Başbakan Binali Yıldırım, FETÖ soruşturmalarına ilişkin olarak, "Yeni bir komisyon oluşturduk, itiraz edenler buraya başvuracak. Bizim adımız adalet ve kalkınma partisidir, yanlış varsa düzeltilecek. Ancak kim gerçekten suçluysa onu da bulup adalete teslim etmek boynumuzun borcudur" dedi. "Kimse bu işi sulandırmaya kalkmasın" diyen Yıldırım, "FETÖ'nün kökü kazınıncaya kadar bu mücadele aralıksız sürdürülecek. Millet üstünde vesayet kurmak isteyenleri nasıl bir bir dize getirdiğimizi görecek" ifadesini kullandı. Yıldırım, 17 Aralık öncesi yaşanan dershane krizine ilişkin olarak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile cemaat mensupları arasında ysaşanan bir diyaloğu şöyle aktardı:
"Dershaneleri kapatacağız diyince bunlar geldi 'Dershaneleri kapatırsanız sizin için iyi olmaz' dedi. Cumhurbaşkanımız da 'Hadi oradan, defolun' dedi, bunları kapı dışarı etti."
Başbakan Binali Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye dünkü grup toplantısındaki başkanlık sözleriyle ilgili olarak teşekkür etti. Yıldırım, "AKP olarak uzun süredir hazırız, bu konudaki adımlarımızı da derhal atacağız. Meclis'e gideceğiz. Gelin bunu milletin önüne koyalım, 15 senedir konuşuluyor yeni anayasa, yeni anayasa her seçim öncesi sakız gibi konuşuluyor. Artık milletin önünden bunu çekelim. Biz Bahçeli'nin çağrısını aynen kabul ediyoruz, biz kısa sürede yeni anayasa çalışmamızı Meclis'e getireceğiz" ifadesini kullandı.
AKP Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuşan Yıldırım, konuşmasına başlamadan önce sabah saatlerinde hayatını kaybeden eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a taziye dileklerini iletirken, "Kemal Abi muhalif olanların bile sevgisini kazanmış değerli bir yol arkadaşımızdı. Ailesinin, partimizin, milletimizin başı sağ olsun" dedi. Yıldırım, Unakıtan'ın yarın öğlen namazına müteakip Süleymaniye Camii'de kılınan cenaze namazının ardından Süleymaniye Külliyesi'nde toprağa verileceğini açıkladı.
"Bölgeden gelen il başkanlarımız da burada. Karşılaştıkları sıkıntıları bizlerle paylaşacaklar. İhtiyaçları, yapılması gerekenleri anlatacaklar" diyen Yıldırım, "İnşallah bu sıkıntıların tamamını el birliğiyle aşacağız. Terör örgütü de destekçisi de bu topraklardan tamamen çıkarılacak. Bundan en ufak kim şüphe ediyorsa ben de onun aklından şüphe ederim" diye konuştu.
Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Bu sabah saatlerinde yol arkadaşımız Kemal Unakıtan'ın ölümünü üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Ülkemize, milletimize, partimize çok büyük hizmetleri oldu. AKP'nin 2002'den itibaren başlattığı dönüşümün kamu maliyesi alanındaki öncü isimlerindendi. Bugün iftihar ettiğimiz Maliye Bakanlığımızın yapısı ve çalışma sistemi anlayışında Kemal Abi'nin büyük emeği vardı. Muhalif olanların bile sevgisini kazanmış değerli bir yol arkadaşımızdı. Ailesinin, partimizin, milletimizin başı sağ olsun.
Kemal Unakıtan'ın cenaze programı
Kemal Bey'in cenazesi yarın öğlen namazına müteakip Süleymaniye Camii'de kılınan cenaze namazının ardından Süleymaniye Külliyesi'nde toprağa verilecektir.
Milletvekillerimizle bir araya gelerek istişarelerde bulunuyoruz. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşananlar, terörle mücadelede son durum dahil olmak üzere memleketin meselelerini değerlendirdik. Değerlendirmeye devam ediyoruz. Vatandaşlarımızdan gele öneri, talep, önerileri bu toplantılarımızda paylaşıyoruz. Milletvekillerimizle projelerle ilgili kapsamlı projelerle ilgili olarak kapsamlı görüşmeleri ele alıyoruz. Bu toplantıda da yaptıklarımızı, yapacaklarımızı konuşacağız. Toplantımızdan bu güne kadar geçen sürede hizmetimizi daha da büyüterek gayretle büyütüyoruz, çalışmaya devam ediyoruz. AKP kurulduğu ilk günden beri bir aile olarak biriz, beraberiz, iriyiz, diriyiz ve birlikte Türkiye'yiz. Allah nice yıllar boyunca omuz omuza çalışmayı nasip etsin. Bugün sakin bir toplantı yapacağız, Kemal Abi'nin benim üzerimde farklı bir hatırası da vardır. Sadece siyaset hayatında değil, yıllar önce yolumuz kesişti. Hatıralarımız vardı, onun için bu toplantımız onun hatırasına daha sakin geçecek.
Millete hizmet için siyaseti bir araç olarak hep gördük. Bizler siyasetin millete hizmet için önemli bir araç olduğunun bilincinde olarak siyasi hayatımıza altın harflerle yazan bu muhteşem kadroyu, siz yol arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Sizlerin şahsında millet için, vatan için fedakarca çalışan bütün kardeşlerime de selamlarımı iletiyorum. Toplantımızın başında PKK terör örgütü tarafından şehit edilen Aydın Muşlu ve Dicle İlçe Başkanımız Deryan Aktent'e Allah'tan gani gani rahmet diliyorum. Bütün teşkilatlarımıza, özellikle Van - Diyarbakır teşkilatlarımıza baş sağlığı diliyorum.
"FETÖ'nün kökü kazınıncaya kadar
bu mücadele aralıksız sürdürülecek"
Söz veriyorum ki dökülen her damla kanın hesabını tek tek hesabını soracağız. Teröristleri, onların destekçilerini ülkemizde nefes alamayacak hale getireceğiz. Terör örgütü PKK ile birlikte olan, onların siyasi uzantılarının da maskelerini mutlaka düşüreceğiz. Gece gündüz enselerindeyiz, o hainlere yaşayacak alan bırakmayacağız. Ne silahla, ne de hileli siyasetle Allah'ın birbirine kardeş kıldığı insanımızı, vatandaşımızı birbirinden ayıramayacaklar. Bu kardeşlik bağını asla ve asla koparamayacaklar. Türkiye'nin bütün kutsal değerlerine inananlar için ölüm bir son değildir, bir yenilgi değildir. Bu ülkenin bütün şehitlerine Allah'tan bir kez daha rahmet diliyorum. Aziz hatıralarını şükranla yad ediyorum. Türkiye'nin bağımsızlığı için nasıl ecdadımız gözünü kırpmadan can verdiyse biz de canımızı feda etmekten tereddüt etmeyeceğiz.
Türkiye'nin geleceğe yürüyüşünü durdurmak için istikrarımıza kast eden örgüt sadece FETÖ değil, ne kadar ihanet çetesi varsa üstümüze eş zamanlı olarak saldırıyor. FETÖ de 15 Temmuz'da demokrasimizi esir almak istedi. FETÖ'cü hainler, millet iradesine kast edenler bugün birer birer hukuk önünde hesap veriyor. Bu sinsi örgüte karşı verdiğimiz mücadeleyi büyük bir titizlik ve kararlılıkla değerlendiriyoruz. Yeni bir komisyon oluşturduk, itiraz edenler buraya başvuracak.
Bizim adımız adalet ve kalkınma partisidir, yanlış varsa düzeltilecek. Ancak kim gerçekten suçluysa onu da bulup adalete teslim etmek boynumuzun borcudur. Kimse bu işi sulandırmaya kalkmasın. FETÖ'nün kökü kazınıncaya kadar bu mücadele aralıksız sürdürülecek. Millet üstünde vesayet kurmak isteyenleri nasıl bir bir dize getirdiğimizi görecek. Çocuklarımızın geleceğine kast edenlerin artık hiçbir şansı yok, asla olmayacak. Bunun en büyük teminatı önce yüce milletimiz daha sonra da AKP'dir. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere FETO gerçeğini anlamamakta direnen bir küçük kesim olduğunu görüyoruz. Hiç kusura bakmasınlar, bu yaptıkları bu asil millete en hafif tabiriyle haksızlıktır. CHP'nin mağduriyet üzerinden sürdürdüğü söylemin ne kadar sıkıntılı olduğu açıktır. Bu FETO'nun bir oyunudur, bu oyuna alet olmaları üzücüdür. Kısa vadeli kazançların hesabını yapıyor olabilirler ancak 15 Temmuz kahramanları asla bunu hoş karşılamayacak. Bu tavır FETO'nun sinsi eylemlerine hizmet eder. Bir mağduriyet lafı tutturup tüm bunların üstünü örtmeye çalışmak terörün hanesine kazanç olarak yazılır.
Yanlışlık varsa işte mekanizmayı kurduk, her şey araştırılıp gereği yapılır. Bu milletin siyasi ve ekonomik olarak şahlanışının önünde taşeron terör örgütleri duramazlar, duramayacaklar. FETO ile eş zamanlı mücadele eden BTO ile mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. PKK'ya son 30 yılın en büyük darbesi vuruldu. Halkımızın güvenliği için sınır ötesi harekatlarımız da devam ediyor. Örgütün kara ve hava harekatıyla kırsalda büyük ölçüde gücünü kaybetmesini sağladık. Güvenlik güçlerimiz büyük bir fedakarlıkla çalışmalarını sürdürüyor. Cani terör örgütü, bölgedeki insanların en büyük düşmanıdır. Milletim bölgede yaşayan bütün vatandaşlarım şunu iyi bilmelidir ki terör örgütünün sizler gibi bir sorunu olmadı ve olmayacak. Ancak hem Türkiye'nin, hem Doğu'nun, hem Türklerin, hem Kürtlerin tek bir sorunu vardır o da bölücü terör örgütüdür. Dolayısıyla yapmanız gereken bu sorunu kökünden söküp atmaktır. Bölgede kendilerine karşı duran siyasetçileri, korucuları, aşiretleri velhasıl kim varsa onlara karşı laf söyleyen hepsini hedef alıyorlar. Ancak nafile, bu kardeşlik bağını bırakın koparmayı bu hareketler daha da sağlamlaştırıyor. Bölge halkı devletinin yanında, daha pazar günü Van'da toplanan aşiretler bir şamar gibi terör örgütlerine karşı duruşlarını belli ettiler.
Bölgedeki vatandaşlarımız canını ortaya koyuyor, mücadeleye devam ediyor. 15 Temmuz'da 81 vilayetimizde herkes bayraklarla sokağa çıktı. Sadece İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de değil, Hakkari'de, Şırnak'ta, Yüksekova'da, Batman'da velhasıl Türkiye'nin her köşesinde bütün vatandaşlarımız bayraklarıyla meydanlardaydı. İşte bu da Türkiye'nin hiçbir ayrımcı gücün bölemeyeceğini. Bu kardeşliği yok edemeyeceğini gösteren tarihi bir geceydi. Teröre karşı vatandaşımız her zaman devlet - millet el ele bu mücadeleyi verdi. Kaostan, kargaşadan beslenen hainleri bu durum çok üzdü. Hırçınlaşıp sağa sola saldırmalarının nedeni budur. Ne kadar cana kıyan örgüt varsa onlardan çok daha büyük Türkiye var, yüreği iman dolu yiğit millet var. Birlik ve beraberlik ruhunu hiç ama hiç kaybetmeyeceğiz. Bölgeden gelen il başkanlarımız da burada. Karşılaştıkları sıkıntıları bizlerle paylaşacaklar. İhtiyaçları, yapılması gerekenleri anlatacaklar. İnşallah bu sıkıntıların tamamını el birliğiyle aşacağız. Terör örgütü de destekçisi de bu topraklardan tamamen çıkarılacak. Bundan en ufak kim şüphe ediyorsa ben de onun aklından şüphe ederim.
Kıymetli yol arkadaşlarım, sırası gelmişken bir hususu da özellikle ifade etmek istiyorum. Terörle mücadele ne gerektiriyorsa onu yapıyoruz. Elbette ki sadece tek bir teröre tek bir gündeme takılı kalamayız. Hayatı durdurup bir konuya odaklanıp diğer alanları ihmal edemeyiz. Ekonomik istikrarı korumak için gayretimiz devam ediyor. Gerekli ne tedbir lazımsa bunları alıyoruz. Projeler, yatırımlar, kalkınma hamlelerinde en ufak bir yavaşlama yok. Hedeflerimizde bir sapma olmadan programımızı planladığımız gibi uyguluyoruz. Bölgelerimizin kalkınması için yatırım ve teşvik paketlerini bildiğiniz gibi açıkladık, uygulamaya geçme çalışmalarımız sürüyor. Sanayicilerimizle, iş adamlarımızla, uluslararası yatırımcılarla önemli kararlar alıyoruz. Yatırımların artması, yeni iş, aş sağlayacak fabrikaların artması için çalışmalar yapıyoruz. Rusya ile İsrail ile dostlukları arttırıp düşmanları azaltmak suretiyle ilişkilerimizi düzelttik. Rusya ile ilişkilerimizde kriz öncesi şartlarımıza geri gelme, daha da ileriye gitmek için kapsamlı bir iş birliğine gidiyoruz. Savunma, sanayi, tarım, turizm gibi yatırımların arttırılması yönünde kapsamlı kararlar aldık, bunları uygulamaya geçiriyoruz.
Vatandaş faziletli yani o yolsa onu bize fuzuli olduğunu bize anlatıyor, başbakan falan dinlemiyor. Her şeyi yerli yerinde yapacaksın, kaynaklarını yerli yerinde kullanacaksın. Adil, dengeli, bölgeler arası farklılıkları ortadan kaldıracak vatandaşlar arasında bir husumet oluşturmayacak şekilde dikkatli ve adil iş yapacağız.
Doğu ve Güneydoğu da 2002'de AKP gelene kadar kişi başına düşen milli gelir 700 dolardı, Türkiye'nin ortalaması da o zaman 3200 dolar. Şimdi 9-10 bin dolar seviyesine çıktık, o bölgelerde de 5 bin dolara çıktı. Bakın eşit büyümedik, Türkiye 3 kat büyüdüyse oralarda büyüme 7 kat. Yeter mi? Yetmez. İstiyoruz ki hepimiz, bütün bölgeler 9-10 binde de durmasın 15 bin- 20 bin olsun. Refah arttıkça emin olun ki terör de yok olur her şey de sona erer. Birliğimiz beraberliğimiz çok daha sağlam hale gelir. İhmal edilmişlik duygusunun yaygınlaşmaması gerekmektedir. AKP bir sosyal devlet anlayışını Türkiye'nin her tarafına yerleştirmiştir. Sosyal destek AKP'den önce3 milyardı, şimdi 30 milyar dolar oldu. Bütün bunlar ne için? Bir sebebi var. Vatandaşımız devletinden beklediği hizmeti almakta sıkıntı çekmesin, geleceğine, ülkesine olan güveni artsın. Biz yurt dışına gittiğimizde dışarıda yaşayan vatandaşlarımız ne kadar ezildiklerini, ne kadar horlandıklarını hep bize anlatırlardı. Ancak iktidarımızın 5. 6. yıllarında biz Türk kimliği taşımaktan gurur duyuyoruz çünkü itilip kakılmıyoruz, ezilip kakılmıyoruz. Bunun gururunu yaşamak, vatandaşımızın da özgüvenini arttırmayı hedefliyoruz. Değerli kardeşlerim Türkiye büyük bir devlet, güçlü bir devlet, tarihiyle güçlü bir devlet dolayısıyla biz geçmişimizden aldığımız tecrübeyi geleceğe taşıyoruz.
Dünyanın her yerinde istikrarı savunuyoruz, barışı savunuyoruz işte Türkiye'nin geldiği nokta bu. Sesi soluğu çıkmayan Türkiye'den, sorunlara fikir üretebilen Türkiye'ye geldik. Türkiye'nin ulaştığı seviye bu, vizyonu bu. Sizlerden istediğim bir şey var; inancınızı, enerjinizi ve moralinizi hep yüksek tutun. Toplumun milletin moral ve motivasyonunu özenle koruyun. Çünkü biz iktidar partisiyiz. Akşam eve gittiğimde suratımı asık görünce torunlarımın benden uzaklaştığını görüyorum, güldüğümde ise koşa koşa kucağıma atlıyorlar. Bunu küçük bir Türkiye olarak düşünebilirsiniz. Bizim amacımız gerginliği arttırmak değil, moral her zaman yüksek olacak. Moral değerlerinizi muhafaza edemezseniz yüzde 100 başarılı olacağınız işte bile başarısızlık yaşayabilirsiniz. Her konuda kendinize sınır koyun ama millete hizmette sınırsız olun arkadaşlar.
"Laf ağzınızdan çıkarsa onun esiri olursunuz"
Hizmet sektörü zor bir iştir, hele hele insana hizmet zor iştir. Bakın yıllarda bu işi yaptım bir tane hatayı, yanlış işi düzeltmek için 28 tane doğru iş yapmak lazım. Ne kadar ağır bir bedel. Onun için çok hassas olacağız, vatandaşımıza yüzümüzü çevirmeyeceğiz. Patron vatandaş, seçimde yolumuzu açanlar o, ihtilal yaptıklarında gerekli cevabı veren o, vatandaş. Biz ne oluyoruz? Vatandaş eğer arkamızda durmasa biz ne yapabiliriz? Türkiye'de vatandaşa tepeden bakanların çok partili siyasi hayattan sonra işlerinin ne kadar zor olduğunu gördük. AKP'nin farkı bu, vatandaşın ortalamasını temsil ediyor. Vatandaşın ortasından geldi, tüm kesimleri biliyor. Onlar gibi çalışıyor. Ülkesini daha iyiye taşımak için canla başla gayret ediyoruz. Bizim bu görevleri yaparken, bu işin fiyakası falan yok arkadaşlar. 1 - 2 Başbakan, Bakan derler, 2 saat sürer. 2 saat sonra torunların arasında kendinizi büyük bir mücadelede bulursunuz. Ben bakan olduğumda "Baba sen bakan oldun ama mutlu değiliz" dedi çocuklarım. "Neden?" dedim. "Bizim hayatımız kısıtlandı baba, oraya gitsek gören olur" dediler. "Şimdi yaşamımızı kısıtladın" dediler. Öyle de bir bakış açısı var, Başbakan görevini üstlendim, kendimi denetimli serbestlikte görüyorum. Gıyabında zora gitti bizim işler. Öyle kapıdan ayağını attığında her taraftan bir kamera uzanır. Şöyle bir rahat bırakın, balıkçıya gideyim, insanlarla konuşayım. Neyse özel meselelerimizi milletle paylaşmaya gerek yok ama millet bilecek. Millet bilsin ki sorumluluk AKP kadrolarında en üst seviyededir.
Bizi Trakya'da, yol bölerken, okul açarken, yol açarken, tünel yaparken görürsünüz. Ancak bizi arayan Ankara'nın ortasında dönen boş tartışmalarda, dedikodunun, ithamların içerisinde asla bulamazlar, bizi senaryoların arkasına tıkanların arasında bulamazlar. Biz Sakarya'da yolları böler hayatları birleştiririz, denizlerin altından tünel yaparız insanlarımızın işini kolaylaştırırız. Biz dünyanın en büyük havalimanını yapar ve insanların hizmetine sunarız.
Geçen gün orta vadeli planda tam gün eğitimi getireceğiz dedik, Haydaa şu kadar bina lazım, öğretmen lazım diye çıktılar. Yani iş yapmak istemeyene bahane çok, sen yapmayacaksın kardeşim AKP yapacak. Sana bıraksak zaten oho... Bak geçmişe, öğretmen sayısını 2 katından fazla arttırmışız, derslik sayısını arttırmışız, büyükşehirlerimizde var topu topu 77 bin derslik. 77 bin derslikten bahsediyorum, 300 binden fazla dersliği eğitim sistemine kazandırdık biz arkadaşlar. Bilen de konuşuyor bilmeyen de konuşuyor. AKP bir şey söyledi mi yapar. Laf ağzınızdan bir kere çıkar. Laf ağzınızdan çıkarsa onun esiri olursunuz.
"FETÖ'cüler 'Dershaneleri kapatmak sizin için iyi olmaz" dedi, Erdoğan 'Defolun' deyip kovdu"
Durmadan, dinlenmeden, bıkmadan, usanmadan hizmet ediyoruz, eserler üretiyoruz. Tüm bunları yaparken de yaramazlık edenlere derslerini veriyoruz. Muhtıralar verdiler, parti kapattılar, Gezi olaylarını çıkardılar, 17-25'i çıkardılar yetmedi 15 Temmuz'da finale geldiler. Bakın ana muhalefet partisine geldiler. Bu bize diyor ki "Bunların haklarını savunmaya devam edeceğiz" Et kardeşim, senin FETO'cularla muhabbetin iyiyse bana ne? Alçakların, bu milletin geleceğini karartmaya çalışanların hakkıyla hukukuyla bizim işimiz olmaz. "Efendim" diyor, "Bunlar 2004'te vardı" diyor. Kardeşim terör örgütü ile diğer işleri birbirine karıştırma. İlk belirgin ortaya çıkmaları 17 Haziran'dı, belirtileri 17 Aralık'tı hatta 2012'de MİT krizinde başladı. Yargı reformu yaptığı anayasa referandumundan sonra gördük ya, sonra MİT krizi, sonra Gezi olayları, sonra dershaneleri kapattık.
Dershaneleri kapatacağız diyince bunlar geldi "Dershaneleri kapatırsanız sizin için iyi olmaz" dedi. Cumhurbaşkanımız da "Hadi oradan" dedi, bunları kapı dışarı etti. Biz bunun adını koyduk, peki siz ne yaptınız? Bunlarla kol kola girdiniz. Ben şahidim arkadaşlar o ablalar abiler CHP'ye HDP'ye oy taşımak için gecesini gündüzüne kattı. O zaman anlayamadınız mı siz? Hadi diyelim önceden anlayamadınız. 17 Aralık'ta işin boyutunu gördük, tavrımızı koyduk. 4 Aralık'ta heyet gönderdi CHP Amerika'ya, oturdular, yediler, içtiler, nasıl iş birliği yapacaklarını konuştular. O zaman 17 Aralık olmamıştı hadi anlıyorum. Bakın 17 Aralık'tan sonra hala bunlarla birlikte hareket edeceksin, 15 Temmuz'u da göreceksin, yaşayacaksın, yani pes! Diyecek bir şey yok, millete havale ediyorum.
"Bahçeli'nin çağrısını kabul ediyoruz,
başkanlık teklifini millete sunacağız"
Bu ülkeyi yıkmak isteyenlere arka çıkmak hiçbir şekilde, hiçbir şeyle izah edilemez. Yol yakından sayın Kılıçdaroğlu'nun bu yanlıştan dönmesini bekliyoruz. Yenikapı ruhuna bağlı kalmasını, milletin huzurunda verdiği sözlerin arkasında olduğunu görmek istiyoruz. Bu arada 15 Temmuz'dan beri meydana gelen tüm olaylardaki mücadelemizde sağ duyulu, duruşuyla, davranışıyla, milletten, bayraktan yana tavır koyan MHP Genel Başkan Bahçeli'ye de teşekkür ediyorum. Siyasi hesapları bir kenara bırakarak ülke için, gelecek için örnek bir davranış sergiledi. Dün yaptığı açıklama Türkiye'nin geleceğini inşa etmek için umut verici bir açıklamadır. Türkiye, fiili durumu hukuki durum haline dönüştürmek mecburiyetindedir. 15 Temmuz'da dönüşüm olmuştu, askeri yüksek yargıda, askeri idare mahkemelerle ilgili yapılan düzenlemelerle bir anayasa ihtiyacı artık acil hale gelmiştir. Türkiye'nin istikrarının sürmesi, birliği, beraberliği muhafaza etmesi için sistemin tıkanıklarının ortadan kaldırılması bir zaruret haline gelmiştir. Bahçeli'nin bunu görmüş olması, yol açıcı beyanları cesaret verici. Biz AKP olarak uzun süredir hazırız, bu konudaki adımlarımızı da derhal atacağız. Meclis'e gideceğiz. Gelin bunu milletin önüne koyalım, 15 senedir konuşuluyor yeni anayasa, yeni anayasa her seçim öncesi sakız gibi konuşuluyor. Artık milletin önünden bunu çekelim. Biz Bahçeli'nin çağrısını aynen kabul ediyoruz, biz kısa sürede yeni anayasa çalışmamızı Meclis'e getireceğiz. Bütün kurumlarla uyum içinde çalışacak bir sistem... Bizim önerimiz budur. Mevcut parlamenter sistemi zaman zaman istikrarı sağlıyor olmasına rağmen büyük bir zaman diliminde de zayıf iktidarlar nedeniyle Türkiye'nin dertlerine çözüm üretemediği de bir gerçek.
"Bizim Cumhurbaşkanımızla
aramıza kimse giremez"
50-60, 80-90 bakın buralarda büyüme ve istikrar devam ediyor. Kalkınma devam ediyor. Ticaret, bütçe, milli gelir artmaya devam ediyor ama koalisyon döneminde bu kazanımlar maalesef heba diliyor. Onun için sürekli güçlü iradeyi oluşturacak, istikrarı kalıcı hale getirecek bir sistem değişikliği Türkiye'nin vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. Kardeşliğin de sağlamlaştırarak gerekenin yapılması gerekmektedir. Anlaşılan 60 madde olmak üzere eksik maddeleri de AKP hazırlayacak, Meclis'e getir. Meclis ister 367 ile ister 337 ile kabul etsin her iki durumda da son durumu Millet'e getireceğiz, bu kör dövüşü sona erdireceğiz.
Bizim Cumhurbaşkanımızla aramıza kimse giremez. Cumhurbaşkanı partimizin kurucusudur, tabii ki Cumhurbaşkanımızla en uyumlu şekilde çalışacağız. Bizi uyumsuz gibi göstermeye çalışanları hayal kırıklıkları bekliyor. Türkiye artık bölebilecekleri, ayrıştırabilecekleri bir ülke hiç değildir. AKP Türkiye'dir, Türkiye AKP'dir. Hepimizin yolu da, bahtı da açık olsun.