Başbakan Tayyip Erdoğan'a atfen yayınlanan son ses kaydı, Başbakan ile Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören arasında medya tarihine geçecek bir diyaloğu ortaya koydu. Başbakan, 28 Şubat 2013'te "İmralı zabıtları" manşetiyle çıkan Milliyet'in patronu Demirören'e haber için "rezillik, alçaklık, kepazelik, adilik" ifadelerini kullanıyor. "Gereğini yapmak için" haberi sızdıran kaynağı soran Başbakan'a Demirören "akşama kadar bilgiyi önüne getirme" sözü veriyor. Başbakan'a "Patron" diye hitap eden ve "Sizi üzdük mü" diye soran Demirören'e "Duman ettiniz" karşılığını veren Başbakan, bir daha Milliyet'ten kimseyi uçağına almayacağını söylüyor. Demirören, konuşmanın sonunda "Nasıl girdim bu işe" diyerek ağlamaya başlıyor.
Başbakan Erdoğan'a ait olduğu iddiasıyla yayımlanan ve yasal yollardan dinlenip dinlenmediği konusunda kuşku uyandıran son telefon konuşması kaydı, medya tarihinde görülmemiş bir diyaloğu ortaya çıkardı. Ses kaydı, Milliyet'te Hasan Cemal ile başlayan, daha sonra Can Dündar, Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ve Yayın Koordinatörü Tahir Özyurtseven ile devam eden gazetedeki tasfiyenin arka planında yaşananları da Başbakan ve Demirören'in ifadeleriyle gün ışığına çıkarıyor.
Başbakan'ın tepkisi üzerine gazetede çıkan krizin ardından Hasan Cemal önce iki haftalık zorunlu izne gönderildi, döndükten sonra da yazısı sansürlenmek istenince 18 Mart 2013'te Milliyet'teki 15 yıllık köşesi kapatıldı.
Dönemin Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak ise, Cemal'in gazeteden gönderilmesinin Milliyet'in patronu Erdoğan Demirören ile ilgisi bulunmadığını iddia etmişti. Sazak, Cemal'i "medya sermayesi ve Başbakan'ı eleştirmekteki ısrarı" nedeniyle Cemal'i Genel Yayın Yönetmeni olarak kendisinin gazeteden çıkarıldığını öne sürmüştü.
Erdoğan'a atfedilen son telefon konuşması, krizin arkasında Milliyet'in patronu ile Başbakan arasında yaşanan konuşmanın bulunduğunu ortaya koyuyor.
Artı1 TV'de Can Dündar'un sunduğu Canlı Gaste'de yayınlanan ses kaydı şöyle:
Erdoğan Demirören: Üzdüm mü seni partron?
Tayyip Erdoğan: Valla duman ettiniz her tarafı, rezil ettiniz.
Erdoğan Demirören: Ne zaman bir araya gelelim seninle?
Tayyip Erdoğan: Valla, neyini bir araya geleyim ben yani, böyle bir rezillik olur mu ya böyle bir yani
Erdoğan Demirören: Bunu sızdıranları bulmamız lazım onun için
Tayyip Erdoğan: Siz bırakın sızdıranları yani sızdıran sızdırmış size o ayrı mesele de, yani sizin gazetenizin görevi böyle bir provokasyonu yapmak mı?
Erdoğan Demirören: Yok böyle aklımızın ucundan geçer mi sayın başbakanım.
Tayyip Erdoğan: Ne demek geçer mi canım işte geçti daha ne olacak. Yani başlık böyle bu şekilde atılacak, yani aklımızın ucundan geçer mi geçmez mi geçmez mi yani üç tane beş tane fazla satayım diye böyle namussuzluğu yapıyor hangi adamın yapıyorsa ondan sonra siz hala bunları savunuyorsunuz yani aklımızın ucundan geçer mi?
Erdoğan Demirören: Savunmuyorum bütün gece ben bununla uğraştım.
Tayyip Erdoğan: Allah aşkına yani siz bu gazetelerin yani başlıklarını manşetlerini.
Erdoğan Demirören: Benim senden bir ricam var, sen bana bir yarım saatini ver.
Tayyip Erdoğan: Valla çok sana yarım saatler ayırdık ya. Yani ayıp oluyor ya böyle bu şey olur mu ya. Ve ben bundan sonra zaten bir tane gazetenizden adam almayacağım şeyine bütün yurtdışı seyahatlerime, hadi alalım hadi alalım falan e adamla kaç kere oturduk konuştuk. Derya efendiyle ben de konuştum arkadaşlarımda konuştu yani bu güzel bir sürecin içerisine girmişiz bir çözüm süreci diyoruz riskler alıyoruz bilmem neler yapıyoruz, ve yalan yanlış bir tane şey orda atıyor manşeti ahlaksız adi herif kepaze herif yani bu sürecimizi bizim baltalamak istiyor sizde bunun patronusunuz.
Demirören: Peki benden ne istiyorsun?
Tayyip Erdoğan: Benim senden isteyeceğim bu adamların bu namussuzların hepsine ne yapacaksan yapman lazım, yani bu başlığı nasıl atarsınız demen lazım. İşyerinizde size birisi bir namussuzluk yapsa acaba bir saat tutar mısınız?
Erdoğan Demirören: Tutmayız.
Tayyip Erdoğan: Hemen kapıya koyarsınız.
Erdoğan Demirören: Ama ben söyleyeyim bak.
Tayyip Erdoğan: Bu kadar risk alacağız bilmem ne yapacağız dün atılan başlık yenilir tutulur değil bak sizi aramadım arkadaşlar…siz bugün aramazsanız ben yine….
Erdoğan Demirören: Alo.
(Görüşme kesildi.)
2. görüşme
Tayyip Erdoğan: Alo
Erdoğan Demirören: Gerekeni yapacağım ben Sayın Başbakan’ım, ben seni…
Tayyip Erdoğan: Siz takdir ederseniz nasıl şey yaparsınız
Erdoğan Demirören: Ben sana söz…
Tayyip Erdoğan: Derya (Sazak) bu işin birinci derecede sorumlusudur, haberi yapan terbiyesiz (Namık Durukan) bunun sorumlusudur bunu kim ona sızdırdıysa…
Erdoğan Demirören: Ben onu bugün
Tayyip Erdoğan: İyi niyetliyse o size kim sızdırdıysa onu söylesin, acil onun hakkından gelelim. Eğer bu benim ekibimden birisiyse ben gereğini yaparım ama bu BDP’den birisiyse onu da söylesin, onu da biz de gereğini yapalım.
Erdoğan Demirören: Ben size bugün akşama kadar kimden geldiğini önünüze getireceğim.
Tayyip Erdoğan: Tamam
Erdoğan Demirören: Tamam mı Başbakan’ım?
Tayyip Erdoğan: Tamam tamam
Erdoğan Demirören: Sen kendini üzme
Tayyip Erdoğan: Tamam tamam
Erdoğan Demirören: Hadi bakalım
Tayyip Erdoğan: Peki hadi, hayırlı günler, Alo
Erdoğan Demirören: Nasıl girdim bu işe ya kim için (Ağlıyor)
Tayyip Erdoğan: Hayırlısı olur inşallah, peki hadi hayırlı günler
Erdoğan Demirören: Sağ olasın (Ağlıyor)
Tayyip Erdoğan: Hayırlı günler