Gündem

Başbakan'dan Bahçeli'nin idam çağrısına yanıt: Geriye doğru işlemeyecek sınırlı düzenleme yapılabilir

"MHP'nin hassasiyetlerini de gözeterek bir anayasa teklifi hazırladık"

01 Kasım 2016 14:46

Başbakan Binali Yıldırım, başkanlık teklifi çalışmalarına ilişkin olarak, "MHP'nin hassasiyetlerini de gözeterek bir anayasa teklifi hazırladık" dedi. "En azından 330'a erişmek için AK Parti yanında MHP'nin de desteği önem arz etmektedir" diyen Yıldırım, "Bunu dikkate alarak ve MHP'nin de hassasiyetini dikkate alarak azami oranda bir hazırlık içinde çalışmalarımızı tamamladık. Bundan sonrası Meclis'in işidir" ifadesini kullandı. Başbakan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısında yaptığı "AKP idam teklifine hazırsa MHP dünden vardır. Gelin bu işi bitirelim" çağrısına Diğer partilerle uzlaşma sağlanırsa geriye doğru işlemeyecek şekilde sınırlandırılmış düzenleme yapılabilir" diye karşılık verdi.

Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyona ilişkin olarak, "Gazeteye bu gözaltılar yapıldı, hemen koro halinde başladılar; 'Basın özgürlüğü elden gidiyor' diye. Biz basın özgürlüğünü sonuna kadar savunuyoruz" dedi. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'un "Türkiye, bir kırmızı çizgiyi daha aştı" yorumuna "Kardeşim biz senin kırmızı çizgine bakmayız, senin kırmızı çizginin üzerine bir de biz çizeriz. Bizim kırmızı çizgimizi millet belirler" yanıtını verdi.

Başbakan Yıldırım, eşini kastederek, "Semiha Hanım diyor ki, 'Ben haberleri izlerken Başbakan haberleri ilgimi çekmiyor, Ulaştırma Bakanı haberleri ilgimi çekiyor.' Onun kafasında hala Ulaştırma Bakanı olarak duruyoruz, elbet bir gün o da kabul edecek" diye konuştu.

AKP grubunda konuşan Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Bugün aramızda Çanakkale İl Yönetiminden arkadaşlarımız var. Kocaeli İl Teşklatımız var, hemşehrilerimiz var. Konya'dan Sanayici ve İşadamları Derneğimiz var, Ataşehir İlçe Gençlik Teşkilatımız, evet sesi gür çıkıyor maşallah. Amasya Merkez İlçe Teşkilatımız, Konak Meclis Üyeleri ve hukukçular derneği. Çerkes Köy Muhtarları, Bursa, Muş il dernekleri, AKP Kadın Kolları, Türkiye Muhtarlar Federasyonu, Ankara Kahraman Kazan ilçe yönetim kurulu üyeleri, Beykent Üniversitesi üyeleri, ve kendini tankın altına bırakan Sabri Ünal kardeşimiz, hoş geldiniz.

Değerli arkadaşlar, biz sizlerle gurur duyuyoruz.

14 yıl boyunca milletimiz her zaman bizimle brlikte, bizden desteğini hiç ama hiç eksiltmedi. Çünkü AK Parti milletin partisidir. AK Parti millete hizmet sevdasının adıdır, millete duyduğumuz sonsuz güveni milletimiz asla karşılıksız bırakmadı. Biz de AK Parti hükümetleri olarak bugüne kadar canla başla çalışarak milletimizin duyduğu bu güvene layık olma gayretindeyiz. Zorlu, sorunlu bir coğrafyanın ortasında olmamıza rağmen istikrarlı bir ülkeyiz. Dün olduğu gibi bugün de ülkemizin adalete, kalkınmaya, güvene ihtiyacı vardır. Kriz üretenler, kaos siyasetinden medet umanlar AK Partinin sağ duyulu siyaseti sayesinde hep kaybetmeye mahkum oldu. Çıkarılan her krizin ardından çok şükür kazanan millet, demokrasi oldu. Bugün Türkiye düne göre, eskiye göre daha güçlüdür. Ekonomiyle, yatırımlarla, büyük projelerimizle daha güçlüyüz. Zira biz millete efendilik yapmaya değil, hizmet yapmaya geldik. Milletimizin bize duyduğu güven en büyük gücümüz oldu, en büyük dayanağımız oldu. Mevlam bizi milletimize hizmet etme şerefinden alıkoymasın.

Değerli kardeşlerim en son grup toplantımızdan bu yana yine yoğun bir gündemde çalışmaya devam ettik. Ülkemize gelerek 15 Temmuz darbesi nedeniyle dayanışmalarını bize gösteren, ziyaret yapan ülkelerin yöneticileriyle görüşmelerimizi sürdürdük. AK Parti hareketinin temellerinin atıldığı Afyon'un bizim kalbimizde apayrı yeri vardır. İki gün süren istişare toplantımızda milletimizin beklentilerini gözden geçirdik. Bu istişare toplantımızdan da yeni hedefler, yeni fikirler için gerekli stratejileri, gerekli yol haritasını da belirleyerek çıktık. Milletimizin bizden ne beklediğini gayet iyi biliyoruz. Milletimizin bu emaneti, ülkemizi daha iyi yerlere götürmemiz gerektiğini biliyoruz.

Başkaları çamur siyaseti yapabilir, lafla siyaset gemisini yürütmeye, gündemde kalmaya çalışabilir. AK Parti olarak biz millete verdiğimiz sözleri yerine getirmek için gece gündüz çalışmaya ve bu emanetin hakkını vermeye devam edeceğiz. Buradan bizi en güzel şekilde ağırlayan afyonlu kardeşlerimize de selam ve sevgilerimizi iletiyorum. Orada yolumuzu kesen kadın ana imam hatip ortaokulunu da ziyaret ettik, öğretmenlerle sohbet ettik. Daha sonra Türkiye'de 8 yıldır devam eden Türkiye Yatırım Danışma Konseyi Toplantısı'nı gerçekleştirdik. Bu yıl 9'uncusunu gerçekleştirdiğimiz bu toplantıya 21 büyük küresel firma katıldı, bu firmaların toplam cirosu 20 milyar dolar civarında, 1.5 milyon insana iş veriyorlar. Bu toplantıların amacı Türkiye'eki yatırımların değerlendirilmesi ve yeni kararların alınmasıdır. Bu toplantılarda gördüğümüz en önemli hususlardan birinin FETÖ'nin yaymaya çalıştığı "Türkiye'de ekonomi çöküyor" algısının aksine küresel yatırımcılar güvenlerinin devam ettiğini söylediler ve yeni projeler yapma yönünde iradelerini ortaya koydular.

 

"Türkiye 2009 hariç dünyada
25 çeyrektir büyüyen tek ülke"

 

İşte Türkiye'nin istikrarla geldiği nokta bu, sadece küresel yatırımlar yapılmıyor, Türkiye üzerinden bölgedeki tüm yatırımlar da izleniyor. Yine bu toplantıda ekonomiyle ilgili yaptığımız yapısal reformlar, orta vadeli program ve 2017 bütçemiz başta olmak üzere bütün konuları ele aldık. Birçok ülkeden gelen konsey üyelerinin yatırımların artırılmasına yönelik düşüncelerini dinledik. 2009 küresel krizinin Türkiye'de hafif geçmesi, sayın Cumhurbaşkanımızın "teğet geçmesinin" arkasındaki en önemli husus Türkiye'nin yatırımlara hız vermesi. Bölünmüş yollar, havaalanları, alt yapı üst yapı tesislerinin yapımı krize rağmen devam etmiş, durgunluk ortadan kalkmıştır. Bu şekilde Türkiye 2009 hariç dünyada 25 çeyrek büyümeyi gerçekleştiren tek ülke.

Daha sonra Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısını gerçekleştirdik ve bu toplantıda çok önemli kararlar aldık. Aldığımız kararları şöyle sıralayabilirim; Savunma kabiliyetimizi güçlendirmek, caydırıcılık alt yapımızın büyümesi için 26 projeye onay verdik. Toplam maliyeti 4 milyar 100 milyon dolardır. Bu toplantıda ayrıca Türkiye'nin de içinde olduğu F35 yeni nesil birleşik savaş uçakları projesiyle Türkiye yatırımlarını arttırmış olacak, güvene önemli bir katkı sağlayacak. Unutmayalım ki bu en önemli uçakların yapımında Türkiye'de vardır. Yapılacak her uçağın yüzde 50 maliyetini Türkiye oluşturacak, Türkiye'den gidip orada yapılacaktır. Vatan savunması için fedakarca görev yapan silahlı kuvvetlerimizin donanımını güçlendirmek için yapacağımız çok şey olduğunu biliyoruz.

Ellerini güçlendirecek her türlü araç ve gereci eksiksiz tamamlayacağız. Yeni teknolojilerden faydalanmak için AR-GE kaynağının artırılmasına karar verdik. Değerli arkadaşlarım, cumartesi günü milletçe Cumhuriyetimizi 93. yıl dönümüzü tüm yurtta kutladık. Başta kuruculardan gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu ülkenin istikbali için hayatlarını ortaya koyan ve 15 Temmuz darbe girişiminde hayatlarını tankların altına alan tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. O günden bugüne vatanını koruma uğruna canını feda eden tüm şehitlerimizi minnetle anıyorum. Devraldığımız cumhuriyeti aynı şuurla gelecek nesillere taşımak için ant içtik ve bu andımızı tekrar dile getirdik. 100. kuruluşunda cumhuriyetimizin büyük hedeflerini gerçekleştirmek yolunda kararlılığımız devam ediyor. Türkiyemize yakışan dev eserlerle geleceğe güçlü adımlarla yürüyoruz. Yine 29 Ekim'de sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla YHT açılımını gerçekleştirdik. Gar binası olarak da hem büyüklüğü ve mimarisiyle dünyanın 6. büyük garını da Avrupamıza kazandırdık. Bu gar binası sadece yolcuların 6 perondan binip gidecekleri bir yer değil, bu gar binası aynı zamanda 24 saat herkesin gelip gideceği bir yaşam merkezi olacak. YHT ile beraber demiryollarında ortaya koyduğumuz atılım daha da ileri gidecek, Türkiye nüfusunun yüzde 55'ini oluşturan 14 ilimize hatları yayılacaktır. Bütün hızlı tren hatlarının buluştuğu yer Ankara olacaktır. Ankara, hızlı tren hatlarının da başkenti haline gelecektir. Faaliyetlerimiz bununla da sınırlı değil 30 Ekim'de yine İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı'nda istanbul'a yönelik mega projelerimizi gözden geçirdik. Yeditepeli İstanbul'a büyük 7 proje kazandırıyoruz. Bunlardan 5'i bitti. Ankara- İstanbul HT projesi, Marmaray, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İzmir- İstanbul otoyolu ve Osmangazi Köprüsü... Avrasya Tüneli, bunu da inşallah 20 Aralık'ta milletimizin hizmetine sunacağız. 

 

"Semiha Hanım da elbet bir gün benim başbakan olduğumu kabul edecek..."

 

Biz inanıyoruz ki zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır. AK Partinin hizmet anlayışı budur. Geriye kaldı iki proje. Bir tanesi dünyanın en büyük havalimanı, bazılarının alay ettiği bazılarının da Gezi Olaylarıyla protesto ederek yapımını engellemeye çalıştığı havalimanının da ilk etabını 2018 26 Şubat'ta hizmete alıyoruz. Bu haliyle bile 98 bin kapasiteyle dünyanın en büyük havalimanı olma özelliğine sahip. Diğer büyük eser ise Kanal İstanbul, Kanal İstanbul'un çalışması için de hazırlıklar büyük ölçüde tamamlandı... İstanbul'un güzelliklerine güzellik katacak bir sanat eseri haline gelecek. O muhteşem boğaz bugün içinde bulunduğu tehlikeden kurtulmuş olacak. Bununla sınırlı değil geçen günlerde biliyorsunuz Çanakkale 1915 Köprüsü'nün ihalesi çıktı. İnşallah 2017 17-18 Martta kazmayı vuruyoruz. Çanakkale geçilmez dedik ama düşmanı geçirmez. Dost için gemiyle de geçilir, havadan da geçilir. 

Türkiye'de ne değişti, kömür mü buldu, doğalgaz mı buldu? Bunların hiçbiri yok, zihniyet değişti zihniyet, millete hizmeti ibadet gibi gören AK Parti geldi, istikrar geldi, güven geldi, bütün yollar açıldı. Yolları böldük, milleti, hayatları, gönülleri birleştirdik. Bakın bölünmüş yollar hayat kurtarır değerli kardeşlerim. Bölünmüş yollarda trafik yüzde yüzün arttı. Motorların sayısı 8 milyondan 20 milyonun üzerine çıktı ama ne oldu ölümlü kazalarda hayatını kaybeden insan sayısı yüzde 63 azaldı. Bırakın bu kadar insanın hayatını kurtarmayı, bir insanın hayatını kurtarmaya vesile olduysa bu bir cihana bedeldir. Ne diyor ecdadımız, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın."

Semiha Hanım diyor ki, 'Ben haberleri izlerken Başbakan haberleri ilgimi çekmiyor, Ulaştırma Bakanı haberleri ilgimi çekiyor.' Onun kafasında hala Ulaştırma Bakanı olarak duruyoruz, elbet bir gün o da kabul edecek.

Değerli kardeşlerim, geçmişte vesayet odakları her 10 yılda bir darbe yaparak bu ülkenin yolunu, gelişmesini kesmeye çalıştılar. Türkiye'yi birilerinin istediği gibi adeta ekonomik, siyasi, sosyal istikrarsızlığa mahkum etmek istediler. Demokrasinin gelişmesini, istikrarlı ve güçlü hükümetlerin kurulmasını hiçbir zaman istemediler.

 

"MHP'nin hassasiyetlerini de
gözeterek bir anayasa teklifi hazırladık"

 

AK Parti 2002'de milletle birlikte başlattığı b büyük değişimle nihayet milletimiz kazanmaya, vesayet odakları kaybetmeye başladı. Yapacağımız anayasa değişikliğiyle vesayet odaklarına son darbeyi vurmuş olacağız ve vesayeti gündemden çıkaracağız. 2002, seçim olmuş, 363 milletvekiliyle AK Parti iş başına gelmiş, ne kadar heyecanlıyız. Memlekete hizmet etmek için, sorunları torunlara havale etmemek için kolları sıvamışız. Ankara'ya geldik, sağdan soldan kafayı uzatanları gördük. "Yeni ortağınız biziz" dediler, "Biz milletten aldık yetkiyi, ne ortağı, siz nereden çıktınız" dedik. Bu vesayet odakları her zaman var olmuştur, ancak AK Parti yılmadan yorulmadan millete hizmet etti. Geri kalmış tüm meselelerin üzerine gittik. Bunları yaparken önümüze çıkan gizli ortakları, o vesayet odaklarının da birer birer icabına bakarak geldik. Son 14 yılımıza bakın, bunlar ilk önce Cumhurbaşkanlığı seçiminde öne çıktılar, ana muhalefet partisi de bunların ana sponsoru. 367 icadıyla güya Cumhurbaşkanımızı seçtirmeyeceklerdi. Biz seçemezsek millet seçer dedik ve millet cumhurbaşkanını seçti mi? Yüzde 52 oyla yaptı mı yapmadı mı? Bu vesayet odaklarının hiç azimleri tükenmedi, o iş bitti. Bu sefer parti kapatma, iktidar partisini kapatmaya kalktılar. O gün ben Hollanda'da bir resmi ziyaretteydim. Bu haber duyulunca muhatabım "Herhalde şaka" dedi. Yok dedim şaka değil, bu işler olur dedim. Ama sonunda millet kazanır, demokrasi kazanır, vesayetçiler eninde sonunda hesabı verir. Bununla da bitmedi yargı yoluyla vesayet kurmaya çalıştılar, yargı reformuyla bunu da aştık. Ama vesayetçiler değişmiyor. Taşeronlar değişti. Bu sefer FETO'cular piyasaya çıktı, onlar da Gezi ile 17 Aralık'la ülkede vesayet yoluyla iktidarı ele geçirmeye çalıştılar, püskürttük ama durmadılar. Güçlerini topladılar, 15 Temmuz'da finale çıktılar. 15 Temmuz'da da millet meydana indi, onlara dersini verdi. Şimdi hem FETO ile hem BTO ile amansız bir mücadelemiz var. Bu mücadeleden maalesef gereken desteği göremiyoruz. İlk günlerde milli birlik ve kardeşlik ruhuyla bir araya geldik fakat sonra ne oldu ne bitti ana muhalefet partisi lideri bu Yenikapı ruhundan ayrılmak için bin bir bahanenin peşine takıldı. Gün geçmiyor ki yeni bir mazeret, yeni bir birlik ruhundan ayrılmak için büyük bir gayret içerisine girmiyor. Buradan söylüyorum, bu Yenikapı ruhunu gözümüz gibi koruyacağız. AK parti olarak bu ruhu yaşatmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bu konuda o günkü duruşunu, bugün de aynen devam ettiren MHP'ye teşekkür ediyorum. Bu konudaki millet, memleket menfaatini ön plana alan ve bu yönde sorumlu davranış gösteren sayın Bahçeli'ye teşekkür ediyorum. Aynı şekilde bugün gündemimizde bir anayasa değişikliği var. Anayasa değişikliği AK Parti'nin işi değil arkadaşlar, bütün partiler darbe anayasası değişsin, Türk milletin ihtiyacı olan anayasayı yapılsın diye uğraşıyor. Hükümet programımızda bu var, yapamayacaklarını söylemeyen bir partiyiz dolayısıyla şimdi artık millete verdiğimiz sözü yerine getirme zamanıdır. Anayasa değişikliğini bizim referanduma götürecek sayımız yok, 330 ve üstü olacak ki referanduma gitsin. Biz partilerden şunu istiyoruz; bir anayasa değişikliği teklifimiz var, siz de teklifinizi getirin vatandaşa gidelim. Vatandaş hangisini onaylarsa başımız gözümüz üstünde yeri var. Bundan daha demokratik bir teklif olabilir mi? İşte şimdi sırası, tüm partilerin katılımıyla bir anayasada uzlaşalım, eğer bunu yapamıyorsak öyle anlaşılıyor ki CHP temelden karşı, onlar aynı çarşı gibi her şeye karşı, ne söylersek tam tersini söylüyoruz. Bu kunduracıyla bilim adamı Gauss diye birisi var. Bilimadamı bu dizilerde meşhur bir adamdır, yazıyor çiziyor asıyor sonra panoya sonunda gidiyor hava tahmini yapmaya. Kunduracıda kapatırken bir tahmin yazıyor o da yazıyor. Millet geçerken bakıyor kunduracının ki doğru, Gauss'un yanlış çıkıyor. Birkaç gün geçiyor, bizimkinin canı sıkılıyor. "Ben yıllardır çalışıyorum sen tüm gün çivi çakıyor, artık kafayı yiyeceğim nasıl oluyor bu iş" diyor. Kunduracı da "Ya hocam çok basit, senin yaptıklarının tersini yazıyorum" diyor. CHP de öyle, bununla siyaset yaptığını zannediyor. 

Türkiye'de istikrar var, AKP ile CHP'de de istikrar var Kılıçdaroğlu ile. Yani orada da istikrar devam ediyor, seçim geçiyor bir şey değişmiyor. Bizim onlara karşılacak halimiz yok zaten işimiz başımızdan aşkın.

Biliyorsunuz anayasa değişikliğinde sonra geldik, hazırlıklarımızı tamamladık, meclise getireceğiz. Tabii MHP'nin bu konuyla ilgili sayın Bahçeli'nin beyanatları ortadadır. Bunlar bizim hazırlıklarımızda zemin oluşturdu. En azından 330'a erişmek için AK Parti yanında MHP'nin de desteği önem arz etmektedir. Bunu dikkate alarak ve MHP'nin de hassasiyetini dikkate alarak azami oranda bir hazırlık içinde çalışmalarımızı tamamladık. Bundan sonrası Meclis'in işidir. Meclis millete götürmemize imkan sağlarsa, ki buna inanıyoruz. Getireceğimiz bu teklifle inşallah ülkemizde anayasa ve sistem konusundaki bu anlamsız tartışmalara da noktayı koymuş olacağız. 

 

AP Başkanı'na Cumhuriyet yanıtı:
Senin kırmızı çizgine bakmayız

 


Değerli kardeşlerim son günlerde terörle mücadele önemli kazanımlar elde ettik. Kırsalda özellikle terör örgütünün direncini kırdık. Bunların neler yaptığını biliyorsunuz. Şehirlerde hendekler kazdılar, el yapımı patlayıcılar yerleştirdiler. Bütün orada yaşayan vatandaşlarımızın binalarını başlarına geçirdiler. Kırsal da adım adım temizleniyor şimdi, şehirler temizlendi. Sur'da, Silopi'de, Şırnak'ta, Nusaybin'de ve terörün yaktığı tüm yerlerde yeni binalar yapıyoruz, 36 bin konuta başladık. 1 yıl içinde bunların tamamı bitirilmiş olacak, vatandaşlarımız eskisinden daha güzel evlerinde oturacak. Aynı zamanda yöreye yönelik yatırım ve teşvik paketi ila ettik. Artık gençlerimiz buralarda para kazanacak, burada hayata tutunacak.
Biliyorsunuz dağa giden gençlerin sayısı 10 kat düştü. Daha önce 4 bindi, 400'e düştü. Bu yıl da 400 civarındaydı, 70'e düştü. Önemli ölçüde artık terör örgütü gençlerin aklını çelip dağa çıkaramıyor. Yöre halkı tercihini yapmıştır, tek vatandan, tek milletten, tek bayraktan yanadır. Yöre halkının gösterdiği bu cesarete, bu vatanseverliğe, bu bayrak aşkından dolayı şükranlarımı sunuyorum. Terör örgütleri şunu bilmelidir; mücadelemiz, her bir vatandaşımız güvende oluncaya kadar devam edecek. Mücadelemiz güvenlik güçlerimize, jandarmamıza, askerimize silah doğrultmalar bitinceye kadar devam edecek. Burada asla ve asla bir tereddütünüz olmasın. Hedefimiz yöre halkı başta olmak üzere milletimizi bu terör belasından kurtarmak. 

İstanbul İl Başkanlığında "Arkadaşlar diyor ki 'Başkanlık gelirse Türkiye bölünür' böyle söylüyorlar. Ben de aksine 'Başkanlık olmazsa bölünme riski var' Bunu ele doladılar, malzeme bulmuş gibi. Başbakan Türkiye'yi başkanlıkla tehdit ediyor. Arkadaşlar 7 Haziran sonrası Türkiye'nin siyasi manzarasını ne çabuk unuttunuz. Temmuz ayında Türkiye'nin partisiyiz diyenler nasıl gittiler terör hareketini tekrar başlattılar? Nereden cesaret aldılar? Çünkü istikrar kaybolmuştu. Türkiye'nin bulunduğu bölge itibariyle güçlü bir yönetime ihtiyacı var, her zaman tek başına iktidar çıkaran bir sisteme ihtiyacı var. Benim dediğim odur; güçlü iktidar vazgeçilmezdir, birliği güçlü iktidarla sürdürebiliriz. Aksi halde birçok iç ve dış tehditler mevcuttur. Bunun neresi bölünme ile halkı tehdit etmektir? Aksine başkanlık olursa birlik, beraberlik olur. Türkiye her türlü tehdite karşı birlik beraberlik içinde olur. Onun içinde oraya buraya çekilip farklı anlamlar yüklenmesini 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı hukuki işlem var, bir gazetecinin yöneticilerine ve vakfına yönelik bazı ithamlar var. İthamlar nedir; şu, bu vaktın 2013 yılından beri bir iki grup arasında dava olduğunu biliyoruz. Bundan dolayı da bir şikayet söz konusu ve ağustos ayından beri takip yapıldı. İki boyut var, bir tanesi gazeteyi çıkaran vakfın yöneticilerinin yanlış işlemlerinden dolayı yapılan, başlatılan ve kurumsal bir takibat, diğeri de terör örgütlerine üye olmadan teröre destek verme suçlamasıyla başlatılan takibat. Şimdi bu gazeteye bu gözaltılar yapıldı hemen koro halinde başladılar basın özgürlüğü elden gidiyor diye. Biz buna alışığız değerli kardeşler, basın özgürlüğüne sonuna kadar sahip çıkacağız. Basın özgürlüğü le meselemiz yok, Avrupalı dostlarımızla anlaşamadığımız konu bu. Terörle mücadelede attığımız adımlarda hemen basın özgürlüğünü söylüyorlar. Bugün de kalkmış Avrupa Parlamentosunda birisi efendim bu gazeteyle ilgili gözaltılar bizim kırmızı çizgimizdir. Kardeşim biz senin kırmızı çizgine bakmayız, senin kırmızı çizginin üzerine bir de biz çizeriz. Bizim kırmızı çizgimizi millet belirler. Türkiye gücünü milletten alır hesabını da millete verir. Siz bu konularda hassas olacağınıza terör örgütünün reklamlarını yayınlarken bunu düşünseydiniz. Terör örgütüne meydanlarda mesajını okuturken bu ülkenin Cumhurbaşkanının mesajına yasak getirirken neredeydiniz?

 

"İdam için geriye doğru işlemeyecek
sınırlı düzenleme yapılabilir"

 


Ondan sonra da basın özgürlüğü diye mangalda kül bırakmıyorlar, bırakın bu işleri. Çifte standartla bir yere varamazsınız. Yok öyle bir şey, basın özgürlüğünün ne demek olduğunu sizden öğrenecek değiliz. Sonuna kadar varız, ama suça iştirak edenleri, bölücü terör örgütüne, FETÖ'ye yardım edenlere göz yumacak değiliz. Onun için bırakalım yargı işini yapsın. Ne zamandan beri yargıyı yönetmeye kalkıyorsunuz, bırakın işini yapsın herkes. Hukuk devletinde herkese düşen hukukun verdiği kararları saygıyla karşılamaktır. İçimize sinmese de.

Bu hafta meclisimizde bütçe maratonu başlıyor, ayrıca meclisin diğer gündeminde tasarı teklifleri var yoğun bir haftaya giriyor. Grubumuzu her zaman olduğu gibi en titiz şekilde meclis çalışmalarına katılmasını bekliyoruz. Burada bir tereddütümüz yok dimi başkan? Grubumuz her zaman hazır ve nazır görevinin başındadır. İki bakan arkadaşımız hakkında da gensoru var, bu ara biraz erken indiler piyasaya, mevsimsiz indiler. Bu tip ciddi konular artık bir denetim aracı olarak kullanılmamalı, engelleme aracı olarak kullanılmamalı. Gensoru ciddi bir iştir, eskiden gensoru dendiği zaman millet nefesini tutar sonucu beklerdi. Şimdi yalama ettiler, gensoruyu da yalama ettiler. Şimdi ne geliyor ne gidiyor kimsenin taktığı yok. Ya 5 ay geçmiş, başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiş, neyin gensorusu, 15 Temmuz'un gensorusu mu? Onun cevabını millet verdi. Allah bizden yana, düşman da olmasın. Dostluktan ne zarar gördük? Dostlukları artıracağız, düşmanları azaltacağız değerli kardeşlerim. İşi büyüttünüz ha, diğer mevzu da bu idam mevzusu. Sayın Bahçeli galiba açıklama yapmış bu yönde değerli arkadaşlar, idam meselesi bir anayasa meselesidir. Anayasa da bir uzlaşma meselesidir. Diğer siyasi partilerle bir mutabakat sağlanırsa milletin umumi arzusu olan, sınırlandırılmış bir düzenleme yapılabilir. Sınırlandırılmış düzenlemeden kastımız ne? 15 Temmuz'da gündeme geldi bu konu. Canı yanan millet, bunların cezasız kalmamasını istiyor. Haklı olarak adaletin yerini bulmasını ve bunun gibi alçak girişimlerin bir daha olmamasını istiyor. Bu talebe kulak tıkayacak değiliz, bu bilinmelidir ancak bunu da tek başımıza yapamayacağımızın ve bu düzenlemenin de geriye doğru işlenmeyeceğini bilinmesini isteriz. Sayın Bahçeli'nin görüşünü dikkate alacağız ve anayasa teklifimizi buna göre yapacağız.
Enflasyon yüzde 7.5, yatırım fonumuz yüzde 30 artmış durumda. Değerli kardeşlerim bütçenin 2002 yılında 100 liralık gelirin 86 lirası faize gidiyordu. 2017 bütçesine baktığımızda 100 liralık gelirin sadece 11 lirası faize gidiyor. 86'dan 11'e indi.

Kalanı da eğitime, sağlığa, refaha harcıyoruz. 2017 bütçesinde en büyük payı yine eğitime ayırdık. 2017'de eğitime harcayacağımız bütçe 122 milyar lira olacak. Kamu yatırımları içinde en yüksek pay yine Ulaştırma Bakanlığımızın. AK Parti millet iradesinin ta kendisidir, "Eyy aziz millet, yetki de senindir, karar da senindir" dedik. Duanızı aldık yolumuza devam ediyoruz. Biz hizmet etmeye devam edeceğiz. Politikalarımızı milletimiz için yapacağız. AK Parti bir zümrenin değil, milletin iktidarı oldu, olmaya devam edecek. AK Parti bu yüzden zamanın ruhunu temsil ediyor. Bu nedenle AK Parti gelenekle geleceğin buluştuğu adres olmaya devam ediyor. Aziz milletimiz bizlere verdiğiniz destek ve güven için sizlere sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Güven ve desteğinize layık olmak için çalışmalarımıza canla başla devam edeceğimize emin olabilirsiniz.