Türkiye’nin bağımlılık salgınının arifesinde olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ öğrenciler arasında her yıl uyuşturucu taraması yaparak konunun takip edileceğini açıkladı.
Milliyet'te yer alan habere göre, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, batı dünyasının uyuşturucu salgınının pençesinde olduğunu belirterek, “Türkiye de böyle bir salgının maalesef arefesinde. Bu salgının başlangıcında el birliği yapmalıyız” dedi. Gençlerde uyuşturucu kullanım yaygınlığını tespit için araştırma yapıldığını açıklayan Akdağ TBMM’de bağımlılığa karşı yapılacak mücadeleyi anlatırken şunları söyledi:
YILLIK ARAŞTIRMA: Hem 15-16 yaş grubunda yani liselerde, hem 19-25 yaş grubunda yani üniversitelerde, hem de 15 yaş üstü tüm toplulukta kullanım yaygınlığını tespit için şu anda araştırmalar yürütüyoruz. Bu araştırmalar şubat veya martta elimize geçecek. Araştırmaları özellikle okul çağı çocukları için, yani lise ve üniversite çağı çocukları için Avrupa ve Amerika’dakinden daha sık yaparak konunun takibini düşünüyoruz. ‘ESPAD çalışması’ diye bilinen lise çağı çalışması Avrupa’da 4 yılda bir yapılıyor. Bizim de 4 yılda bir yapmamız öngörülüyor ama biz bir salgının başlangıcında olduğumuz için yıllık yapmayı planlıyoruz. Çok yakın takip edeceğiz.
ATIK TAKİBİ: Atık sularda uyuşturucu takibi yapacağız. Adana ve İstanbul’da adli tıp enstitüleri atık sularda uyuşturucu takibi yapmaya başladılar ama bunlar birer projeydi. Bu projeleri de himayemize alıyoruz. Başbakanlık olarak süratle geliştirecegiz ve Türkiye’nin tüm riskli illerinde bu yıl atık sularda takibe başlayacağız.
MANEVİYAT AZALMASI: Madde bağımlılığıyla ilgili kampanyalar bazen de ters tepiyor. Bana sorsanız, maneviyatin toplumdaki azalması bunun önemli sebeplerinden biri olabilir. Yani uyuşturucu meselesinin zengin ülkelerde daha fazla olduğunu görüyoruz.
SALGININ PENÇESİNDE: Batı dünyası bağımlılık salgınının pençesinde. Özellikle uyuşturucu ve gelişen teknolojinin uygunsuz kullanımı konusunda çaresizliğe düştüklerini görüyoruz. Türkiye de böyle bir salgının maalesef arefesinde. Hızlı şehirleşme, yaşam biçimlerinin değişmesi, internet yoluyla her şeyden haberdar olmanın, olumlu taraflarının yanı sıra böyle bir salgına da sebep olabileceğini biliyoruz.
Akdağ, “En az zararlı olanından, en kolay ulaşılandan başlanıyor. Dal sigara, öğrencilere ortaokulda, liselerde tek tek sigara satılıyor; bu, şu anda yasak, ciddi cezası var ama iyi denetim lazım. Mesela Türkiye’de şu anda bonzai ve esrar ucuz. Esrar en ucuzlarından biridir, son yıllarda maalesef bu ‘bonzai’ denen sentetik kannabinoidler de çok ucuzladı. Alkoltarafında da az alkollü içkilerle başlanıyor. Sonra doz artırılıyor ve bir kısır döngüye giriliyor. Esrar kullanımının Türkiye’de azalmasıyla, biraz kontrol altına alınabilmesiyle beraber bu sentetik kannabinoidlerde artış var” dedi.
Topyekûn mücadele
Akdağ, “Bağımlılık salgınının başlangıcında el birliği yapmalıyız, iktidarıyla muhalefetiyle. Elbette sadece TBMM ya da hükümet anlamında değil, sivil toplumumuzla, üniversitelerimizle topyekûn bir mücadeleyi başlatmalıyız. Enteresan örnekler var. Talebi azaltma konusunda ciddi kampanyalar yapmış ülkeler var. Ama ABD, Kanada başarısız olduklarını ifade ediyorlar. Çok zor bir mesele olduğunu bilmek gerekiyor ama birlikte çalışırsak, Allah’ın izniyle üstesinden geleceğimizi de biliyorum” dedi.