Gündem

Davutoğlu: PYD illa barış masasına oturacaksa yakışan yer rejimin yanıdır!

"Kürtlerin masada olmasını istiyoruz ama..."

26 Ocak 2016 14:04

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Suriye krizinin çözümü için 29 Ocak'ta başlaması planlanan Cenevre Görüşmeleri'yle ilgili olarak, "PYD'nin masada yeri olmadığını" söylerken "PYD illa barış masasına oturacaksa yakışan yer rejimin yanıdır" dedi. 

"Bizim Kürtlere yönelik önyargılı olduğumuz tutumu maksatlı olarak dile getiriliyor" diyen Davutoğlu, "Biz herkesin bir arada bulunduğu masa istiyoruz. Kürtlerin masada olmasını istiyoruz. Ancak biz YPG ve PYD'nin masaya oturmasına karşıyız" ifadesini kullandı.

Başbakan Davutoğlu, erken seçim iddialarını bir kez daha yalanlayarak, "Türkiye'nin erken seçim gibi bir gündemi yoktur. Son iki yıl içinde 4 seçim yapılmıştır, ve milletimiz yüzde 50'ye yakın oyu sizlere ikram etmiştir. Bunun gereğini yapmadan erken seçim söz konusu olamaz" diye konuştu.

Davutoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. 

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Buradan geçirdiği ameliyat sebebiyle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye geçmiş olsun diyorum. Geçen hafta İngiltere ziyaretinin ardından İsviçre'ye sonra da Almanya'ya gittim. Ziyaretimizin İngiltere ve Davos ayağında çok etkili görüşmeler yaptık. Ziyaretimizin Almanya ayağında bir ilke imza atarak, Almanya ile Türkiye arasında ülkeler arası istişare toplantısı yaptık. 

"Avrupa'da yaptığımız çeşitli temaslarda önemli görüşmeler gerçekleştirdik. Söz verdiğimiz gibi dövizli askerlik için indirim Cumhurbaşkanımız tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. AB ilişkilerde yaşanan ivmeleri kalıcı olması için somut ilerlemeler kaydettik. Mülteci sorunlarına ilişkin olarak pek çok önemli temaslar yaptık. 

Londra'da eğitim gören Türk öğrencilere hitap ettim. Ardından Müslüman Konseyi ile görüştüm. Irkçılık karşısında omuz omuza mücadele edeceğimiz mesajını verdim. Aynı gün Türkiye'nin yatırım ve imkanlarını anlatma fırsatında bulundum. Londra'da Sayın Cameron'la görüşmeler yaptık. Kaygılarımızın müşterek olduğunu gördük. Görüşmelerimiz sonrası ikili ilişkilerin gelişeceğinden şüphem yok, İngiltere önemli bir müttefiğimiz. 

İstanbul, Dersaadet insanlık meselelerinin çözüm bulduğu küresel başkenttir. Kimin sorunu varsa İstanbul'da saadeti bulacak. İster göç gibi, ister ekonomi, ister enerji gibi meseleler olsun artık bunların hepsi Türkiye'de gerçekleşiyor, küresel düzenin temelleri Türkiye'de tartışılıyor. Türkiye geleceği belirleyen küresel aktördür.

Davos'ta ülkemizin küresel ekonomi konusundaki vizyonunu paylaştık. Türkiye'ye büyük bir ilgi vardı. 1 Kasım'da sağladığımız zaferin önemli bir etkisi var. Başımızın dik olmasını sağlayan aziz milletimize şükranlarımı iletiyorum. İstanbul'un küresel başkent olacağı beklentisi muhataplarımız tarafından iletildi. Geçtiğimiz hafta İstanbul Atatürk Havalimanı Frankfurt Havalimanı'nı da geçerek, en çok yolcu ağırlayan Avrupa'nın 3. havalimanı oldu. İnşallah 3. havalimanı da dünyanın en çok yolcu ağırlayan havalimanı olacak. 

Önümüze çıkaracakları engeller hızımızı artırır, önümüzü kesemez. Birçok ülkeden liderlerle temaslarımız oldu Davos'ta.

Ardından Almanya'da Merkel ile bir araya geldik. Dost Alman halkına taziyelerimi ilettim. Türkiye ile Almanya hükümetleri arasında ilk defa gerçekleşen toplantının tarihi bir adım olduğunu düşünüyorum. En geç bu sene ekim ayında vatandaşlarımızın Avrupa'ya vizesi seyahatini sağlayacağız. Sayın Merkel ile uluslararası ve bölgesel konuları ele aldık, ve pek çok konuda mutabık kaldık. 

Mülteci dramını dünya kamuoyu dikkatine sunduk. Kendilerine verdiklerimiz bilgiler ışığında daha duyarlı davranacaklardır. Bunun insanlığın meselesi olduğunu anlattık. 3 milyar euronun serbest bırakılması da bunun sonucu olmuştur. Biz mülteciler meselesini bir para meselesi olarak görmüyoruz. Şu ana kadar 10 milyar dolar civarında harcama yaptık, insani vazifemizi yaparız. Bu destek AB'nin külfeti paylaşma iradesini ortaya koymuştur. Türk ve Alman işadamlarımızla görüştük.

Ertesi gün Joe Biden'ı misafir ettik. Ülkelerimiz yoğun temas içindedir. Gündemimizi Suriye, Irak ve Kıbrıs müzakereleri oluşturdu. NATO dayanışmasını değerlendirdik. Başta DAEŞ ve PKK olmak üzere pek çok adım atma kararlılığını gösterdik.

 

"PYD illa barış masasına oturacaksa
yakışan yer rejimin yanıdır!"

 

Görüşmemiz vesilesiyle gerek PKK, gerek DAEŞ'e karşı işbirliğimizi sürdüreceğimizi bildirdik. Bizler DAEŞ, PKK, El Nusra gibi tüm terör örgütlerine karşı kararlılıkla mücadele edeceğiz. Herkes net bir tutumla terörün ve terör örgütlerinin karşısında yer almalıdır. Bizim için PKK ile YPG ve PYD arasında fark yoktur. PKK hem Türkiye, hem Suriye halkına karşı suçlar işleyen örgüttür. Hepsinin karşısında Türkiye dimdik durmaya kararlıdır. Suriye'de yaşanan yangına, trajediye kayıtsız kalma lüksümüz yoktur. Suriye'de yaşanan dramın sona ermesi için Türkiye elinden geleni yapacaktır. Çözüm için kurulacak masayı destekliyoruz. Bizim Kürtlere yönelik önyargılı olduğumuz tutumu maksatlı olarak dile getiriliyor. Biz herkesin bir arada bulunduğu masa istiyoruz. Kürtlerin masada olmasını istiyoruz. Ancak biz YPG ve PYD'nin masaya oturmasına karşıyız. PYD masaya oturmak istiyorsa, rejimin yanına yakışır. Halkına karşı katliam yapan bir rejimle işbirliğinin sonucu bu olmalıdır. Türkiye'nin Suriye'nin yanında yer alacağını ifade ediyorum. 

Muhalefet bu sırada aynı plağı bozuk şekilde çalmaya devam etti. Türkiye sadece bölgesinin değil, dünyanın en etkili ülkelerinden biri.

Her yerde Türkiye'nin dünya ortalamasının 3 misline yakın kalkınması gıpta ile takip ediliyor. yurt dışındaki vatandaşlarımız Türkiye'nin yükselen gücünden duydukları onuru bizlere iletiyorlar. 

Bu parlak tablo içinde ciddi bir muhalefetin eksikliği hissediliyor. Muhalefet olmaz olmazdır. Seçimler sonrası yaptığımız çağrılar karşılığını bulmadı. Son bir hafta içinde Sayın Kılıçdaroğlu anamuhalefet partisi liderine yakışmayacak bir tutum içine girdi. Sayın Cumhurbaşkanı'na karşı kullandığı üslup, takındığı tavır kabul edilemez. Sizin milletin tercihine saygınız bu mu? Cumhurbaşkanlığına saygınız bu mu? Kişisel olarak farklı düşünebiliriz ancak konumunuza saygı gösteriyoruz. Biz de sizden aynı saygını bekliyoruz. Ancak siz hakaret ediyorsunuz. Muhalefetinizdeki tek değişim bu. Bu millet size ders üzerine ders verdi, sizi sandığa gömdü ama hiçbir şey öğrenmediniz. Aynı ezber, aynı nezaketsizliğe devam ediyorsunuz. Milletimiz hem 7 Haziran, hem 1 Kasım'da ibret dolu mesaj verdi. Kamuoyu anketlerine göre oylarımız artmaya devam ediyor. Bunlar hala yüzde 30'u aşamıyor. Bunlar kurultaylar yapar ama zihniyet değişmiyor, kafalar değişmiyor. İsimlerin değişmesi önemli değil. Sayın Kılıçdaroğlu kurultayda vizyon çizmek yerine hakaret ediyor. 

Türkiye 2015'te iki önemli seçim yaşadı. Bugün yaklaşık yüzde 50 oy alan hükümet yönetiyor. Bu milletin hizmeti için 24 saat yetmiyorsa 25 saati, 7 gün yetmiyorsa 8'inci günü Allahımızdan isteyeceğiz. Her şeyden kısacağız ama hizmetten kısmayacağız. Daha az dinleneceğiz, daha çok çalışacağız. 

1 Kasım seçimlerinin ardından hükümet programımızı açıkladık. Reformlarımız, projelerimizi hayata geçirmeye başladık. Grup toplantılarımızda reform ve vaatlerimizde bilgi aktarıyorum. Bu bizim haftalık muhasebe toplantımızdır. Reformlarımızın yüzde 30'unu, vaatlerimizin yüzde 66'sını gerçekleştirdik.  

 

"Seçimler zamanında yapılacak,
erken seçim iddiaları spekülasyon"

 

Bizim programımız belli. Seçimin üstünden geçen bu kısa zamanda verdiğimiz sözleri yerine getiriyoruz. Türkiye için hizmet, reform dönemi başlamıştır. Her şey yoluna girmiş, gelecek hedeflerine yürürken, birileri bu istikrarlı yürüyüşten rahatsız oldu. Birileri erken seçime gidileceği söyleyerek kafaları karıştırmaya başladı. Türkiye'nin erken seçim gibi bir gündemi yoktur. Son iki yıl içinde 4 seçim yapılmıştır, ve milletimiz yüzde 50'ye yakın oyu sizlere ikram etmiştir. Bunun gereğini yapmadan erken seçim söz konusu olamaz. 

Kısır çekişmelerden uzaklaşarak bu ülkenin kalkınma hedeflerine odaklanmamız lazım. Demokrasi, adalet, toplumsal hayatımızı geliştirmemiz lazım. Bu ülkenin şehirlerini barış şehirleri haline getirmemiz lazım. Bizim için her dakika çok değerli. Bu ülkede seçim yapılacaktır ama 4 sene sonra yapılacak. Yabancı yatırımcıların bunları bize sorduğuna şahit oldum. Türkiye'nin normale döndüğü her dönemde bu tür siyasi projelerin içine giriyor. 

 

Yeni anayasa çalışmaları

 

TBMM çatısı altında ortaya çıkan ortak irade ile Türkiye cunta anayasası ile daha fazla yol alamaz. Milletin onayından, milletin seçtiği Meclis'ten güç almamış bir anayasa Türkiye'nin anayasası olamaz. Demoratik, özgürlükçü bu ülkeye yakışan bir anayasa hazırlamalıyız. 

Meclis'teki bütün partiler Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerini belirlediler. Türkiye'ye yeni bir anayasa borcumuz var. Türkiye her alan reformlar yaparken, buna yakışır bir anayasa da hedeftir. 

 

Okullara ara tatil

 

Bütün öğrencilerimizin gözlerinden öpüyor, öğretmenlerimizi kucaklıyorum. Bazı şehirlerde terör saldırıları nedeniyle eğitimde aksama yaşadık. Bu aksamaların telafi edileceğini ifade etmiştim. Milli Eğitim Bakanlığımız eğitimlerine ara veren öğrencilerimize uygun yer ve okullarda 5 Şubat'a kadar telafi eğitimine başladı. Bu öğrencilerimizin geride kalacağı korkusu olmasın. İlk aşamda yaklaşık 15 bin öğrencimiz telafi eğitimi almaya başladı. Hem öğrencilerimiz, hem öğretmenlerimiz için rehberlik hizmeti de yapılacak. Her türlü adımı atmaya kararlıyız.

Bu olumsuz sürecin telafisi için elimizden geleni yapacağız. Özellikle bu zorlu süreçte, kendi sıkıntılarını bir kenara atıp çocuklarının eğitimi için çaba gösterenlere çok teşekkür ediyorum.