Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, 5 yıldır cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a yönelik “sahte raporla” yıllarca okula gitmediği suçlamasıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.
Terkoğlu’nun aktardığına göre; Diyarbakır Sur ilçesindeki Yeşilli Ortaokulu’nda Türkçe öğretmenliği yapan Başak Demirtaş’ın 28 Eylül 2015 ile 19 Ocak 2016 tarihleri arasında, sekiz ayrı sağlık raporu aldığını belirten Diyarbakır Savcılığı, bu raporları veren 13 doktor ve Öğretmen Başak Demirtaş hakkında soruşturma izni istedi. Söz konusu raporların yedi tanesinde olağandışılık görülmediği için 12 doktor hakkında izin verilmedi. Resmi belgelere göre yalnızca bir doktor hakkında izin verildi. Savcılık da sadece bir doktor ve Öğretmen Başak Demirtaş hakkında 8 Mart 2018 tarihinde iddianame yazdı.
“Üst solunum yolu enfeksiyonu teşhisinin konduğu, Kayapınar Toplum Sağlığı Merkezi’nde Doktor Rezan Buğday tarafından verilmiş söz konusu rapor, 14 Aralık 2015 tarihini taşıyor. Tamamı beş günlük bir istirahat raporu. Savcı için şüpheli hale getiren ise bu tarihte Başak Demirtaş’ın eşiyle birlikte yurtdışında olması” diyen Terkoğlu, Başak Demirtaş’ın bu dönemde defalarca hastaneye gitmesinin sebebinin jinekolojik bir rahatsızlık olduğunu ifade etti.
Terkoğlu, Başak Demirtaş’ın mahkeme tutanağındaki şu satırlarını aktardı:
“11 Aralık 2015 tarihinde Kayapınar Toplum Sağlığı merkezine gittim. Ateşim falan vardı. Yemek de yiyemediğim için iyi değildim. Aynı zamanda arkadaşım olan Doktor Rezan Bey’le görüştüm. Kendisine hastalığımı anlattım. Doktor Rezan bana birtakım ilaçlar ve serum verdi. Beni muayene etti. Rezan’la yıllardır tanışıyor olmamız nedeniyle serumu da akşam eve gelip takacağını söyledi. Aynı akşam saat 19-20 gibi gelerek hem beni bir daha kontrol etti hem de serumumu taktı.
“Eşim bir süredir devam eden rahatsızlığım nedeniyle, yurtdışında da tıbbi yardımdan faydalanmamın iyi olacağını belirttiği için, 12 Aralık 2015’te gittim. 15 Aralık 2015 tarihinde yurtdışından döndüm. Evde raporu bulamadım. Okula rapor sunmam gerektiği için tekrar Toplum Sağlığı Merkezine gittim. Bana verilen rapordan bir suret verilmesini istedim. Toplum Sağlığı Merkezi’nde raporun bir sureti tutulmadığından poliklinik defterine bakarak sekreter tekrar raporu düzenledi. Doktor Bey imzalayarak bana verdi.
“Raporu 11 Aralık 2015 olarak düzenlemeleri gerekirken bana verilen nüshada sehven 14 Aralık 2015 yazılmıştır. Bu şekilde elimdeki rapor nüshası ile bu raporun kök sebebi olan poliklinik defterindeki tarihte çelişki oluşmuştur. Bütün hata bundan kaynaklıdır.”
“Görüldüğü gibi mesele, sadece beş günlük bir raporun, tekrar yazıldığı tarihin tartışmasından ibaret” diyen Terkoğlu, “Mahkeme buna rağmen hem Demirtaş’a hem de doktora ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlamasıyla iki buçuk yıl hapis cezası verdi” dedi.
Başak Demirtaş raporluyken de defalarca hastaneye gittiğinin göründüğünü ifade eden Terkoğlu, “Kısacası Başak Demirtaş, gerçekten de hasta. Buna rağmen hastalığı yıllar sonra didik didik edilerek, beş günlük basit bir rapordaki tarih çelişkisine dayanarak iki buçuk yıl hapse mahkûm edildi. Bir ilkokul çocuğunun bile yılda iki kez aldığı sıradan raporun bu noktaya gelmesinin, açık bir siyasi operasyondan başka açıklaması yok” ifadelerini kullandı.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.