Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la simgeleşen 'rabia' hareketinin dış politikaya göre nasıl değiştiğini aktardı.
Barış Terkoğlu, Erdoğan’ın 'rabia'yı simge haline getirmesinin ardından AKP’li iş insanı Semih Daştan’ın rabia bibloları ürettiğini söyleyerek, Düzce Belediyesi’nin yaptırdığı dev rabia heykelini hatırlattı.
Terkoğlu, yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Erdoğan’ın siyasi kariyerindeki değişiklik de MHP ile oldu. Bir zamanlar ona en ağır sözleri söyleyen Devlet Bahçeli’ydi. Rabianın en karşıtı da “Sisici” diye bağırdığı Kılıçdaroğlu değil, MHP’ydi. Sonra yavaş yavaş Erdoğan ile Bahçeli ortak oldu.
Tam da geçiş döneminde heykele karşı Ülkücüler, Düzce’de ayağa kalktı. “Bozkurt, Türkün milli sembolü” sloganı atıp “rabia”yı bayrakları ile kapattılar. Ülkü Ocakları il başkanı Fatih Gülaçtı “Bizim karşı çıktığımız, Mısır’daki ayaklanmadan sonra Müslüman Kardeşler’in işareti olan rabia işaretinin bizim milletimize milli bir sembol olarak empoze edilmesidir” diyerek heykelin kavşaktan kaldırılmasını istedi. Rabia ona göre ucubeydi: “İster kendi cebinden yapsın, ister belediyenin kasasından yapsın, hiç kimse buraya bu ucubeyi dikemez”. Sürpriz değil, kısa süre sonra yerini Ayhan Bülbül’e bıraktı.
2019’da, AKP de Mehmet Keleş’in yerine Faruk Özlü’yü aday gösterdi. Özlü’nün ilk icraatlarından biri, Ülkücülerin sevmediği heykeli kavşaktan kaldırmak oldu. Gerekçe, dört parmaklı elin trafik görüşünü engellemesiydi. Rabianın yeni yeri nikâh salonunun önü oldu. İstenmeyen rabia heykeli taşınırken telefon tellerine takılıp bir de serçe parmak kazası yaşadı. Zaten Erdoğan’ın “zalim bir terörist” saydığı Sisi ile el sıkışması diğer parmakları da kusurlamıştı.
Cumhuriyet 100 yaşında. Bakıyorum, hem değerlerini hem heykellerini beğenmiyorlar. Oysa yarattığı değerler de ürettiği heykeller de hâlâ aynı yöne bakıyor. Yalnız kendine iktidar kuranlar ise dün terörist dediklerini kucaklarken dün gayr milli sayıp yıkmaya çalıştığı rabianın çölleri için Mehmetçiğe görev yazıyor. Haliyle heykelleri de kendisine duracak yer bulamıyor.
Etten değil, kandan değil... Ama hep ileri yürüyen Cumhuriyetin heykellerinin ömrü sonsuz olsun."