Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani, bağımsızlık referandumu sonrası ilk röportajında, "Artık ölebilirim" ifadelerini kullandı.
Barzani referandumdan sonraki ilk söyleşisini, Fransız yazar ve düşünür Bernard Henry-Levy ile yaptı. Henry-Levy, 25 Eylül’deki referandumun hemen ertesi sabahı yaptıkları sohbeti, Erbil’den yayın yapan Rudaw için kaleme aldı.
Sandıklar kapandıktan sonra ilk iş olarak babası Mustafa Barzani’nin mezarını ziyaret ettiğini anlatan Barzani, Türkiye dahil komşularına da bir dizi mesaj verdi.
Gazete Duvar'ın aktardığına göre, Barzani'nin Fransız yazar ve düşünür Levy'ye verdiği demeç şöyle:
Bu sabah böyle hissediyorum"
Barzani Fransız yazarla söyleşiye, bir anekdotla başladı: “Birisi bana şunu anlatmıştı: sizin devlet adamlarınızdan birisi, Fransa’nın 1918’de Almanya’ya karşı zafer kazandığı gece ‘Artık ölebilirim’ demiş. Ben de bu sabah böyle hissediyorum.”
"Hayalini kurduğum her şey bir noktada birleşti"
Iraklı Kürt lider, referandumun hayatındaki en mutlu gün olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı: "Yarım asırdır savaşıyorum. Halkımla beraber katliamlar, tehcirler, kimyasal gaz saldırıları gördüm. İşimizin bittiğini, yok edileceğimizi düşündüğümüz zamanları hatırlıyorum. Saddam’la ilk savaştan sonra 1991’de, demokrasilerin bizi kurtardığını ama diktatörlüğü yerinde bırakarak bizi yeniden geri plana attığını hatırlıyorum. Direnişle, umutların alt üst olup yeniden doğmasıyla geçen o onyıllar boyu, büyük bir olay veya önemsiz bir siyasi kavganın lekelemediği örnek bir seçim sürecinin sonunda halkımın nihayet biraraya gelip, demokratik ve özgür olma arzularını dünyaya ifade ettiği günü görebileceğimi hiç düşünmemiştim. O gün geldi ve bu, hayatımın en mutlu günü. Sanki yaptığım ve hayalini kurduğum her şey, birlikte verdiğimiz bütün mücadleler, bunların hepsi o anda tek bir noktada birleşti.”
ABD ne önerdi?
Henry-Levy söyleşide, Barzani’yi referandumu ertelemeye veya iptal etmeye ikna çabalarına da değindi. Henry-Levy, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Kürt liderliğinde oylamaya beş gün kala bir anlaşma sunduğunu yazdı. Anlaşmanın taslağını gördüğünü belirten Fransız yazar, şu ifadeleri kullandı: “Bir açıdan iyi bir anlaşmaydı. Hayalini ertelemesi karşılığında ona bol miktarda itibar, devasa mali yardım ve bir Amerikan garantisi öneriliyordu. Fakat anlaşma, Kürdistan’ın yaşlı aslanının yenilmez onurunu dikkate almıyordu. Anlaşma, onun kafasını kurcalayan temel fikri, sadece onun hayatını değil halkının kaderini de anlamlı kılan o fikri kavrayamıyordu.”
"Tek bir saplantım vardı..."
Barzani’nin kendisi de, anlaşmayı niçin reddettiğini şu sözlerle izah etti: “Anlamanız lazım. Referandumdan geri adım atmam için her yönden baskı gördüğüm haftalar boyunca endişem, zamanı geldiğinde beni seçen insanların gözlerinin içine bakabilmekti. Ve sadece hayatta olanlardan değil, Kürt davasını savunmak için canını verenlerden de söz ediyorum. Ve Erbil’deki Hariri stadyumunda düzenlediğim son mitingde, tek bir saplantım vardı: Onların karşısına çıkmaktan utanç duymamak."
"Referandum sonrası ilk yaptığım şey..."
Barzani, oylama sonrasında ne yaptığını da “Dün gece Barzan Dağları’nın en uzak köyündeki son sandık da kapandıktan sonra yaptığım ilk şey, kafamı toplamak için babam ve Kürt ulusu babası olan Mustafa Barzani’nin mezarını ziyaret etmek oldu” sözleriyle anlattı.
Iraklı Kürt lider, referandumu kendi başkanlığını uzatmak için düzenlediği yönündeki eleştirilere de karşı çıktı “Ben bütün hayatım boyunca babam gibi peşmerge üyesiydim. Ve peşmergenin parçası olmak, bana her zaman için başkan olmaktan daha önemli görünmüştür” diyen Barzani, “Kürt ulusunun genç nesil liderlere ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.
Türkiye'ye mesaj
Barzani, söyleşide Irak, Türkiye ve İran’ın tepkisini de değerlendirdi. Iraklı Kürt lider, “Biz bir suç işlemedik. Ne Irak’ın federal yasalarını, ne de BM Şartı’nı ihlal ettik. Ve tekrar tekrar vurguladığım gibi, bu oylama aceleci veya tek taraflı bir bağımsızlık ilanıyla değil, Bağdat’la gerektiği kadar uzun sürecek dürüst bir müzakere süreci başlatmakla ilgiliydi. Komşularımızın oylamamıza tehdit ve şantajla yanıt verdiğinde, varabildiğimiz tek sonuç, ihtiyatlı davranmakta ve yüzyıllar süren ihanetin ardından kendi geleceğimizi kendi elimize almayı istemekte haklı olduğumuzdur” dedi.
"Özgürlük sevdamız için çok bedel ödedik"
Barzani, Irak hükümetinin yaptırımları henüz devreye girmeden yapılan söyleşide, ‘tehditlerin hayata geçirilmemesini bütün kalbiyle umduğunu’ da söyledi. Iraklı Kürt lider, “Fakat eğer hayata geçirirlerse, bizi gerçekten havasız bırakmaya çalışır, havalimanlarımızı veya ticaret bağlantılarımızı keserlerse, siz şunu söyleyeyim: Biz bunları daha önceden gördük. İşkenceden geçirildik, öldürüldük, yerimizden edildik. Yıllar önce dağlarda ve sadece haftalar önce IŞİD’e karşı neredeyse tek başımıza tuttuğumuz 1000 kilometrelik cephe hattın, özgürlük sevdamız için çok yüksek, çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla, hiçbir düşmanca önlem, hiçbir toplu cezalandırma zaten yaşadıklarımızdan daha sert olamaz.”
"Artık kimse onurumuza saldıramaz"
Henry-Levy’nin aktardığına göre, Barzani bu noktada odadaki danışmanlarına baktıktan sonra sözlerine şöyle devam etti: “Ve bir şey daha… Bir insanın bir insana yapabileceği en kötü şey, her birimizin hafızasına ilk elden kazınmış durumda. Hepimiz bunun farkındayız. Bir daha hiçbir zaman bize böyle davranılmasına izim vermeyiz. Bir daha hiç kimse onurumuza dokunulmazlık altında saldıramaz."
"Dünya yine izleyecek mi?"
Iraklı Kürt lider, komşularının tepkisinin sertleşmesi halinde uluslararası toplumun ne yapacağını da sorguladı: “Komşularımızın mantıksız planlarını hayata geçirdiğini varsayın. Uluslararası toplum kenarda durup boğulmamızı izleyecek mi? Gaza boğulduğumuz zaman yaptıkları gibi gösteriyi izleyecekler mi?” Geçen sene peşmergenin IŞİD tarafından pusuya düşürüldüğü ancak IŞİD karşıtı uluslararası koalisyonun taleplere rağmen ve angajman kurallarını ihlal ederek hava desteği sağlamadığı bir vakayı hatırlattı: “Koalisyon bir söz vermişti ama o gün sözlerini tutmadılar. O sırada herkes peşmergeden söz ediyordu. peşmergenin cesareti, peşmergenin fedakârlığı… Fakat bugüne dek bana bir açıklama yapılmadı.”
"Başka ülkelere karışma niyetimiz yok"
Henry-Levy’nin deyimiyle bu noktada Barzani o günkü öfkesini hatırlamış görünse de ‘sinirlerine hızla hâkim olarak’ sözlerine şöyle devam etti: “Şunu ne kadar söylesem az: Biz müzakere ve diyalog istiyoruz. İstediğimiz bağımsızlığın Iraklı Kürtler için olduğunu, komşu ülkelerin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz olmadığını tekrar tekrar söylemeye hazırız.” Bu görüşlerini geçen hafta kendisini arayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a da ilettiğini anlatan Barzani “Dostane bir tavrı vardı. Anladı” dedi.
Fransa arabulucuk mu yapacak?
Öte yandan, ufukta Fransız arabuluculuğuyla sağlanacak bir anlaşma olabilir. Zira söyleşide, Macron’un Barzani’yi Irak Başbakanı Haydar İbadi ile arabuluculuk için Paris’e davet ettiği ortaya çıktı. Barzani, “Davetini kabul etmekten onur duyarım. Oraya hemen yarın gidebilirim. Umarım bu, Sayın İbadi için de geçerlidir” dedi. Fransa dün, İbadi’nin referandumu görüşmek için 5 Ekim’de Paris’e gideceğini açıklamıştı. İbadi’nin ofisinden ‘ziyaretin referandumla ilgili olmadığı’ açıklaması gelse de, Fransız başkanlık Sarayı Elysee’den bir kaynak Reuters’a yaptığı açıklamada Macron’un ‘gerilimi düşürme’ girişiminde bulunacağını söyledi.