Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan Sabah gazetesinin “OdaTV’ci Barış’a FETÖ şüphelisi avukattan ziyaret” haberine yanıt verdi.
Barış Pehlivan, Silivri Cezaevi’nden yaptığı açıklamada avukat Abdykalykova Onat’ın kim olduğunu bilmediğini, 1 dakika bile konuşmadığını söyledi.
OdaTV'de yayımlanan haberde Pehlivan şu ifadeleri kullandı:
“Sabah Gazetesi’nden görüyorum ki, tutuklu olmamızdan hukuki bir delil bulamayanlar beni karalamaya çalışıyor. İddia edilen görüşme cezaevine yeni girdiğim bir süreçte yaşandı. Aylardır avukat görüşüne giderken, hangi avukat ile görüştürüleceğim söylenmiyor. O gün de ben zaten başka avukatlarla görüşme halindeyken yanlış bilmiyorsam İstanbul Barosu Başkanlığı’na aday olan Çiğdem Koç, yanında başka bir kadın avukat ile görüş odasına geldi. Kendilerini ilk kez orada gördüm.
Kısa süren görüşmenin çok büyük bir bölümü Çiğdem Koç ile gerçekleşti. Avukat Koç, Saray’ın Ergenekon ile kavga ettiğini ve bu yaşananların bunun sonucu olduğunu bana söyledi. Ben de kendisine ‘Ben kendim Ergenekon yalanı ile 19 ay hapis yatmış birisiyim, bu teziniz büyük bir yalan, Ergenekon diye bir şey yok’ dedim.
Yanındaki ismini hatırlamadığım ancak FETÖ suçlamaları ile gözaltına alındığı ayrıntılarını Sabah gazetesinden öğrendiğim avukat ile 1 dakika bile konuşmadım. Ben kimsenin daha önce hangi suçlamadan, hangi delillerle gözaltına alındığını ya da tutuklandığını bilebilecek biri değilim. Böyle bir görevim de yok. Masumiyet karinesine de inanan ve 17 yıldır gazetecilik yapan birisi olarak böylesi bir avukat görüşünün suçlama konusu yapılmasını da büyük bir hukuksuzluk olarak değerlendiriyorum.”
Ne olmuştu?
OdaTV'de yayımlanan, "Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı" başlıklı haberin ardından Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu ve haberde imzası bulunan muhabir Hülya Kılınç tutuklandı.
Aynı dosyadan gazeteciler Murat Ağırel, Ferhat Çelik ve Aydın Keser de tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarının ve ailelerinin kimlik, görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgileri yayımlamak, yaymak ve açıklamak" ile suçlamasıyla iddianame hazırladı.
50 sayfalık iddianamede "ifşanın", "bir plan dahilinde, sistematik ve koordineli biçimde" yapıldığı savunuldu. Sanık gazeteciler, 19 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya.