Gündem

Başbakan: Ben yargının işine karışamam, yargı da benim işime karışamaz

Erdoğan, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün HSYK'dan çıkan kararname ile görev değişikliğini değerlendirirken,"Ben yargının işine karışamam, yargı da ben

31 Mart 2011 03:00
T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Zekeriya Öz'ün HSYK'dan çıkan kararname ile özel yetki ile görevli olduğu Ergenekon savcılığından alınıp İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne atanmasını değerlendirirken, partisinden yapılan eleştirel açıklamalara da tepki gösterdi. Yargının anayasal denetim yetkisine karşın Erdoğan'ın kararı savunurken "Ben yargının işine karışamam, yargı da benim işime karışmamalı" demesi dikkat çekti. 





Başbakan Erdoğan, resmi ziyarette bulunmak üzere İngiltere'ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, HSYK kararnamesiyle, "Ergenekon" soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriye Öz'ün görev değişikliği ile ilgili şunları söyledi:

"Bu konu yürütmenin konusu değil, yasamanın konusu değil. Bu konu HSYK'nın konusudur. Türkiye demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Eğer hukuk devleti içinde Anayasa'nın belirlediği görevleri hepimiz kendi çerçevesi içinde yürütürsek hiçbir mesele kalmaz. Ben yargının işine karışamam, yargı da benim işime karışmamalı. Hepimiz eğer işimizi başarılı bir şekilde sürdürürsek zaten o zaman bu sorulara da gerek kalmayacaktır. Benim arkadaşlarımdan kim bu tür yorum yaptıysa bilemem. Eğer yapmışsa yanlış yapmış. Şunu zaten söylüyoruz; gecikmiş adalet adalet değildir. Bir an önce bu adımların atılması gerekir diyoruz ki Yargıtayda, Danıştayda dairelerin çoğaltılması ve çalışanların adedinin artırılması noktasında bizler yasama olarak adım attık, görevimizi yaptık. Bundan sonra artık yine yargı görevini yapacaktır. Artık
yeterli eleman sayısı vardır, daireler artırılmıştır. İnşallah üst yargıda bu tür gecikmeler olmayacaktır. Temennim odur ki ilk adım mahkemelerinde de daha süratle neticeler alınır. Bu tutukluluk süreçleri uzamaz, daha kısa zamanda biter. Bu bizim temennimizdir. Bunun daha ötesine gitmek bizim görev alanımız değil." 


‘İnşallah sürece zarar vermez’

Atamayla ilgili olarak diğer siyasilerin yorumları ise şöyle:

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı: Hayırlı olsun. Bu, savcılar açısından terfidir. Bunun artısı var eksisi var. Bu çalışmaları sayın Öz tek başına yapmıyor, birlikte yapıyor. İnşallah sürece bir zarar vermez, süreç devam eder. Sanırım bunlar da konuşulmuştur, konuşmadan olduğu kanısında değilim.

Devlet Bakanı Faruk Çelik: Karar siyasetin konusu değil, HSYK’nın tasarrufudur. Biz sürecin hukuki olmasını istiyoruz. Kişiye bağlı bir hukuki süreç olabilir mi? Siyasetçi hukuki süreç talebinde bulunur, yoksa kişi şuymuş, savcı buymuş, onunla bağlantılı olduğu inancında değilim. Zekeriya Bey olmaz başka bir savcı ile süreç devam eder. Ahmet Şık’ın kitabıyla ilgili eleştirilerin etkili olduğunu zannetmiyorum.

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu: Terfi eden savcı bu davaya hâkimdi. Tecrübeye itibar etmek lazım. Eğer böyle bir kayıp olmayacaksa mesele yok. Binlerce sayfalık, deliller çok, son uygulamaların etkisi olmuş olabilir.  Bu terfi davanın gidişatına zarar vermemeli. 

CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü: Yerinde, ancak geç kalmış bir karardır. Görevden almadır, terfi değildir.  Türk hukuk tarihinde bu kadar çiğnenen bir dönem olmadı. Görev değişikliği terfi değildir, yarın çok pasif bir görev de verilebilir.

BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız: Şaşırılacak bir durum yok. Sürecin bu noktaya geleceğini herkes biliyor görüyordu. Dolayısıyla AKP’liler de şaşırmasın. Yargının siyasallaştığını, AKP’lileştiğini aklı başında olan herkes görüyor ve söylüyor.  Anayasa Mahkemesi, HSYK’ya seçilen üyeleri AKP’nin atadığını herkes biliyor.


'HÜKÜMETİN KHK ÇIKARMA YETKİSİ' TARTIŞMALARI 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, hükümete Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi verilmesi hakkındaki eleştirileri hatırlatılan Erdoğan şöyle konuştu:

"Tabii Kemal Bey, siyasetten gelmiyor, siyaseti daha yeni öğrenecek. Bakın 29. olacak bu ve bugüne kadar bunlar hep yapıldı. Kendi partisinin siyasi geçmişini de bir incelerse, devamlı övgüyle bahsettiği rahmetli Ecevit'in başbakanlığı döneminde de bu tür kanun kuvvetinde kararnamelerin çıktığını görecek. Onu bir araştırırsa o zaman herhalde bu ifadeleri kullanmazdı. Halbuki cevapları verirken hemen ayaküstü vermese, bunu bir araştırsa, 'acaba bugüne kadar bu tür şeyler yapıldı mı, yapılmadı mı, yapıldıysa nasıl yapıldı, bizim partimizin geçmişinde böyle şeyler oldu mu, olmadı mı' diye bir araştırmış olsa görecek ki yani AK Parti, şu 8.5 yıllık iktidarı döneminde ilk böyle bir şey yapıyor, ilk defa böyle bir talebi var. Ama kendi geçmişlerinde bakıyorsunuz ki 3.5 sene içerisinde, merhum Ecevit'in bizden önceki koalisyon dönemini söylüyorum, çıkarılmış kanun kuvvetinde kararname var. Daha önce yine merhum Ecevit'in başbakanlığı döneminde çıkarılmış aynı şekilde kanun kuvvetinde kararnameler var. Eğer bunlara bakarlarsa o zaman bize bu tür sataşmayı yaparken herhalde biraz daha düşünür."


'KIBRIS MÜZAKERELERİ' 

Kıbrıs'taki müzakerelerin Rum tarafının "zamana oynayan tutumu" nedeniyle tıkanma noktasına
geldiğini belirtirken sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kıbrıs'taki müzakereler Rum tarafının 'zamana oynayan tutumu' nedeniyle tıkanma noktasına gelmiştir. Biz, bu gerçeğin görülmesini istiyoruz. Müzakerenin sonsuza kadar sürüncemede kalması kabul edilemez. İngiltere'nin de bu görüşü paylaştığını düşünüyorum. Daha fazla zaman kaybetmeden adadaki iki taraf ve garantörlerin katılımıyla yüksek düzeyli toplantı düzenlenmesi, kaydedilen ilerlemenin bir anlaşmaya bağlanması açısından çok önemlidir. Kıbrıs'ta garantör ülkeler olarak İngiltere ve Yunanistan ile devreye girmek suretiyle süreci bir anlaşmayla sonuçlandırmayı önemsiyoruz."

Başbakan Erdoğan, imzalanacak anlaşmanın sadece Kıbrıs açısından değil Doğu Akdeniz bölgesindeki barış ve işbirliği ortamının tesisi açısından da yararlı olacağına inandığını dile getirdi.