Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili olarak angajman kuralı yetkisini Genelkurmay Başkanı'na, o da Hava Kuvvetleri Komutanı'na devrettiğini belirterek, “o pilotun görevini yapmaması da onun için suç teşkil ederdi” dedi.
Davutoğlu, NTV canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Gazetecilerin düşürülen Rus uçağıyla ilgili sorularını da cevapladı.
Başbakan Davutoğlu, 2012'nin Haziran ayında Suriye'nin Türk uçağını düşürmesiyle angajman kuralının devreye konulduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"2012'de angajman kuralı genişletildi"
"Yani, 'bizim hava sahamız ihlal edilirse ikinci bir emri almadan da müdahalede bulunabilirsiniz' diye... Çünkü gelen uçağın niyetini bilmiyorsunuz. Ekim ayında Suriye'de başka uçaklar da devreye girdiği için, Rusya gibi ülkelerin de müdahalesi söz konusu olduğu için ve sürekli sınır ihlalleri yapıldığı için, bu sefer angajman kuralı yenilendi ve teşmil edildi. Yani sadece Suriye uçaklarına değil hangi ülke uçağı olursa olsun Türkiye'ye dönük olarak geliş niyeti belli olmayan ve hava sahamızı ihlal eden uçaklara dönük bu angajman kuralları genişletildi.
"17 saniyede talimat vermiş olabilir miyim?"
Bir ihlal olduğunda bu ihlal üç dakika ise pilotlar, Hava Kuvvetleri Komutanını arayacak, Hava Kuvvetleri Komutanı Genelkurmay Başkanını, Genelkurmay Başkanı beni arayacak, ben de talimat vereceğim. Takdir edersiniz ki bu mümkün değil. O zaman benim verdiğim talimat şudur, yani talimat verdim derken spesifik olarak Rus uçağını düşürün diye bir talimat olmaz zaten, 17 saniyede bana ulaşıp da ben talimat vermiş, geri dönmüş olabilir miyim? Hayır. Benim direktifimle olacak olan angajman kuralı uygulamasını, yetkisini, Genelkurmay Başkanına devrettim. Yani bana sormadan da 'Şu şartlar oluşursa siz gerekli talimatı verebilirsiniz.' Genelkurmay Başkanımız da ondan iki gün sonra bu angajman kuralı yetkisini, Hava Kuvvetleri Komutanına devretti. Burada devletin işleyişi böyle. Ve doğru olan işleyiş de böyle.
"Düşürmeseydi, pilot suç işlemiş olurdu"
Dolayısıyla bu anlamda hava sahamızın korunması talimatını vermemek bana suçtur. Benim için suç olurdu ve onun ötesinde kabul edebileceğim bir şey olmaz. Bir Başbakanın, 'Yahu, hava sahamızı bırakın geçsinler' deme şeyi olabilir mi? Fayda zarar analizi yapılmaz burada. Burada yapılacak olan şey, ülke güvenliği söz konusu olduğunda alınması gereken tutumdur. Dolayısıyla işin arka planı bu. Talimat verdim derken spesifik olarak o uçakla ilgili böyle bir şey kullanılmaz zaten, böyle bir uygulama da yok devrede. Şimdi bunu istismar ediyorlar bazı muhalif çevreler. Olayın oluş seyri de olması gereken seyir de bu. Bu arada o pilotun görevini yapmaması da onun için suç teşkil ederdi. Kendisine kadar intikal eden bir angajman kuralı var. Bilgiyi verir, talimatın gereğini yapar."