Başbakan Erdoğan, Çamlıca Özel Hastanesi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmaya şöyle devam etti:
''Bunu ben söylemiyorum, onlar söylüyor. Aynı şekilde uluslararası derecelendirme kuruluşları art arda Türkiye'nin kredi notunu arttırıyor. Türkiye'nin küresel krize sağlam bir duruş sergilediğini, krizin şartlarında en az seviyede etkilendiğini ifade ediyorlar. Bizdeki kötümserlerin, karamsarların, felaket tellallarının göremediklerini ya da ısrarla görmek istemediklerini uluslararası bağımsız kuruluşlar çok net olarak görüyorlar. Hatırlayın, krizin teğet geçeceğini ben söylemiştim. Şimdi Türkiye'deki finans kuruluşları başta olmak üzere 'Evet kriz, Türkiye'yi teğet geçiyor' dediler. Bizim siyasetçilerimizin göremediklerini, iş adamlarımız görüyor.''
Yıllar yılı bu ülkenin siyasi krizlere mahkum edildiğini dile getiren Erdoğan, ''Şimdi Anamuhalefet Lideri çıktı, ne diyor; her evdeki imkanı olmayana 300 TL verecekmiş. Şimdi de diyor ki, 'Bana bir kez oy verin'. Borç güvenilir insana verilir, güvenilen mutemet insana verilir. Güvenilmeyen insana borç verilir mi? Bitti, bunların mutemet bir yanı yok, güvenilir bir yanı yok'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'daki çirkin tartışmaların içinde olmadıklarını, ancak bir yanağına vurana öbür yanağını uzatanlardan da olamayacaklarını belirterek, ''Akif merhumun ifade ettiği gibi, 'Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?' Biz uysal koyun değiliz. Herkes cevabını da yeri geldiğinde alacaktır'' dedi.
Erdoğan, gerilim ve tahrik siyasetine prim vermeyeceklerini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
''Onlar milletin kutsal değerleriyle alay edecekler, biz o kutsal değerleri yüceltmeye devam edeceğiz. Onlar Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni germeye, terörize etmeye devam edecekler, biz Türkiye'nin Meclisini milletimiz için çalıştırmaya devam edeceğiz. Onlar ülkenin birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini sabote etmenin gayreti içinde olacaklar, biz, birliğimizi, bütünlüğümüzü, kardeşliğimizi pekiştirmenin gayreti içinde olacağız. Onlar seviyesiz bir üslup, yıkıcı, tahrip edici bir tavır içinde olacaklar, biz yapıcı üslup kullanacak, milletimizin diliyle konuşacak, milletimiz için eser üreteceğiz. İşte bugün burada olduğu gibi, hem devlet olarak, hem özel sektör olarak el ele veriyoruz, omuz omuza veriyoruz, devlet millet işbirliğiyle Türkiye'yi çok daha parlak bir geleceğe taşıyoruz. Çünkü bizim kaybedecek bir tek saniyemiz bile yok.''
Sağlık sektöründe yapılanlar
Erdoğan, Türkiye'nin 81 vilayetinde açılan hastaneler, poliklinikler, sağlık ocakları ve köylerde görevlendirdikleri doktorlar, hemşireler ve ebelerle sağlık kurumlarındaki sıkıntıları büyük oranda aştıklarını kaydetti.
Türkiye'de yeni bir çığır açtıklarını, sağlıkta yepyeni bir dönemi başlattıklarını ifade eden Erdoğan, ''Yola çıkarken ne dedik? Devletin hastaneleriyle özel sektörün, vakıf hastaneleri, üniversite vesaire hepsini devlet olarak koordine edecek adımı böyle atacağız. Muhalefet o zaman dedi ki; 'Yapamazsınız.' Biz, 'Yapacağız' dedik. Yaptık. Oldu bitti. 'Bütün eczanelerden halkımız istifade edecek' dedik. Ne dediler? 'Yapamazsınız.' Yaptık, oldu bitti. Peki bütün sorunlar bitti mi? Hayır. Elbette gidecek yolumuz var. Yapacak çok işimiz var. Fakat bugüne kadar yaptıklarımız, başardıklarımız gerçekten her vatandaşımızın gurur duyacağı, büyük bir coşku duyacağı adımlardır'' dedi.
Ekonomi geliştikçe demokrasi gelişiyor
Diyaliz hastalarının genellikle 3 gün diyaliz makinelerinde tedavi gördüklerini anlatan Erdoğan, bu hastaların çektikleri sıkıntıları hafifletmek için onların gerekirse köyünden alınıp tedavisi yapıldıktan sonra tekrar evlerine özel araçla ücretsiz bırakıldıklarını dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Doğum yapan, o çıkılamayacak yerlerdeki vatandaşlarımız, Ayşe bacımı, Fatma bacımı, icabında doğumuna yakın, 10 gün önceden şehre alıp doğumunu yaptıktan sonra tekrar köyüne götürüyoruz. Şehirde ağırlama işini de Sağlık Bakanlığımız üstleniyor. Bütün bunlar Türkiye'nin onur duyacağı, gurur duyacağı gelişmeler.
Biz istiyoruz ki, devlet kağıt üzerinde hukuk devleti, sosyal devlet olarak kalmasın. Gerçekten Anayasa'da yer aldığı gibi lafzıyla da, ruhuyla da demokratik, laik bir hukuk devleti olsun. İnşallah böyle de oluyor ve olacak.''
Başbakan Erdoğan'dan iki bebeğe isim
Başbakan Erdoğan, ardından Bekir-Melike Arıcı çiftinin yeni doğan erkek bebeğini kucağına alarak sevdi. Bebeğin babasının Başbakan Erdoğan'dan isim koymasını talep etmesi üzerine de, bebeğin dedelerinin ismini öğrenen Erdoğan, bebeğin isminin Eşref Recep konulmasını söyledi.
Erdoğan, daha sonra bir erkek bebek sahibi Erkan-Eda Tüfekçioğlu çiftini de ziyaret etti. İsim konusunda, ''Ömer Yusuf'' ve ''Burak'' isimleri arasında kaldığını belirten çifte Erdoğan, bebeğin ismini ''Ömer Yusuf'' koymalarını önerdi.
Bu arada, hastane açılışı dolayısıyla izdiham yaşandı.