Gündem

Balyoz'un delilleri yeterli değil!

Sedat Ergin, Balyoz iddianamesinde delil olarak kabul gören dosyaların darbe organizasyonuna katılma suçlaması yapmak için yeterli bir delil olmadığını ileri sürdü.

15 Aralık 2010 02:00

T24-Yazar Sedat Ergin, Balyoz iddianamesinde delil olarak kabul gören dosyaların darbe organizasyonuna katılma suçlaması yapmak için yeterli bir delil olmadığını ileri sürdü. Ergin, "Sanıkların EK-A listesinde sözü edilen görevlendirmeyi bizzat kabul ettiklerini tartışmasız bir berraklıkta gösteren, bilgisayarda oluşturulmuş belgeler dışında somut deliller var mı?" diye soruyor.



Sedat Ergin'in Hürriyet gazetesindeki köşesinde yayımlanan yazısı (15 Aralık 2010) şöyle:


 

Darbede görev almanın delili




Balyoz iddianamesinin delil dosyalarında sanıkları darbe yapılanması ile ilişkilendiren belgeler, iddia edilen organizasyonun ana mantığı aynı olmakla birlikte her kuvvette farklı şekiller aldığını gösteriyor.

Örneğin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda, toplam 52 sanığın – lider hariç - hepsi bir şekilde bir alt grubun içinde yer almış gözüküyor. Yapılanma, 4 alt komutanlık ve 8 çalışma grubu şeklinde beliriyor.

Her denizci sanığın ismi ya alt komutanlık ya da bir çalışma grubu içinde karşınıza çıkıyor.  

Keza Jandarma’da, yine toplam 52 sanığın isimleri de Çarşaf, Sakal, Tırpan ve Döküm gibi adlar taşıyan tam 10 ayrı operasyon timinin varlığına işaret eden belgelerin içinden çıkıyor, iddianameye göre.

 
Her şey bu belgede
Kara Kuvvetleri’nden toplam 89 sanığın 82’sinin ismi ise Balyoz’a ilişkin “Görevlendirmede Yetkili Personel Ek A”  adlı bir ana metinde topluca yer alıyor.

Bu, savcılığa teslim edilen 11 no’lu DVD’nin içinden çıkan, bilgisayar ortamında oluşturulmuş bir belge. 1’inci Ordu Karargahı’nda 13 Kasım 2002 tarihinde, yani seçimden 10 gün sonra oluşturulmuş ve 18 Aralık 2002 tarihinde son kez güncellenmiş.


Dönemin 1’inci Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Nejat Bek’in adının yer aldığı (imza yok) bu belgede,  (Balyoz) “Güvenlik Harekat Planı’nda  görevlendirilecek personel isimlerinin tespit edilmesine ihtiyaç bulunduğu” belirtiliyor, “yetkili personel” tarafından 10 ayrı kategoride personel tespit edilmesi, buna ilişkin listelerin hazırlanması talimatı veriliyor.


Bu yazının devamındaki EK- A’da birbirini izleyen tam 6 ayrı liste var. Birincisi, 1’inci Ordu karargahının önde gelen subaylarının isimlerinin yer aldığı 12 kişilik liste. İkincisi, 13 kişilik 2’inci Kolordu Komutanlığı’nın komutan ve bazı kurmay subaylarının bulunduğu  liste. Buna benzeyen 3’üncü Kolordu’dan 16 kişilik, 5’inci Kolordu’dan 19 kişilik, 15’inci  Kolordu’dan 11 kişilik ve Harp Akademisi Komutanlığı’dan 25 kişilik listeler var. Toplam 96 kişi ediyor.



Ek-A’da adı geçen 1’inci Ordu bünyesinde görevli bu 96 subaydan 82’si sanık. Bu listelerde yer alan isimlerden yalnızca 42’si, yani yarıdan azı 1’inci Ordu karargahında 5-7 Mart 2003 tarihlerinde düzenlenen plan seminerine katılmış.



Sanık olmanın kriterleri ne?



Savcıların suçlama yöneltirken izledikleri yöntemi anlayabilmek için mikro ölçekte Ek A listesindeki 2’inci Kolordu’nun durumunu büyüteç altına yatıralım.



Toplam 13 kişilik bu listenin birinci sırasında dönemin 2’inci Kolordu Komutanı Korgeneral Engin Alan’ın ismi yer alıyor. Altında kendisine bağlı 4 zırhlı ya da mekanize tugayın tuğgeneral rütbesindeki komutanları var. Ayrıca 2’inci Kolordu karargahı ve kolordudaki tugaylardan bazı kurmay subaylar da iddia edilen 13 kişilik darbe yapılanmasını tamamlıyor.


Bu listede ismi geçenlerden 8’i plan seminerine katılmış, 5’i  katılmamış. Burada şöyle ilginç bir nokta dikkat çekiyor. Plan seminerine katılmadığı halde salt listede adı geçtiği için savcının “kendisine görev teklif edildiği, görevi kabul ettiği, personel listelerinin teşkilinde çalıştığı ve Hükümeti Cebren İskat ve Vazife Görmekten Cebren Men Etmeye Teşebbüs suçunu işlediği kanaatine varılmıştır” diyerek suç yüklediği subaylar var.


Aynı zamanda, adı EK-A’da yer alan, seminere katılmamış olan buna karşılık sanık da yapılmayan, hatta ifade vermeye bile davet edilmeyen isimler de olabiliyor; üstelik tuğgeneral rütbesinde…


Davanın en kritik düğümlerinden biri



Kuşkusuz burada karşılaşılan durum savcının takdir hakkı içinde olan bir husustur. Ayrıca, savcıların dava sırasında açıklayacakları yeni deliller de olabilir. Benim altını çizmek istediğim nokta, savcıların bu listelerin içinde ismi geçiyor olma keyfiyetini darbe organizasyonuna katılma suçlaması açısından başlı başına yeterli bir delil olarak kabul etmesidir. 


Buna karşılık listelerde adı geçen sanıkların kolluk, savcılık ve hakim karşısındaki ifade metinleri okunduğunda şu görülüyor: Hepsi de bu listeler üzerinden yöneltilen darbe girişiminde “görev alma” suçlamasını reddediyor, listelerden haberdar olmadıklarını, kimin hazırladığını da bilmediklerini söylüyor.



Plan seminerini hariç tutarak şu soruyu yöneltelim: Sanıkların EK-A listesinde sözü edilen görevlendirmeyi bizzat kabul ettiklerini tartışmasız bir berraklıkta gösteren, bilgisayarda oluşturulmuş belgeler dışında somut deliller var mı? Sanıklara ait ek klasörler içinde okuduğum binlerce sayfa delil dosyası arasında ben rastlayamadım.



Aynı durum Deniz Kuvvetleri ve Jandarma’daki listeler açısından da geçerlidir.


Yarın başlayacak olan Balyoz davasının en kritik düğümlerinden birini darbe girişiminde “görev kabul etmeye” ilişkin bu “kanaat” üzerinde iddia makamı ile savunma arasındaki hukuki tartışmaların oluşturacağını şimdiden söyleyebiliriz.