Mehmet Baransu
(Taraf - 22 Eylül 2012)
Hukuk yönetime el koydu!
Demokrasi ve hukuk tarihimiz açısından bir dönüm noktasıydı dün yaşananlar. 2003 yılında seminer adı altında yapılan darbe toplantısı, 2010’un ocak ayında ilk kez kamuoyuna yansıdı. Soruşturma ve sonrasında açılan dava... İhtilal ve ihtilale teşebbüs mahkeme konusu oldu. Ve işte o davada hâkimler son sözünü dün söyledi. Ve bir darbe planı ilk kez hukuki bir karara bağlandı. Bu bir hukuk devrimiydi.
Mahkemenin açıkladığı kararla birlikte ne söyleyeceği en fazla merak edilen kişi olduğumun farkındayım. Daha önce bir yazımda da belirttiğim gibi “Balyoz darbe planını ortaya çıkaran gazeteci olarak, yargılamanın devam ettiği süreçte sessiz kalmayı tercih ettim. Çünkü olayı ortaya çıkaran gazeteciydim ve davanın bir tarafı gibi görünmek istemiyordum. Yaptığım, 2003 yılında yapılan bir darbe planını, tüm belgeleriyle haberleştirmek ve kamuoyuna yansıtmaktan ibaretti. Davanın bir tarafı değildim.”
En az yargılananlar kadar kararın ne olacağını ben de günlerdir merakla bekliyordum. Ve dün açıklanan kararla eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanlarından emekli Orgeneral Çetin Doğan ve Ergin Saygun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Darbeye eksik teşebbüs gerekçesiyle ceza 20 yıl hapis cezasına indirildi. Üç isme verilen cezanın gerekçesi “Türkiye Cumhuriyeti İcra vekili heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüstü.”
Davanın diğer sanıklarına ise 15 ila 18 yıl arasında değişen hapis cezası verildi. 34 sanık için ise beraat kararı çıktı.
İnsanların hapse girmesinden mutlu değilim. Ancak hayatın ve hukukun bir kuralı var. Herkes yaptığının sorumluluğunu üstlenmeli. Hukuk da bunun için var. Ve suç cezasız kalmamalı, kalmıyor da.
Mahkeme heyetinin bir ifadesi dikkatimi çekti. “Eksik teşebbüs.” Oturup bir an düşündüm. Ya eksik teşebbüs olmasaydı. 2003 yılında darbe gerçekleşseydi. Sadece İstanbul’da statlarda toplanıp sorguları yapıldıktan sonra hapse konulacak 200 binin üzerinde insan.
Onların milyonları bulan aileleri. Milyonlarca gözaltı. İşkence. Hapis. Ve yeni bir 12 Eylül. Bugün acaba nasıl bir Türkiye olurdu?
Dediğim gibi bir insanın hapse girmesi acı. Ağırlaştırılmış müebbet cezası alması ise daha acı. Bence bundan daha acı olanı tam teşebbüsün gerçekleşme olasılığı.
Bu karar Türkiye’de devrim niteliğinde olacak. Artık darbe planlamanın çok da rahat yapılacağını düşünmüyorum.
Bu karara rağmen darbe riski var mı?
Halen olduğu kanaatindeyim. Anayasa, yasalar, askerî kanunlar ortadayken. Orta yerde duruyorken. Henüz yeni bir anayasa yapamamışken.
Dün mahkemenin verdiği karar elbette ki çok tartışılacak. En ince ayrıntısına kadar. Umarım adalet terazisi şaşmamıştır. Ve bir insanın bile hakkı, hukuk adına gasp edilmemiştir.