Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı üzerine harekete geçen, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın, 52 kişinin hayatına kaybettiği Reyhanlı saldırısı ile ilgili başlattığı incelemede ibre “ihmale” döndü.
Başbakanlık Başmüfettişi başkanlığında oluşturulan Komisyon; MİT’in ve Emniyet Müdürlüğü’nün yazışmalarını inceledi. Yine bu süreçte, Hatay’a gidilerek, tüm bilgi ve belgelere el kondu. Ayrıca, emniyet birimlerinin olayla ilgili yöneticilerinin de, ifadeleri alındı.
Hüseyin Özay'ın Taraf'taki haberine göre, saldırıyla ilgili yapılan incelemeden sızan bilgilere göre, sanıkların yaklaşık beş-altı ay MİT’in takibinde olduğu kesinleşti.
2012 yılının sonundan saldırının düzenlendiği mayıs ayına kadar geçen sürede yapılan teknik takipte, zanlıların Türkiye’de ses getirecek bir eylem hazırladığına ilişkin bilgilere ulaşıldı. Hatta konuşmaların dışında, bu kişilerle ilgili görüntü kayıtlarının devletin birimlerinin elinde olduğu anlaşıldı.
Müfettişler, saldırıyı düzenleyenlerin takip altında bulunmasına rağmen, saldırının niye önlenemediğinin de cevabını aradı. Saldırı öncesiyle ilgili olarak, en az beş hatanın üzerinde duruluyor. Buna göre, MİT’ten elde edilen bilgilerin “acil” koduyla gönderilmemesi, MİT ve Emniyet istihbarat arasında kopukluk bulunması, elde edilen bilgileri analiz edecek ve koordine edecek bir birimin bulunmaması, istihbarat bilgilerinin yeterli düzeyde ciddiye alınmaması, saldırı için Ankara üzerinde yoğunlaşılması ve sınır güvenliliğinin yeterli düzeyde sağlanamaması saldırıdaki “ihmaller” olarak nitelendiriliyor.
Kasıt unsuru yok
Müfettişlerin ilk izlenimlerine göre, Reyhanlı saldırısı ile ilgili olarak bir kasıt unsuru bulunmuyor. MİT’in, saldırı ile ilgili olarak Emniyet’i uyardığı Emniyet’in de, bilgiler ışığında saldırganları yakalamak için iki koldan çalışma başlattığı inceleme sonucunda netleşti. Ancak, resmî yazışmalar ve resmî koldan yapılan bilgi paylaşımı nedeniyle, şüpheliler saldırıdan önce yakalanamadı.