Gündem

'Devlete paralel bir yapı olamaz, ininize gireceğiz, didik didik edeceğiz'

Başbakan Erdoğan: Hem dindarım diyeceksin hem de gözünü kırpmadan masum insanlar iftira atacaksın. Yazıklar olsun!

21 Aralık 2013 19:16

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a ait olduğu öne sürülen, ancak varlığı bizzat Kurtulmuş tarafından yalanlanan seks kasedi görüntüsüyle ilgili olarak, "Çok değerli bir şahsiyet için ahlaksız bir filmden kare alınıyor iftira atılıyor. Bu alçaklıktır, şerefsizliktir, ahlaksızlıktır. Hem dindarım diyeceksin hem de gözünü kırpmadan masum insanlar iftira atacaksın. Yazıklar olsun! Devlette paralele bir yapı olmaz. İninize gireceğiz didik didik edeceğiz" dedi.

Erdoğan ayrıca muhalefet partilerini ve "Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları vahim bir tablo ortaya koyuyor" açıklaması yapan TÜSİAD'ı eleştirerek, "CHP, MHP, TÜSİAD, kirli bir ittifak içindeler. CHP ile MHP’yi biliyorduk, TÜSİAD’ı da daha önceden biliyorduk da bugünlerde yine bir heyecan içindeler" dedi.

Karadeniz turuna bugün başlayan Başbakan Erdoğan, günün dördüncü konuşmasını Ordu'da yaptı.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

Bunlar anlamaz belediye başkanlığından. Bu kardeşiniz belediyecilikten geldi. Artık belde belediyesi, köy yok. Köyler mahalle olacak, hizmet farklı gidecek. Artık fosseptiklerle uğraşmayacağız. Bir taraftan kazanıyoruz, bir taraftan hizmet ediyoruz halkımıza. Devlet nasıl yönetilir onu ortaya koyduk. 11 yıldır hizmetkarınız olduk.

Her gece başımızı yastığımıza koyduğumuzda şunu düşündük arkadaşlarımla. Bugün Allah için ne yaptın, bugün halkın için ne yaptın. Ülkemiz için çırpındık. Bu zengin, bu fakir demedik. Yaradılanı yaradandan ötürü severiz dedik, insandır dedik. Biz çok tuzakları boşa çıkardık, tehlikelere göğüs gerdik. Sizin emanetinizi vermedik, yere düşürmedik. Yeter dedik, artık yeter dedik. Ahh güzel ülkem, Türkiyem yıllarca bu milleti insan yerine koymadılar.

 

Daha önceki durum anormaldi

 

"Köylü" dediler, aşağıladılar, "baş örtülü" dediler, "Yazıyor" dediler cezalandırdılar.  Siz her zaman cevabınızı sandıkta verdiniz. . Bakınız açık söylüyorum. Bunların derdi bizimle değil, bunların derdi milletle. Biz vekiliz bunların derdi asille yani milletle.

94’te İstanbul’un belediye başkanı seçildim.  Yazmadıklarını bırakmadılar, atmadıkları çamur kalmadı. Bir kız trenden düştü Pendik’te.  Ne dediler, "kızı attılar trenden" dediler. Otobüsleri ayıracaklar dediler. Kızlarımızı üniversite kapılarında ağlattılar. Hep "sabır" dedik "sabır" dedik. Ne oldu bölündük mü parçalandık mı. Başı açık da kapalı yavrum da beraber okuyorlar ne oldu? Normalleşme şu andaki durumdur. Daha önceki durum anormaldi. Anormal durumları normale çevirdik biz. Onlar bu tür şeylere adım atmadılar. Acele etmeden bugünlere geldik. Bunların hepsinin bilinci içerisindeyiz.

 

Bu operasyon millete karşıdır

 

Ülkemizi o arzu edilen yere doğru götürüyoruz. İşte şimdi bir yolsuzluk çıkardılar.  Bir kere bu hükümete yönelik operasyon öyle düşündüler ama bu operasyon millete karşı operasyondur. Bütçe bitirdik. Muhalefet bütçeye 117 oyla ret verdi. 318 oyla sahip çıktı.

Şimdi soruyorum ben Başbakan’ım, orada yokum diye eleştirdiler. Ben başbakanım benim işim çok orada vekilim var.  CHP’nin Genel Müdürü sen neredeydin senin ne işin vardı?. Sahaya sürecek adamı yok adamı. İktidar bütün takımıyla oradaydı.

Bütçe ciddi iştir, ülke yönetiyoruz bakkal dükkanı değil.  5 tane koyun verin ellerine kaybedip gelirler.

 

Şimdi yolsuzluk sakızı

 

Attıkları iftiralara sığınacaklar güya. 11 yıl önce göreve geldik. Milli geliri artırdık üçe katladık. Ödedik, ödedik, ödedik IMF’yi sıfırladık. Alan el ver elden üstündür.  Siz borçlandınız biz ödedik. İnsan bir iktidarı eleştirirken işi iyi bilmesi lazım. Yeni bir sakız çıktı şimdi yolsuzluk sakızı.  Bu sakız onların damağına yakışır, hem yakışır hem yapışır.

Dikkat edin Ordu’da tek bir miting yapmıyoruz. Ordu, Fatsa, Ünye mitingleri yapıyoruz. Benim milletim bir gerçeği görüyor. Bu iktidara bu tuzak haksızlıktır. Bu tuzakta boğulacaksınız. 30 Mart’ta sandığa gömüleceksiniz. Oyun içinde oyun var

30 yılda sadece teröre 40 bin insanımız verdik şehit verdik. Çözüm süreciyle terörü bitirdiğimiz anda düşmanlar, kan tüccarları bundan mahrum kalacaklar terörün bitmesini istemiyorlar. 1 yıldır analar ağlamıyor. Terörden beslenenler büyük rahatsızlık duyuyorlar. Biz çözüm süreciyle çok kirli bir tezgahı bozduk. Şimdi yeniden baltalamaya çalışıyorlar

Biz göreve geldiğimizde Halk Bank zarardaydı, aldık kara geçirdik. En saygın bankalardan biri haline geldi. Kendi pastalarına devletin bankasını alet etmek istemediler. Rantlarını kaybettikleri için Türkiye’ye böyle çirkin komple kuruyorlar Türkiye’deki maşalar tarafından. Ortada çok büyük ihanet var. Bu ihanetin hesabını yargı yoluyla soracağız. Bu ajanlığın hesabını sandıklar, yargıyla soracağız. Hiçbir güç dışarıdan benim ülkemde ameliyat yapamaz. Geçti o günler artık.

Çok değerli bir şahsiyet için ahlaksız bir filmden kare alınıyor iftira atılıyor. Bu alçaklıktır, şerefsizliktir, ahlaksızlıktır. Hem dindarım diyeceksin hem de gözünü kırpmadan masum insanlar iftira atacaksın. Yazıklar olsun! Devlette paralele bir yapı olmaz. İninize gireceğiz didik didik edeceğiz.

 

Kirli ittifak içindeler

 

CHP, MHP, TÜSİAD, kirli bir ittifak içindeler. CHP ile MHP’yi biliyorduk, TÜSİAD’ı da daha önceden biliyorduk da bugünlerde yine bir heyecan içindeler.

Sermaye dürüst çalıştığı sürece çalışır, ama dürüst çalışmadığı sürece karşısında bizi bulur.

 

TÜSİAD ne demişti?

 

TÜSİAD dün yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile ilgili yazılı açıklama yapmıştı.

Açıklamada “17 Aralık 2013 gününden bu yana gündemde olan yolsuzluk ve rüşvet iddiaları vahim bir tablo ortaya koymaktadır. “ denilmiş, ayrıca şu görüşlere yer verilmişti:

“İddialar yargı sürecinde ele alınırken, süreci gölgeleyecek eylem ve söylemlerden kaçınılması, yargı bağımsızlığına ve hukuk devleti ilkelerine bağlı kalınması gereklidir. Kimsenin kişilik hakkının zedelenmemesi, daha önce bazı büyük davalarda gözlenen ve kişilerin mağduriyetine yol açan hataların tekrarlanmaması ve tüm sürecin hukukun üstünlüğüne olan güvenimizi destekleyecek şekilde gerçekleşmesi beklentimizdir.”