Gündem

Davutoğlu'ndan savcı Kara'ya: Adnan Menderes gibi hayatımız sona erecekse...

'Sembolik bir günde sembolik yerde şehitlerimizin huzurunuzda olduk'

14 Mayıs 2015 15:03

Yassıada'da "Demokrasi ve Özgürlük Adaları" projesinin temel atma töreninde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye bir daha darbe görmeyecek" dedi. Cumhuriyet'ten Can Dündar'a verdiği söyleşide Menderes hatırlatması yapan Meslekten ihraç edilen 17 Aralık Savcısı Celal Kara'ya da gönderme yapan Davutoğlu, "27 Mayısın tekrerrür etmesine izin vermeyeceğiz" diyen Davutoğl, "Bugün bir savcının bile bizi bunla tehdit etmesi karşılığı olmayan bir husustur. Adnan Menderes gibi bir şehadetle hayatımız sona erecekse başımız gözümüz üstüne" ifadesini kullandı.

"Eğer 27 Nisan'da e-muhtıraya karşı sayın cumhurbaşkanımız dimdik durmasaydı, 28 Şubat post modern darbesindeki gibi sonuçlar yaşanıyor olacaktı" diyen Davutoğolu, "Özgürlükler ya hep birlikte savunulur ya da hep birlikte özgürlükleri kaybederiz" ifadesini kullandı.

Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:


Çok değerli konuklar sembolik birgünde sembolik yerde şehitlerimizin huzurunuzdayız. Konuşmam süresi boyunca ve bitiminde sayın konuklar alkışlamayın, şehitlerimizin ruhlarına dua okuyun.

1950'de iktidara gelen bir siyasi parti değil, yüzyıllardır bekleyen halkın iradesiydi. İdam sehpasına doğru yürüyen sadece bir şahıs değil bir milletin iradesinin şahs-ı manevisiydi.12 Mayıs 1950'de seçim kazanılmasaydı bu milletin iradesi bir daha iktidar olamayabilirdi. O sandığın temsil ettiği milli irade, namusumuzdur.

 

‘Gerçek kahraman adnan Menderes ve arkadaşlarıdır’

 

Eğer millet 1946-1950 arasında direnmeseydi. 1950 olayları yaşanmazdı. Bu yapılan darbenin bir partiye değil, milli iradeye olduğunu anlasalar ve diğer partiler dimdik ayakta durabilseydi ve milli iradeye sahip çıkıp seçime gitselerdi bir daha Türkiye'de darbe yaşanmazdı. Biz yine bugün bir seçim öncesinde eğer, milli iradenin tecellisi anlamında özgürce seçime gidebiliyorsak bunun kahramanı idam sehpasına giderken bile demokrasiye yürüyen Adnan Menderes ve arkadaşlarıdır. Allah Adnan Menderes'ten razı olsun. Bize onların yolunda yürümeyi nasip etsin.

 

‘Özgürlükler kolay kazanılmıyor’

 

Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamına karar veren hukukçulsarın kimsenin huzuruna madden veya manen çıkacak durumları yoktur. Özgürlükler kolay kazanılmıyor. Bakınız hala 12 Eylül yasasıyla yaşıyoruz. Özgürlükleri toplumun bütün kesimleri bna sahip çıkmayınca ortaya çıkan olumsuzlukları değiştirmek kolay olmuyor.

 

‘Sayın cumhurbaşkanımız dimdik durmasaydı...’

 

27 Mayıs'ta bir partiye yönelik müdahale ile siyasi parti liderleri Zincirbozan'a gönderildi. Bugün milli iradeye tahakküm etme çabası içinde olanlar var. Eğer 27 Nisan'da e-muhtıraya karşı sayın cumhurbaşkanımız dimdik durmasaydı, 28 Şubat post modern darbesindeki gibi sonuçlar yaşanıyor olacaktı. Özgürlükler ya hep birlikte savunulur ya da hep birlikte özgürlükleri kaybederiz.

 

‘Türkiye bir daha darbe görmeyecek’

 

Gelin hep beraber insan onurunu ortaya çıkaran sivil bir anayasa ile darbe anayasasını ortadan kaldıralım. Darbecinin de bu hafta vefat ettiği bu süreçte, 12 Eylül darbe anayasasının izlerini tamamen silmezsek Adnan Menderes ve arkadaşlarının hakkını vermiş olmayız. Türkiye bir daha hiçbir şekilde 27 Mayıs'ta olduğu gibi bir darbe görmeyecek, buna izin vermeyeceğiz.

 

‘Eğer adnan menderes gibi son nefesimizi vereceksek...’

 

Bu ülkede bir daha darbe yaşanmayacak. Ama Adnan Menderes gibi bu milletin iradesini savunurken son nefesimizi vereceksek Allah bunu bize nasip etsin. Buradaki tarihi yaşatmak gelecek nesillerin özgürlerin değerini bilmesi içindir. Burada Celal Bayar'ın, şehit başbakanımız ve arkadaşlarının ruhuna halel getirecek hiçbir toplantıya izin vermeyeceğiz. Darbeciler aslında ne yaptıklarını biliyorlardı. Bizan entrikaları yaptıkları için bu adayı tercih etmişlerdi.  Bu alanın kullanılması kesinlikle demokrasi ve özgürlük kavramlarıyla uyumlu bir şekilde olacak. Bu mekan aracı olduğumuz barış görüşmelerinin yapılması için kullanılacak.