Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın “Böyle bir yetkiyi peygambere versen peygamberi bozarsın” sözlerini eleştirdi. Canikli, "CHP'nin bu konudaki yaklaşım ve kanaatini de yansıtan bir cümledir" yorumunda bulundu. Seçim anketlerinde önde olduklarını iddia eden Canikli, “Milletin takdirine sunduğumuz sistemi ayrıntılı şekilde vatandaşlarımızla paylaştıktan sonra, ne getirdiği konusunda, o konuda da tereddütler büyük oranda giderilmiş durumda. Geçmiş dönemlerde yapılan seçimler öncesinde de manipülasyonlar, karalamalar, dezenformasyonlar çok yoğun şekilde kullanılmıştı ama hiçbir dönemde bu dönem olduğu gibi yoğunlaşmamıştı” ifadelelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın Trabzon'daki sözleriyle ilgili, "Bütün Müslümanlara hakikaten çok büyük hatadır. Milletimizi bu anlamda büyük oranda yaralamıştır bu ifade. CHP'nin bu konudaki yaklaşım ve kanaatini de yansıtan bir cümledir esasında sayın Baykal'ın bu konuyla ilgili açıklamaları. Zihin gerilerinde yatan, çok fazla açığa vurmadıkları kanaat ve düşüncelerinin zaman zaman gayri iradi şekilde açığa çıkmasından ibarettir esasına bakıldığında." dedi.
Canikli, Amasya Valisi Salih Işık ve Belediye Başkanı Cafer Özdemir'i ziyaret ederek, çalışmaları hakkında bilgi aldı.
Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Canikli, “CHP'nin kimyasının epeydir bozulduğunu ama 16 Nisan'daki cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi halk oylaması vesilesiyle iyice allak bullak olduklarını” iddia etti. “Bunu hem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hem eski genel başkan Deniz Baykal ve hem de diğer sözcülerin açıklamalarından çok net şekilde anladıklarını” savunan Canikli, “son derece mantıksız, dengesiz açıklamalar geldiğini” öne sürdü.
“Baykal'ın son açıklamasının Türk milletinin manevi değerlerine çok büyük hakaret ve saygısızlık olduğunu” söyleyen Canikli, şöyle devam etti:
"Bütün Müslümanlara hakikaten çok büyük hatadır. Milletimizi bu anlamda büyük oranda yaralamıştır bu ifade. CHP'nin bu konudaki yaklaşım ve kanaatini de yansıtan bir cümledir esasında Sayın Baykal'ın bu konuyla ilgili açıklamaları. Zihin gerilerinde yatan, çok fazla açığa vurmadıkları kanaat ve düşüncelerinin zaman zaman gayri iradi şekilde açığa çıkmasından ibarettir esasına bakıldığında çünkü jakoben yaklaşım CHP'nin en temel özelliğidir bugüne kadar. Halka tepeden bakan, düşüncelerini, kanaatini dikkate almayan, onları hor gören, manevi değerleri, inançlarıyla alay eden, onlara saygı duymayan bir yaklaşım ve eylem içerisinde oldular bugüne kadar. Böyle bir tespitin altını dolduracak sayısız örnekler vardır CHP'nin tarihinde. O açıdan sürpriz değil. Çok üzücü bir hadise. Bütün Müslümanlara büyük hakaret ve saygısızlıktır. Bu çerçevede Sayın Baykal'ın ve CHP'nin önce Türk milletinden, bütün Müslümanlardan defalarca özür dilemesi gerekiyor. Bu da aslında CHP'nin iyice dengesinin bozulduğunun önemli yansımaları, işaretlerinden bir tanesidir. Benzer örneklerini Sayın Kılıçdaroğlu'ndan bol miktarda duyuyoruz. Akıl mantık süzgecinden geçmemiş o kadar çok açıklama yapıyorlar ki yine panik havasında olduklarını görüyoruz CHP'nin."
“Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi halk oylamasında çıkacak sonuçtan herhangi bir tereddütleri olmadığını” aktaran Canikli, “milletin gerekeni bir kez daha yapacağına inandıklarını” anlattı.
Anketlerin de bu doğrultuda olduğunu bildiren Canikli, "Önceki seçimlerde benzer yöntemleri CHP başta olmak üzere bazı kesimler kullandı. Manipülasyon ve kamuoyunun algısını yönlendirmek amacıyla bu konuda anketler yapıldı. Kamuoyunun düşüncesini öğrenmek amacıyla değil de yönlendirmek amacıyla yapılan anketlerdir onlar. Sayısız kere biz bunlarla muhatap olduk. Bütün seçimlerden ve referandumdan önce buna benzer algı oluşturma operasyonları yapıldı. Bu da onlardan bir tanesidir." diye konuştu.
"Çok büyük oranda bir yalan kampanyası yürütülüyor"
Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başlarda çok ciddi bir kara propaganda nedeniyle bazı vatandaşlarımızın kafasının karışması söz konusu oldu ama sonra önerdiğimiz cumhurbaşkanı hükümet sistemini, milletin takdirine sunduğumuz sistemi ayrıntılı şekilde vatandaşlarımızla paylaştıktan sonra, ne getirdiği konusunda, o konuda da tereddütler büyük oranda giderilmiş durumda. Geçmiş dönemlerde yapılan seçimler öncesinde de manipülasyonlar, karalamalar, dezenformasyonlar çok yoğun şekilde kullanılmıştı ama hiçbir dönemde bu dönem olduğu gibi yoğunlaşmamıştı. Şu anda çok büyük oranda bir yalan kampanyası yürütülüyor. Bunu bile bile yapıyorlar. En son örneklerden bir tanesinde de Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki, 'Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi eğer geçerse cumhurbaşkanı müsteşarını, müsteşarları 12 yıl tecrübe şartı aramaksızın ilkokul mezunu bir kişiyi bile yapabilecek. Anayasada bu var'. O kadar net, açık bir yalan ki. Anayasada böyle bir şey yok. Anayasa bunu düzenlemiyor. O, şu anda kanunla düzenlenmiş bir konu. Aynen devam ediyor. Ayrıca cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle özlükle ilgili konular düzenlenemez. Kanunla düzenlenmiş konular cumhurbaşkanlığı kararnamesine konu edilmez. Çok net, açık olarak yazılmasına rağmen, ortada olmasına rağmen bunun aksine, öyle olacakmış gibi yalan yanlış açıklamalar yapıyorlar. Bu gerçekten çok vahim bir tablo."
Canikli, bunun bilmeden yapılmasının vahim, bilerek yapılmasının ise çok kötü bir olay olduğuna işaret ederek, "Yeteri kadar okumamışlar, anlamamışlar önerdiğimiz sistemin ne getirdiğini, nasıl bir model içerdiğini. O şekilde yorum yapıyorduk ama bu açıklamalar durmayıp devam edince artık kasıtlı şekilde bir plan çerçevesinde bu yalanların, manipülasyonların ortaya konulduğuna inanmaya başladık." ifadesini kullandı.
İleriki dönemlerde buna benzer mantık dışı, gerçeği yansıtmayan değerlendirmelerin artacağını belirten Canikli, bunun CHP'nin özelliği olduğunu, panikledikçe, denge bozuldukça, izan kaybolunca onlardan her şey beklenebileceğini söyledi.
CHP'nin kara yöntemlerini yoğun şekilde kullanmaya devam ettiğini dile getiren Canikli, şöyle dedi:
"Ama milletimizin bir özelliği var, CHP'yi çok iyi tanıyor. CHP'nin bugüne kadar politikalarını, geçmişte İnönü döneminden başlamak üzere çok iyi biliyor. Bu adeta toplumun hafızasından silinmeyecek şekilde işlenmiş vaziyette. CHP deyi̇nce ne olabi̇leceği̇ni̇, neler yapabi̇lecekleri̇ni̇, nasıl bi̇r dezenformasyon, kara propagandayı kolaylıkla yürütebildiklerini, millet için, bu ülke için çok büyük bir tehdit ve tehlike olduğunu çok iyi biliyor millet. CHP diğer ortaklarıyla bu kampanyayı yürütürken kendi partisinin kurumsal kimliğini kullanmıyor. Bu da çok ilginçtir. Siyasi partiysen çıkarsın meydana, siyasi parti olarak kanaatini, düşünceni vatandaşla, kamuoyuyla paylaşırsın. CHP, kurumsal kimliğinin millet nezdinde itibarı olmadığını, kredibl olmadığını çok iyi biliyor. Onun ortaya çıkartacağı kamuoyu nezdindeki olumsuzlukları bertaraf etmek için yeni bir maske takarak kendi kurumsal kimliği dışında bir sistemle, bir yöntemle kampanyayı yürütmeye çalışıyor. Ne yaparsa yapsın, milletimiz maskelerin altındaki gerçek yüzleri de her zaman ortaya çıkarmayı bilmiştir. Gizlemesi mümkün değil. Millet, Cumhuriyet Halk Partisinin ciğerini biliyor."
Canikli, CHP'nin yoğun bir kampanya yürüttüğünü, bunun nedeninin ise önerdikleri yeni modelde CHP ve HDP'nin cumhurbaşkanı çıkartamayacaklarını bilmelerinden kaynaklandığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sistemin en büyük özelliği, CHP ve onun uygulama, düşünce ve ideolojisine sahip olanlar ile HDP gibi siyasi partilerin desteklediği kişilerin hiçbir şekilde cumhurbaşkanı seçilme imkanının olmamasıdır. Onun dışındaki diğer siyasi yelpazenin herhangi bir yerinde olan siyasetçilerin desteklediği kişiler cumhurbaşkanı olabilir ama CHP düşüncesi ve ideolojisine sahip olanların desteklediği hiç kimse, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere bu millet tarafından cumhurbaşkanı seçilmez. Bunu çok iyi biliyorlar. Aynı şey yine HDP. O siyasi partiye yakın, o partinin söylemlerini benimsemiş, doğrudan veya dolaylı şekilde o siyasi parti tarafından desteklenen, desteklenecek hiç kimsenin Türkiye'de önerdiğimiz modelde cumhurbaşkanı olması mümkün değil. Bunu çok iyi biliyorlar çünkü millet hep kendisine karşı olan, hep kendisine mesafe koyan ve kendi değerlerini dikkate almayan, saygı duymayan bir siyasi hareketi ya da onun temsilcilerini elbette kendisini yönetme kendisine hizmet etmek için göreve getirmez ama bu çarpık sistemde olabiliyor. Geçmiş dönemler biz bunları yaşadık. Bir şekilde birtakım ayak oyunlarıyla farklı yöntemlerle yamanabiliyorlar bir şekilde, hükümete ortak olabiliyorlar. Bunun en son örneğini 7 Haziran seçimlerinden sonra yaşadık."
"Uyguladığımız sistem çok iyiyse kendileri uygulasınlar"
Türkiye'de 1982 Anayasası ile dizayn edilen mevcut sistemin ne parlamenter ne de başkanlık sistemi olduğunun altını çizen Canikli, dünyada da örneği bulunmadığını belirtti.
Bu sistemin sadece Türkiye'de bulunduğunu bildiren Canikli, şunları kaydetti:
"Bugün Almanya, Hollanda, bazı Avrupa ülkeleri 'hayır' kampanyası yürütüyorlar ya da 'hayır' kampanyasını destekliyorlar. Bizim uyguladığımız sistem çok iyiyse kendileri uygulasınlar, kendilerine monte etsinler. Niye şu anda uygulanan sistem benzeri bir modeli kendi ülkelerinde hayata geçirmiyorlar? Almanya için geçerli, Avusturya için geçerli, Hollanda için geçerli, Belçika için geçerli, hepsi için geçerli. Madem o kadar çok istiyorsunuz, Türkiye'de 'hayır' kampanyasını yaparak Türkiye'deki sistemin değişmesini istemiyorsunuz, Türkiye'deki hükümet sisteminin değişmesini istemiyorsunuz, Almanya ya da diğer Avrupa ülkeleri o zaman bu sistemi kendi ülkenize monte edin. Aynısını kendinize uygulayın çok iyi bir sistemse. Böyle bir şey de yapmıyorlar ama Türkiye'ye dayatılmaya çalışılıyor çünkü bu model Türkiye için dizayn edilmiş özel bir projedir aynı zamanda. Birçok alanda karşı karşıya kaldığımız projeler gibi bu da bir projedir. Türkiye'nin hiçbir zaman güçlü, istikrarlı yönetimler tarafından yönetilmemesini hedefleyen özel bir projedir."