur, ne düşüncemiz olur. Ancak Meclis içinde yer alan bir grup, siyasi parti olarak gözüküyor. Bu siyasi parti, terör örgütüyle olan ilişkisini, terör örgütüne bakışını açıklığa kavuşturmadan bizim onlarla aynı ortamda olmamız söz konusu değil.
Terör örgütüyle araya mesafe koymuyorlar
Bu sabah 9 şehit veren bir kurumun komutanıyım. Onların da terör örgütüyle ilgili konuşmaları ortada, burada tekrarlamamıza da gerek yok. Orada keşke bir milletvekilinin konuşmasını burada ifade etmeseydiniz. Kendi partisinin başındaki başkan onu düzeltmeye kalktı. Zaten bir sorunumuz da o herşey ifade edilince olay daha karmaşık hale geliyor. Dolayısıyla bizim terör örgütüyle arasına mesafe koyamayan ve bunu da açıkça ifade edemeyen bir grupla aynı yerde
bulunmamaya özen göstermemizi bütün Türk halkının anlayışla karşılayacağına yürekten inanıyorum.
Ayrıca ben Türk Silahlı Kuvvetleri'nin komutanıyım. İşte bu grup, parti, terör örgütüyle hala bir mesafe koyamıyor ve bugün bir terör örgütü 9 personelimizin canını aldı. Şimdi benden bunlarla birarada bulunmamı beklemeniz şık değil. Kimse de beklemesin.''
TCK'nın 221. maddesi önemli
Harp Akademilerinde yaptığı konuşma anımsatılarak, ''Atatürk'ün sözüne atfen 'Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir' vurgunuza atıfla bu kavramın içine Kürt halkını nasıl oturtuyorsunuz? O Kürt halkının 29 Martta yerel seçimlerde ortaya koyduğu iradeyi, bir milletvekilinin tanımıyla 'Kürdistan sınırlarını çizdik' ifadesini üniter devlet yapısı ve terörle mücadele açısından nasıl yorumluyorsunuz?'' sorusu üzerine ise Başbuğ, o konuşmasında,
''Devlet, dağ kadrosunun örgütten ayrılmasını sağlayacak şekilde mevcut yasal düzenlemelerin daha iyi şekilde uygulanabilmesini sağlamak için bazı değişiklikler yapmalı'' ifadesini kullandığını söyledi.
TCK'nın 221. maddesinin bu konuyla ilgili olduğunu söyleyen Başbuğ, bu maddenin ikinci fıkrasının önemli olduğunu vurguladı. Fıkrada, ''Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suça iştirak etmeksizin gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde hakkında cezaya hükmolunmaz'' hükmünün yer aldığını belirten Başbuğ, yine Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 171. maddesinin de bu maddenin uygulanmasının nasıl olacağını ifade ettiğini anlattı.
Topluma kazandırma merkezleri kurulmalı
Başbuğ, TCK'nın 221. maddesinin ikinci fıkrası ile CMK'nın 171. maddenin daha etkin şekilde uygulanması halinde, özellikle ''dağdan çözülmelerde daha iyi sonuçlar alabileceğine inandıklarını'' kaydetti. 2005 yılından 2009'a kadar bu kapsamda 1038 kişinin müracaat ettiğini, bunlardan 675'inin ceza almadığını anlatan Başbuğ, şöyle konuştu:
''Burada önemli olan bu 221. madde yazılım olarak biraz da zor bir madde. Yani birkaç defa okusanız bile anlamakta zorlanıyorsunuz. Maddeyi değiştirelim demiyoruz öyle bir önerimiz yok. Bu madde daha iyi nasıl işleyebilir, daha anlaşılabilir tarzda çalışmalar yapıyoruz. Kitapçıklar haline getirmemiz lazım. Bunları her vesileyle sivil toplum örgütleri, barolar, aileler aracılığıyla
yansıtmamız lazım.
Bu kapsamda belki diğer bir ilave tedbir de düşünülebilir. Bunlardan bir tanesi de teslim olmayı biraz daha cazip kılmamız lazım, biraz daha psikolojik olarak güven hissi vermemiz lazım. Bundan evvelki yasayı hatırlarsanız 'Eve Dönüş Yasası' idi.
Bu yasa kapsamında mesela herhalde alınması gereken tedbirlerden bir tanesi de mutlaka topluma kazandırma merkezlerini de kurmamız lazım. Bizim burada altını çizmek istediğimiz konu yasa aslında iyi yasa. Önemli olan bu yasanın etkin şekilde ve özellikle dağdaki teröriste daha cazip kılacak şekilde uygulanmasıdır. Bunun üzerinde çalışıyoruz, çalışılıyor.''