Gündem

Barolara ağır eleştiri!

Başbakan Yardımcısı Ciçek, “Baroların yayınladıkları bildirilerde ağzına kadar ideoloji görüyorum” dedi

05 Nisan 2009 03:00
Başbakan Yardımcısı Ciçek, “Baroların belli olaylar karşısında yayınladıkları bildirilerde ağzına kadar ideoloji görüyorum” dedi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'de yaşanan bir kısım karmaşa ve çözümsüzlüğün sebebinin ihtilaflara ideolojik olarak bakılmasından kaynaklandığını belirtti, “Baroların belli olaylar karşısında yayınladıkları bildirilerde zerre kadar hukuk görmüyorum, ağzına kadar ideoloji görüyorum, ideolojinin olduğu yerde de hak, hukuk heba edilip gidiyor” dedi.

Yozgat Barosu’nun 55’nci kuruluş yıldönümü, Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi uygulama otelinde düzenlenen etkinlikle kutlandı. Etkinliği Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ile Yozgat Barosu'na üye avukatlar ve aileleri katıldı. Etkinlikte konuşan Cemil Çiçek, basın mensuplarının, NATO Genel Sekreterliği konusundaki sorularına cevap vermeyeceğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Meselemiz NATO meselesi değil, ama Kopenhag adliyesinin girişinde şöyle bir cümle var, ‘ülkenizin geleceğini inşa etmek istiyorsanız, önce hukukunu inşa etmeniz lazım’, adliyenin kapısında bu yazar. Demekki bir ülkenin geleceği, evvela onun hukukunun inşa edilmesine, hukukun çok sağlıklı bir şekilde işlemesine bağlıdır.”

‘Türkiye’de hukuk gürültüye gidiyor’

Konuşması sırasında salonda oyun oynayan çocukların gürültü yapması üzerine Çiçek, tebessüm ederek, “Eğer kızlarımız, çocuklarımız sesini kesebilirse hukukun sesini ileteceğiz. Türkiye’de hukuk da gürültüye gidecek. Zaten gidiyor zaman zaman” diye konuştu.

Hukukun temel kurumlarından birinin barolar olduğunu belirten Çiçek şöyle konuştu:
“Devletimizin temel niteliklerinden bir tanesi hukuk devletidir. Bunun Anayasada da ayrıca teyid edilmiş olması fevkalade önemli. Özellikle son zamanlarda da hukuka vurgu yapıyoruz. Hukuka vurgu yapmak tek başına bir anlam ifade etmez. Türkiye gerçekten hukuk devleti olacaksa, iki konuyu gözden geçirmemiz lazım. En başta hukuka vurgu yapanlar ve hukuku uygulayanlar olmak üzere, evvela hukuka uymaları lazım. İkinci olarak hukuku uygulamaları lazım. Hukuka uymak ve hukuku uygulamak noktasında hiç kimsenin imtiyazı olamaz, hiçbir mesleğin imtiyazı olamaz, hiç kimsenin bu manada ayrıcalığı da olamaz.”

‘İhtilafa ideoloji gözüyle bakılıyor’

Çiçek, ihtilaflara ideoloji gözüyle bakıldığını belirterek, “Hukuku çok vurguluyoruz, bu konunun önemini çok anlatmaya çalışıyoruz. Ama ideolojinin de ideolojicilerin de en çok istismar ettiği alan hukuk alanıdır. Malesef bugün Türkiye’de yaşanan bir kısım karmaşanın, bir kısım işlerin çözümsüz hale gelmesinin, bir kısım işleri birlikte konuşmuş olmamıza rağmen bir sonuca varamamış olmamızın en temel sebeplerinden bir tanesi, ihtilafa hukuk gözüyle değil, hangi ideolojiye sahipsek o gözle bakmış olmamızdır. İdeolojiler hukukun elinde olması gerekirken, hukuku ideolojilerin eline verdiğimizde, en azından bir hukuk körlüğü, bir ideoloji körlüğü, neticede Türkiye’de bir kargaşa meydana getiriyor” dedi.

‘Bildirilerde zerre kadar hukuk görmüyorum’

Baroların yayınladıkları bildirilerin ideolojik olduğunu ifade eden Çiçek şöyle konuştu:
“Bu manada çok objektif olmayan kuruluşların başında barolar geliyor. Baroların belli olaylar karşısında yayınladıkları bildirilere baktığım zaman zerre kadar hukuk görmüyorum ben onlarda, ağzına kadar ideoloji görüyorum, ideolojinin olduğu yerde de hak hukuk heba edilip gidiyor. Onun için barolarımızın da artık eski usul bu mesleği sürdürmeleri, fevkalade zordur” dedi.

Her konuda demeç veren baroların, kendi meslekleriyle ilgili bir tek yasayı 6 senedir hazırlayıp meclisin önüne getiremediklerini ifade eden Çiçek konuşmasını şöyle tamamladı:
“O zaman bu meslek örgütlerinin de ne anlam ifade ettiğini çok iyi görmek lazım, çok iyi bakmak lazım. O zaman bu meslek örgütleri meslek meseleleriyle değil, çağdaş gelişmelere uygun bir meslek anlayışını ortaya koymaya değil, hangi ideolojiyi temsil ediyorsa o ideolojinin değirmenine su taşıyan örgütler haline girmiş olurlarsa, o taktirde bir karmaşa, bir hukuki sıkıntı ortaya çıkar. Son zamanlarda yaşadığımız sıkıntılar da zannediyorum işin bu çerçevede ele alınmasında çok büyük fayda var. Onun için bu bir baro toplantısıdır, burada ben kendi adıma ne eksiklik varsa ne pay varsa ben bunu almaya hazırım, ama yeni dönemde bu anlayışa uygun bir avukatlık yasası gelir. Biliyorum ki; sosyal güvenlik problemi, mesleğe giriş problemi var, mesleğin içinde problemler var hakikaten çok zor şartlarda bu görev ifa ediliyor. Ama bunu değiştirmek sizlerin elinde, yeter ki böyle bir yasayı bir an evvel barolar birliğinin hazırlayıp meclisin önüne getirmiş olmasıdır.” (DHA)