Başbakan Ahmet Davutoğlu, Erzincan temasları kapsamında Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Cemevi'ni ziyaret etti. Davutoğlu, “Suriye'de Irak'ta 'Sünni-Şii, Sünni-Alevi' diye nice canlar katlediliyor. Allah bu topraklardan hiçbir canın kaybolmaması için bize birlik şuuru versin” dedi.
Başbakanlık Basın Merkezi, Başbakan Davutoğlu'nun dün gerçekleştirdiği Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Cemevi ziyaretinin görüntülerini paylaştı. Alevi vatandaşların taleplerini dinledi ve semah gösterisi izleyen Davutoğlu, "Bu ülke büyük bir ev, büyük bir yuva, dergah. Bu yuvayı bozmak, bu yuvaya ateş düşürmek isteyen kim olursa olsun ona hep beraber Hak, Muhammed, Ali hürmetine karşı çıkacağız. Kim bu yuvada, bu dergahta birliği, beraberliği savunursa hep beraber savunacağız" dedi.
Hak, Muhammed, Ali'nin bir tevhid yolu olduğunu, Allah'ta tevhidi bulduklarını, Ehli Beyt sevgisiyle Hz. Muhammed'e olan sevgiyi dillendirdiklerini, Hz. Ali ile de 12 imamın yolcusu olduklarını hatırladıklarını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Allah bizi Hak'ın tevhidi, Hz. Muhammed'in muhabbeti ve onun Ehli Beyt'ine duyulan muhabbetten ayırmasın. Hz. Ali ve 12 imamın yolundan ayırmasın. Bu topraklarda Hak'ın, Hz. Muhammed ve Hz. Ali'nin yolu dinmesin, durmasın diye Sünniler ve Aleviler el ele, omuz omuza düşmana karşı durdular. Eğer Erzincan'ın kurtuluşu için buraya gelmişsek can Erzincan'ın canlarını görmeden gitmek bize yakışmazdı. Sizlerin dedeleri de Sünnilerin dedeleri gibi omuz omuza bu istiklal için çarpıştılar."
Davutoğlu, kendilerini meclislerine alan, cemlerine davet eden Alevilere teşekkür ederek, meclislerinin hayır meclisi olmasını diledi.
Aralarında fitne fesat çıkarmak isteyenler olduğunda, herkesin hatırlayacağı tek şeyin Hak, Muhammed, Ali yolu olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Sünni veya Alevi kim Hak'ı reddederse yoldan çıkar. Kim Hz. Muhammed'i reddederse ikrahı uzar, kim Hz. Ali'nin yolundan ayrılırsa yolunu kaybeder, yoldan ayrı düşer. Aramıza Sünni-Alevi diye ayrım koymaya çalışanların önce bu yolları, bu düsturları bilmesi lazım ki bu ayrılıklara girilmesin. Bazıları var ki Hz. Ali'nin yolundan ayrılarak Ali'siz Alevilik gibi şeyler çıkaranlar, Hak ve tevhid yolundan ayrılanlar oluyor. Allah onlara da kurtuluş nasip etsin" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, Erzincan'ın kurtuluşunu hep beraber idrak ettiklerini, Sünni-Alevi bir araya gelmeyip kurtuluş için mücadele edilmemiş olsa bugün ne camilerde namaz kılınabileceğini ne de cemevinde cem yapılabileceğini söyledi.
“Bu dergahta birliği hep beraber savunacağız”
Bu vatanda herkesin istediği gibi ibadetini yapabilmesi için istiklalin, devletin bekasının ve milletin birliğinin devamının şart olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Suriye'de Irak'ta 'Sünni-Şii, Sünni-Alevi' diye nice canlar katlediliyor. Allah bu topraklardan hiçbir canın kaybolmaması için bize birlik şuuru versin. Ancak o zaman can Erzincan ve canımızdan içre bütün Türkiye, 78 milyon kardeşlik içinde yaşar. Erzincan istila gördüğünde düşmanlar 'Sen Sünni'sin, sen Alevi'sin, sen Türk'sün sen Kürt'sün' diye bakmadılar. Herkese zulmettiler. Erzincan'da, 1939'da ve 1992'de deprem olduğunda herkesin evi yıkıldı. Komşular dışarı çıktığında, 'Ya bu Sünni'dir, buna yardım edelim, şu Alevi'dir evin altında kalsın' ya da 'bu Alevi'dir kurtaralım, şu Sünni'dir evin altında kalsın' dediler mi? demediler. Hep beraber yaraları sardılar. Bu ülke büyük bir ev, büyük bir yuva, dergah. Bu yuvayı bozmak, bu yuvaya ateş düşürmek isteyen kim olursa olsun ona hep beraber Hak, Muhammed, Ali hürmetine karşı çıkacağız. Kim bu yuvada, bu dergahta birliği beraberliği savunursa hep beraber savunacağız."
Davutoğlu, başbakanlığın zor iş olduğunu üzerinde insanların haklarının olduğunu, büyük bir emaneti taşıdığını, kimsenin kalbinde bir leke bırakmamak için çalıştığını belirtti.
“Birçok şey yaptık yapmaya devam edeceğiz”
Başbakan olduktan sonra sırasıyla Hacı Bayram Veli, Ebu Eyüp El Ensari, Hz. Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli'yi ziyaret ettiğini anımsatarak, "Hz.Mevlana'nın ve Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzuruna gelenlere verdiğiniz 'para ödemeyeceksiniz' sözümüzü yerine getirdik. Bundan sonra da sizin ihtiyaçlarınızı yerine getireceğiz. Birçok şey yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Buraya sizin için ne yaptığımızı anlatmaya gelmedim. Sizin ceminize 'hayır olsun' demeye geldim. Allah ülkemizi bütün şerlerden muhafaza eylesin. Hayırların kapısını bütün milletimize açsın. Bugünün şerri, milletin vatanın birliğine kastedenler. Allah onlara karşı da birliğimizi, dirliğimizi daim eylesin" değerlendirmesinde bulundu.