Başbakan Binali Yıldırım, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani'nin, İstanbul Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'ne gelişi sırasında kapının önündeki direğe çekilen Kürdistan bayrağıyla ilgili "Kuzey Irak Kürdistan Yönetimi özerk bir yapı; ayrı bayrağı var; yeni bir uygulama değil" dedi. Yıldırım, KOSGEB kredi verme işlemlerinin de bugünden itibaren başladığını duyurdu.
Başbakan Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 550 milletvekilinin 600'e çıkarılmasına yönelik eleştirilerine de "Sayın Kılıçdaroğlu merak etme, ülkeyi senin SSK'yı yönettiğin gibi yönetmiyoruz. O yüzden Türkiye'ye bir şey olmaz merak etme" yorumunu yaptı.
AKP Grup toplantısında konuşan Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:
"Azerbaycan halkının acısını paylaşıyoruz. Azerbaycan-Ermenistan anlaşmazlığı, Yukarı Karabağ bölgesi yıllardır kanayan bir yaradır. Azeri toprakları, Ermeni çeteciler tarafından işgal edilmiş. Bu sorun bugüne kadar çözülememiştir. Azerbaycan'ın derdi bizim derdimizdir. Azerbaycan'ın haklı davasında her zaman yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Cennet mekan, Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın sene-i devriyesiydi. Ülkemize büyük hizmetleri dokunan devlet adamımızı rahmetle, saygıyla anıyoruz.
Cumhurbaşkanlığı sistemi için yapılacak halkoylamasına sayılı günler var. O yüzden her anımızı verimli geçirmeliyiz. Geçtiğimiz hafta MKYK'yı topladık. Ülkemize, bölgemiz ve uluslararası konularla ilgili meseleleri ele aldık ve ardından basın-yayın temsilcileriyle bir araya geldik. Geçtiğimiz perşembe günü Türkiye-Pakistan stratejik iş birliği toplantısını gerçekleştirdik ve 2 ülke arasında ekonomik konularda önemli konular aldık. Pakistan bizim için dosttur, kardeştir. Dün de Irak Kürt Bölgesel Yönetim Başkanı Mesud Barzani ile bölgedeki gelişmeleri konuşup, terörle mücadele başta olmak üzere ikili ilişkilerin gelişmesi ve PKK'ya karşı iş birliğinin artırılması konularını ele aldık. Bir bayrak hikayesidir gidiyor.
"Kuzey Irak Kürdistan Yönetimi özerk bir yapı"
Aziz milletim, Irak anayasasına göre Kuzey Kürdistan Bölgesel Yönetimi özerk bir yapıdır. Parlamentosu, başbakanı, bakanları, ayrı bayrağı vardır ve dünyada da bu şekilde tanınıyor. Sanki yeni bir uygulamaymış gibi bunu gündeme getirmenin iyi niyetle izahı mümkün değildir.
Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğüne sonuna kadar saygı duyar. Irak anayasasının gereği neyse ona da saygı duyar. Bizim bunun dışında başlıca bir diplomatik teamül geliştirmek, buna göre yeni usuller ortaya koymak gibi bir uygulamamız olamaz. Kürt kardeşlerimizle bizim bir sorunumuz yoktur. Irak'ta, Suriye'de yaşayan, teröre bulaşmamış Kürtler bizim kardeşimizdir. Ülkemizdeki Kürt kökenli vatandaşlarımız vardır. Kürtlüğüyle ne kadar iftihar etseler azdır.
Çukurlar açan, insanları hayatından bezdiren bu eli kanlı çeteleri şehirlerden de çıkarttık, kırsaldan da attık. Dünyayı bunlara zehir ediyoruz. Tek bir terör unsuru kalmayıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Geçmiş yasama dönemlerinde emek vermiş milletvekillerimizle bir araya geldik. Dün gerçekleştirdiğimiz Bakanlar Kurulu toplantımızda da önemli konular ele aldık. El Bab operasyonun tamamlanmasından sonra DEAŞ'ın Rakka'dan çıkarılması konusunda da ABD, Rusya ve diğer paydaş ülkelerle görüşmelerimiz devam edecektir. PKK'nın kuzeni konumundaki YPG, PYD gibi örgütler, terör unsurları destek amacıyla kullanılırsa biz bu operasyonlarda katiyen olmayız.
Hiçbir terör örgütüyle biz, yan yana olamayız. Hele gele canınızı acıtan, enerjinizi azaltan bu terör örgütü ile yan yana gözükmenin karşısındayız. Bir terör örgütünü yok etmek için başka bir terör örgütünü kullanırsanız, daha sonra o terör örgütünü yok etmek için ne yapacaksınız? Bu, yerleşik devletin başvuracağı bir yöntem değildir. Bu, Türkiye-ABD stratejik ortaklığına hiçbir şekilde uygun düşmeyecek bir harekettir.
Başbakan "Bize her yer diye başladı" illeri tek tek saydı:
"Evet için kapı kapı gezeceğiz"
Şu sıralar çok bereketli bir işe başladık. 79 milyon vatandaşımızla yeni bir başarıya ulaşmak için şafak sayıyoruz. İstemek yeter mi? Yetmez. Türkiye'nin dört bir yanından Ankara'ya akan binlerce kardeşimizle Arena'da buluşmak için sözleştik. Binlerce teşkilat mensubuna bir söz verdik. Çocuklarımız için, gençlerimiz için, iş, aş için, kısacası istikbali parlak bir Türkiye için halkoylamasına kadar durmadan, yorulmadan çalışacağız. Söz mü? (Söz sesleri) İstanbul söz verdi, Kocaeli söz verdi, Şanlıurfa, Bursa söz verdi.
81 il, 79 milyon vatan evladı söz verdi. Milletin bu kutlu yürüyüşü için bütün memleket sevdalıları, bütün demokrasi gönüllüleri, Romanlar, hazır mısınız? Eyvallah.
Memleket sevdalıları, Almanya da bizi heyecanla karşıladı. Salonlara sığmadılar. Ankara Arena coşku ile bütün Türkiye'ye ilham oldu. O coşkuyla yola koyulduk. İlk mitingimiz Kahramankazan oldu. Hani şu alçak darbe girişimi sırasında 8 bin kişiyle Akıncı İhanet Üssü'nü kuşatan Kahramankazan, darbecilere karşı milli iradeyi savunmak için 9 şehit veren Kahramankazan. 25 bin Kahramankazanlı büyük bir heyecanla bizi bağrına bastı. Binlerce "Evet", yüzbinlerce "Evet"e, sonra milyonlarca "Evet" döndü. 15 Temmuz gecesi milli irade için ilk sözü söyleyen Kahramankazanlılar, referandum için de "Evet" dedi, son noktayı koydu. Şimdi burada cennet vatanın dört bir köşesinden gelmiş misafirlerimiz var, hazır mısınız?
"KOSGEB kredi verme işlemleri bugün başlıyor"
Gençler, bu "Evet"ler burada kalmıyor değil mi? Ne demiştik biz, "Evet" bereket demektir, bereket paylaşılarak çoğalır. O yüzden her demokrasi gönüllümüz, 16 Nisan'a kadar eşe dosta neden "Evet" dediğimizi anlatacağız. "Evet" diyoruz deyip, bir bir sebepleri sıralayacağız. Diyecek ki "Sadece geçen hafta havadan ve karadan terör gruplarına karşı 178 operasyon gerçekleştirdik. 40'a yakın teröristi etkisiz hale getirdik. Sadece bir haftada DEAŞ ile ilişkisi olan 66 kişi ele geçirildi". Bakın bir nokta çok önemli. Biz AKP hükümeti olarak bahane değil, iş üretiyoruz. Referandum var diye millete karşı sorumluluğumuzu asla unutmuyoruz. Referanduma gidiyoruz ama ekonomiyi de ciddiyetle takip ediyor, mali disiplini asla ihmal etmiyoruz. Eski tür siyaset yaklaşımları sergilemiyor, seçim dönemi diye milletin kaynaklarını heba etmiyoruz. Referanduma gidiyoruz ama, memleketin dört bir yanında yatırımlara devam ediyoruz. Dünyanın en büyük havalimanı inşaatı İstanbul'da son sürat devam ediyor.
KOSGEB'de kredi verme işlemi bugün başlıyor. Yaklaşık 11 milyar lira nakit kaynak sağlıyoruz. Ödemeler işletmenin yıllık cirosuna göre 20 bin le 50bin arasında değişiyor. İlk yıl ödeme yok, kalan iki yılda da faiz yok, aldığın parayı ödüyorsun. 50 bin liraya kada rolan 0 faizli kredinin ağırlıklı olarak küçük esnafa verilmesi sağlanıyor. Geçtiğimiz hafta mükelleflere, vergilerini düzenli ödemeleri halinde yüzde 5 indirim yapan yasa Meclisimizde görüşüldü, kabul edildi. Bütün milletvekillerimize teşekkür ediyoruz.
"Çiftçiye mazot parası ödemelerini mart ayında başlatacağız"
Ocak ayında konut satışları, bir önceki yıla göre yüzde 13 artış gösterdi. Yurt dışında Türkiye Uzay Ajansı'nın kurulması için de bir kanun tasarısını geçen hafta Meclis'e gönderdik. Bu hafta içerisinde Meclis Sanayi Komisyonu'nda görüşülecek. Uzay ve havacılık teknolojileriyle sistemlerin geliştirilmesi, yerli ve milli kabiliyetimizin artırılması bu kanunla geliştirilmiş olacak. Araştırma geliştirme merkezleri başta olmak üzere birçok tesis kurulmuş olacak. Sanayide rekabet gelişecek, nitelikli insan sayısı da artacak. Bir referanduma gidiyoruz diye, işi gücü rafa kaldıramayız. Kalkınma projelerimiz devam ediyor. Verimlilik sağlayacak teşvikler üzerinde çalıştık ve bunları gerçekleştirdik. Her sözümüz gibi bu sözümüzü de tutuyoruz. Kalkınma Planı ile ekonomiye can, vatandaşımıza iş, aş salayan Cazibe Programları da başladı. Dün tiibariyle müracatlar doldu, bundan sonra bunlar süratle yatırım yerleri tahsis edilecek ve yüz elli bin üzerinde vatandaşımıza, gencimize, iş, aş, istihdam sağlanacak. Buradan önemli bir müjdeyi de çiftçilerimize verelim.
Hatırlayın, 14 yıllık dönemimizde tarıma olan desteklerimizi hayvancılığa olan desteklerimizi 1.8 milyardan 12 milyarın üzerine çıkardık. Geçen senenin sonlarına doğru, aldığımız bir kararla çeşitli adlar altında verilen bu destekleri iki ana kalemde toplayıp, daha doğrusu hasattan önce ve sonra olmak üzere iki dönemde vermek suretiyle bu desteklerin daha anlamlı hale gelmesini hedefledik. Bu yıl içerisinde 12.8 milyar ödeme yapacağız. Çiftçilerimiz her şeyin en iyisine layık, ancak bu sene karar aldık. Mazot ve gübre desteğini Mart ayı içerisinde ödeyeceğiz.
Çiftçilerimiz hazırlıklarını yapsınlar, hasata gübresiyle, mazotuyla hazırlıklı girsinler diye. Bir güzel haber de ihracatçılarımıza, yükleyicilerden yüksek ücret alındığını tespit ettik. Buraya bir sınır getirdik. Bundan böyle limanlarda doğrulama, teyit gibi adlar altında alınan ücretler 60 liranın üstüne çıkamayacak. İsteyen bu fiyatın altında da uygulama yapabilir.
Olumsuz birtakım gelişmelere rağmen Türkiye istikrarını sürdürüyor, kalkınma ve büyüme yolunda ileriye doğru gidiyor. O zaman ne diyoruz? İş için, aş için, helal lokma için, kalkınan büyük Türkiye için, bereket için, sevdamız için, kararımız? (Evet sesleri) Gücümüz millet, kararımız? (Evet sesleri) Evet, evet, evet. Allah sizden razı olsun.
Biz, Cumhurbaşkanlığı sisteminin faydasını anlatırken ne diyoruz? Vesayet ortadan kalkacak. Neden? (İdam isteriz sesleri) Değerli kardeşlerim, biz sizinle gurur duyuyoruz. Yahu Sinop'u nasıl söyleyiz söyledik. Yalova'yı da söyledik. Can Erzincan, hoş geldiniz. Evet, vesayetle mücadele ede ede bugünlere geldik. Vatandaş seçim yapıyor, oy veriyor, zannediyor ki her şey bitti. Nerede. Ankara'ya geliyorlar, Ankara'da alavere dalavere işler değişiyor. İşte gördük 28 Şubat'ta. Vatandaş yetki vermiş, iktidar olmuşlar. Bir vesayetle 28 Şubat darbesi gerçekleştirdi.
"Halkın gücü tankları yenmiştir"
Post modern darbe diyorlar, vatandaşa dürüst olun dürüst, bal gibi darbe teşebbüsü. 9 saat MGK toplantısı yapıldı mı, yapıldı. Şu karara bakın; imam hatip ortaokulları kapatılsın. Sanki bunlar kapatılınca Türkiye'nin rejim problemi çözülmüş olacak. Başörtüsü yasaklansın, ömrünün başındaki gençler, irtica diye diye uzun yıllar tutuklu kaldılar. Ortaçağ Avrupa'sında bile görülmeyen bu bağnazlıkla kızlarımızın zorla başları açılma yoluna gidildi. İkna odaları kuruldu. Medya kontrol altına alındı, siyasi partiler kapatıldı. Ülke süratle 2001 büyük krizine doğru sürüklendi. İşte 28 Şubat'ın özeti budur. 15 Temmuz'da da tanklarla sokakları işgal etmeye çalışanlar, 28 Şubat'ı planlayınların hedefiyle aynı hedefteydi. Bunlar darbe kardeşidir. Her ikisi de milli iradeye karşı darbe girişiminde bulunmuştur. Tek bir fark vardır. 28 Şubat'takiler başarılı olmuş, 15 Temmuz'dakiler tuş olmuştur.
"Sayın Kılıçdaroğlu merak etme..."
Milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarıyoruz. Neymiş? 50 milletvekilinin masrafı çok olurmuş, ülke batırmış. Sayın Kılıçdaroğlu merak etme, ülkeyi senin SSK'yı yönettiğin gibi yönetmiyoruz. O yüzden Türkiye'ye bir şey olmaz merak etme. Milletten aldığı yetkiyi Kandil'e peşkeş çekenleri de milletimiz asla affetmeyecek. Bölücü terör anlayışına da inşallah bu millet, sandıkta gereken cezayı verecek.
OECD diye bir kuruluş var, bir açıklama yayınladı. Hasta başına yatak sayısı bakımından biz ABD'nin 4 kat ilerisindeyiz. Avrupa'nın üç kat ilerisindeyiz. İşte Türkiye böyle bir hale geldi, AKP ile geldi. Ne diyor CHP Genel Başkanı. "Tek adam. Cumhurbaşkanı, vali kendisi" İnsaf ya kardeşim, sizin niyetiniz üzüm yemek değil, bağı kökünden kurutmak. Cumhurbaşkanı tek adam olacak doğru, onu yine millet seçecek. Kararımız, evet.
Yoğun miting programlarına başlıyoruz. İlk durak Amasya. Naci hocam. Çarşamba Amasya'dayız, şehzadeler şehrindeyiz. Sonra Tokat'a geçiyoruz. Tokat'ta ve Amasya'da vatandaşlarımızla buluşacağız. Hasret gideceğiz. "Evet" selini memleketin her köşesine yayacağız. Bu sürede bakanlarımız, milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız, bölgelerinde gece gündüz çalışacaklar. Siz değerli teşkilatlarımız sahada olacak. Hedefe giden yolda çekilen cefa mübahtır anlayışıyla hep birlikte çalışacağız, birlikte başaracağız.
Durmak yok, öldürmek yok, yaşatmak var. Biz yaşatmak için buradayız. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla biz hizmet ediyoruz. Buradan CHP'ye, MHP'ye, HDP'ye ve diğer partilere gönül veren tüm vatandaşlarımıza bir çağrıda bulunuyorum. Mesele, siyaset değil. Mesele, memleket meselesi. Mesele, "Sen-Ben" meselesi değil, mesele millet meselesi. Onun için 16 Nisan'da kararımız net, oyumuz evet. Şimdi, artık söz sizde. Hazır mıyız? (Evet sesleri)