Başbakanlık Mısır’daki yönetimin barışçıl gösterilere karşı bir kez daha şiddete başvurmasını en sert şekilde kınadığını bildirdi. Başbakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Mısır’da bu sabah güvenlik güçlerince sivil ve barışçıl gösterilere karşı başlatılan kanlı müdahalede halihazırda yüzlerce insanın hayatını kaybetmesinden ve binlerce kişinin yaralanmasından Türkiye olarak büyük üzüntü duyulduğunu bildirildi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu twitter üzerinden yaptığı Mısır açıklamasında "Mısır'da günlerdir şiddet eylemine karışmadan demokratik tepkilerini gösteren kitlelere yapılan müdahale hiçbir şekilde kabul edilemez" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de Kahire'de yaşananlara ilişkin yaptığı açıklamada, "Mısır'da günlerdir şiddet eylemine karışmadan demokratik tepkilerini gösteren kitlelere yapılan müdahale hiçbir şekilde kabul edilemez. Kahire yönetiminden bir an önce bu müdahaleye son vermesini bekliyoruz" dedi.
'Ağır suç'
Can kayıplarının artma ihtimalinden derin endişe duyulduğunu açıklayan Başbakanlık Basın Açıklaması’na şöyle devam etti: “Tüm uyarılara rağmen Mısır’daki yönetimin barışçıl gösterilere karşı bir kez daha şiddete başvurmasını en sert şekilde kınıyoruz. Hiç bir şiddet olayına karışmayan sivil halkın üzerine ateş açılması ve keskin nişancılar vasıtasıyla sivil halkın hedef alınması ağır bir suç teşkil etmektedir. 30 Haziran’dan bu yana, kardeş Mısır halkının yaşadığı can kayıplarından darbe yoluyla demokratik ve sivil yönetime el koyan mevcut idare sorumludur.
Can kayıplarına yol açan bu müdahalenin de, daha önceki müdahaleler gibi, kardeş Mısır'ın iç barışına ve huzuruna büyük zarar verdiği ortadadır. Demokrasiye sahip çıkan ve barışçıl tutumlarını ilk günden beri muhafaza eden kitlelerin üzerine ateş açılması insanlık vicdanını bir kez daha yaralamış ve büyük bir infiale yol açmıştır.”
'Müdahale demokrasiye dönüş ümitlerine darbe vurdu'
Mısır güvenlik güçlerinin sivil ve barışçıl göstericilere yönelik bu kanlı müdahalesinin, kardeş Mısır’ın kapsayıcı bir geçiş süreci sonucunda demokrasiye yeniden dönüşü yönündeki ümitlere ciddi bir darbe vurduğunu belirten Başbakanlık, “Bu müdahale, mevcut yönetimin bütün tarafların katılımıyla demokrasiye geçiş sağlanması konusunda nasıl bir tavır içinde olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Bu durumu, kardeş Mısır halkının barış ve huzuru için son derece endişe verici buluyoruz” görüşünü dile getirdi. Başbakanlık’ın açıklaması şöyle devam etti: “Açıkça görülmektedir ki uluslararası toplumun Mısır’da demokrasiye ve anayasal meşruiyete sahip çıkmak yerine, askeri darbeye destek vermesi ve bundan önceki katliamlara sessiz kalması, bugünkü müdahale için mevcut idareyi cesaretlendirmiştir. BM Güvenlik Konseyi ve Arab Ligi başta olmak üzere uluslararası topluluk, bu katliamın durdurulması için derhal harekete geçmelidir.
Türkiye olarak bu konuda yaptığımız uyarılar ve çağrılar, tüm Mısır halkının barış ve huzuru içindir. Bu çerçevede Sayın Başbakanımız geçtiğimiz günlerde BM Genel Sekreteri Sayın Ban Ki-mun ve BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyeleri ile ayrı ayrı görüşmüş, Mısır’da demokratik sürecin başlaması ve muhtemel bir katliama karşı ortak tavır alınması çağrısında bulunmuştur. Türkiye bu girişimlerini bundan sonra da devam ettirecektir.
Mısır’daki geçici yönetimi kendi halkına karşı kanlı eylemlerde bulunmaya son vermeye, 30 Haziran 2013 tarihinden bu yana yaşanan katliamları gerçekleştirenler hakkında inandırıcı ve şeffaf adli soruşturma yürütmeye, başta Muhammed Mursi olmak üzere tüm siyasi tutukluları serbest bırakmaya ve gerçek ve kapsayıcı bir siyasi geçiş süreci başlatmaya davet ediyoruz.
Türkiye, kardeş Mısır halkının mevcut kaos ortamından bir an evvel kurtulması için her türlü desteği vermeye devam edecektir.”
Davutoğlu: Müdahaleye son verin
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır'da darbe karşıtlarına müdahale olaylarını yakından takip ediyor. Davutoğlu Twitter üzerinden paylaştığı mesajlarda Kahire'ye "müdahaleye son verin" çağrısında bulundu. Batılı ülkelere de seslenen Davutoğlu, "küresel vicdanı yaralayan sessizliğe son verilmesi gerekiyor" dedi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu girişimler kapsamında Suudi Arabistan, Katar ve Almanya dışişleri bakanları ile görüşerek Mısır'daki katliamın durdurulması için gerekenlerin yapılmasını istedi.
Davutoğlu daha sonra Twitter üzerinden paylaştığı mesajlarında görüşmelerin içeriğine dair bilgi vererek şunları söyledi:
"Mısır'da günlerdir şiddet eylemine karışmadan demokratik tepkilerini gösteren kitlelere yapılan müdahale hiçbir şekilde kabul edilemez. Kahire yönetiminden bir an önce bu müdahaleye son vermesini bekliyoruz. Olayların başlamasından bu yana muhataplarımla görüşüyorum. Uluslararası kamuoyunun küresel vicdanı yaralayan sessizliğine artık bir son vermesi gerekiyor. Mısır'da yaşananların demokrasiye hizmet etmediğini artık herkesin görmesi ve gerekli tepkiyi göstermesi gerek. Özellikle Batı ülkelerinin bu sınavda sergileyecekleri tavır tüm bölge halkları tarafından dikkatle izlenecektir. Bugün doğru yerde durmayanlar yarın kimseye demokrasi dersi veremezler.Hayatını kaybeden Mısırlı kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum. Bizim temel önceliğimiz Mısır'ın bir an önce normalleşerek bölgesinde hak ettiği yeri almasıdır."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile beraber Azerbaycan’a giden Davutoğlu bu ülkeye indikten sonra da ABD ve AB ülkelerin temsilciler ile görüşmelerini sürdürecek.
Öte yandan Başbakan Erdoğan, Mısır güvenlik güçlerinin müdahalesi hakkında erken saatlerde bilgilendirildi.
Başta Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile telefonla görüşen Başbakan Erdoğan, uluslararası temaslara başladı.Şu anda Türkiye, Mısır'daki olaylarla ilgili yoğun bir diplomasi trafiği sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Mısır'da yaşanan katliamla ilgili basın açıklaması yaptı. Sivilllere silahla müdahalenin yanlışlığını anlatan Gül, 'Böyle giderse ülke kaosa sürüklenir, bu yol çıkmaz yoldur' dedi.
Gül'ün açıklamalarından satır başları:
Benim de çok çağrılarım oldu. Bugün olup bitenler kabul edilemez. Hele sivil insanlara yürüyüş yapan insanlara silah doğrultamaz, bunlar tehlikeli kapıları açar. Rakamlar çok değişik. Olayların büyüklüğü de ortadadır. Bu gidişle bir kaosa girer, bu yol çıkmaz bir yoldur.
Düzgün bir seçimin yapılması gerekiyor. Bu böyle giderse Mısır'ın tekrar demokrasiyle buluşması zor olur. Mısırda olaylar bütün Müslüman dünyasını etkileyecek gelişme gösterir.Bu yolun yol olmadığını hatırlatmak istiyorum.