T24 Haber Merkezi
Çanakkale' de restoratör Tuğba Yavaş (39), 5'inci kattaki dairenin balkonundan düşüp hayatını kaybetti. Yavaş'ın ölümüne ilişkin cinayet şüphesiyle gözaltına alınan eşi Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Alptekin Yavaş (49), tutuklandı. Yavaş, ifadesinde, "Elleri ellerimden giderek kaymaya başladı. Birkaç saniye tuttum ancak çekemedim. Sonrasında benim de gücüm tükendi, ellerimin arasından kayarak aşağıya motosikletin üzerine düştü" dedi.
Olay, 30 Ekim'de saat 02.30 sıralarında Hamidiye Mahallesi Aziz Nesin Caddesi'ndeki apartmanda meydana geldi. Restoratör Tuğba Yavaş, henüz belirlenemeyen nedenle, apartmanın 5'inci katındaki dairenin balkonundan park halindeki motosikletin üzerine düştü. Durumu fark eden komşuların ihbarı üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ambulansla Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Tuğba Yavaş, müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, Tuğba Yavaş'ın eşi ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Alptekin Yavaş'ın ifadesine başvuruldu. Yavaş, cinayet şüphesiyle gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Alptekin Yavaş, dün çıkarıldığı mahkemede tutuklandı.
"Boşanmayı teklif ettim ama bir türlü yanaşmadı"
Olayın ardından Alptekin Yavaş'ın emniyetteki ifadesi ortaya çıktı. Yavaş, ifadesinde, "Ben arkeoloğum, eşim ise restoratördür. 2008 yılında evlendik. Eşim epilepsi hastasıydı ve zaman zaman epilepsi nöbetleri geçirirdi. 2023 yılının Ağustos ayına kadar sorunsuz bir evliliğimiz vardı ancak daha sonra Tuğba çok değişti. Zaman zaman kıskançlık krizlerine giriyordu. Onu, kimi zaman öğrencilerimle, kimi zaman da öğretim görevlileriyle aldattığımı düşünüyordu. 2023 yılının Ekim ayında bu konuyla ilgili doktora ve aile terapistine başvurduk. İkimiz de doktorların tavsiyesiyle ilaç kullanmaya başladık. Tuğba ilaçlarını kullandığında sakinleşmeye başlamıştı. 2023 yılı Aralık ayında İzmir Otoyolu'nda seyir halinde ilerlerken tartışmaya başladık. Yine öğrencilerimle ilgili kıskançlık krizine girmişti. Arabanın kapısını açıp, yola atladı. Dizleri yaralandı. Araca bindi, yolumuza devam ettik. Kavgalar şiddete döndüğü için boşanmayı teklif ettim ama bir türlü yanaşmadı" dedi.
" Atlayacağını söyleyerek trabzanlara çıktı"
Olay günü Tuğba Yavaş'ın düzenleyeceği mevlit için komşusuna çıktıktan sonra eve geldiğini söyleyen Alptekin Yavaş, "Mutfakta şerbet kaynattı. Yatak odasına geçtik. Yatmadan önce telefonla ilgilendiğim için kızdı. Tartışmanın dozu arttı. Tuğba kilolu bir kadındı. Gücüm zaman zaman ona yetmiyordu. Kollarımı tutup, çizmeye başladı, ardından oğlumun barfiks demiriyle üzerime yürüdü. Kendine gelmesi için tokat attım. Sakinleşmek için banyoya girdim. Arkamdan geleceğini biliyordum. Şakalaşmak için yüzüne su atınca daha da sinirlendi. Duş alıp, banyodan çıktım" ifadelerini kullandı.
Yavaş, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Yatak odasında ve koridorda olmayınca balkona çıktım. Atlayacağını söyleyerek trabzanlara çıktı. Hemen yanına gittim. Yanına yaklaşınca ayaklarının balkondan aşağı sallandığını fark ettim. Trabzanlara tutunup, beni beklediğini görünce ayağının kaydığını düşündüm. Ayağını yukarı atmasını istedim, kilolu olduğu için yapamadı. 'Beni yukarı çek' dedi. Tişörtünden çekmeyi denedim ama kaydı. 'Dişlerinle çek' dedi. Denedim ama yapamadım. Bunun saçma bir fikir olduğunu söyledim. Ellerinin kaydığını bez getirmemi istedi. Tuttuğum için içeriye gidemedim. Elleri ellerimden giderek kaymaya başladı. Birkaç saniye tuttum ancak çekemedim. Sonrasında benim de gücüm tükendi, ellerimin arasından kayarak aşağıya motosikletin üzerine düştü. Kesinlikle intihar edeceğini düşünmüyordum. Eşimin üzerindeki kan izleri muhtemelen bana aittir. Odadaki kanlı peçeteler de kolumdaki çiziklerden kaynaklıdır." (DHA)
CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklandıProf. Dr. Ahmet Özer, 31 Mart seçimlerinde CHP ve DEM Parti'nin "kent uzlaşısı" kapsamında, CHP'nin Esenyurt adayı olmuş ve yüzde 49 oy oranıyla belediye başkanı seçilmişti. Özer, 30 Ekim sabahı hakkında yürütülen "PKK/KCK örgüt üyeliği" soruşturması kapsamında ev baskınıyla gözaltına alındı. Evinde, arabasında ve belediye binasında arama yapıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açıklamasına göre, aynı zamanda akademisyen olan Özer'in, geriye dönük yapılan 10 yıllık inceleme kapsamında, görüştüğü 694 kişinin "örgüt mensubu olduğu" iddia edildi. Açıklamaya göre, belediye başkan adayı olduğunda adli sicili soruşturulan Özer'in, hakkında telefon dinlemesi uygulandığı, konuşma dökümlerinin oluşturulduğu, fiziki takibe alındığı ve hesap hareketlerinin incelendiği öğrenildi. Soruşturmanın üç ay önce başlatıldığı, Özer'in KCK'lı Remzi Kartal'la yapılan görüşmesinin ise çözüm süreci zamanı 2015'te gerçekleştiği öğrenildi. Özer'in ifadesi: Hepsi uydurma, kayyım atanmasının alt yapısı oluşturulduÖzer, yaklaşık 12 saatlik gözaltı süresinin ardından gece yarısı "örgüt üyeliği" iddiasıyla tutuklandı. Hakimlik ifadesinde suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Özer, "Ben 1,5 milyonluk şehrin belediye başkanıyım, çağrılsaydım koşa koşa ifade vermeye gelirdim. Bunların hepsi uydurma, zorlama siyasi atraksiyonlar ile görevden alınmam için uydurulmuştur. Kayyım atanmasının alt yapısı oluşturulmuştur" dedi. Özer, "10 yıldan fazladır CHP'ye mensubum, en son seçimde aday oldum, İmamoğlu'nun danışmanlığını yaptım, Devlet Planlama Teşkilatı'nda Recep Yazıcıoğlu ile görev yaptım, bugüne kadar bir şey yok, 10-15 yıl önceki bir takım olaylar gündeme getirilerek görevimden uzaklaştırılmaya çalışılıyor" diye ifade verdi. "Terör örgütüyle bağını" gösteren “en önemli görüşme” başsağlığı konuşmasıymışİstanbul Başsavcılığı’nın Özer hakkındaki tutuklamaya sevk yazısında, Özer’in “Terör örgütüyle bağını gösteren en önemli telefon konuşmasının”, üç kardeşi hakkında "örgüt üyeliği"nden işlem yapılan Mehmet Kaya isimli kişiyle, annesinin vefatından sonra başsağlığı için yaptığı telefon görüşmesi olduğu belirtildi. Savcılık ifadesi sürerken "Esenyurt Belediyesi'ne kayyım atandı" iddiasıÖzer'in savcılık ifadesi sürerken, İçişleri Bakanlığı tarafından Esenyurt Belediyesi'ne Beşiktaş Kaymakamı Oğuzhan Bingöl'ün kayyım olarak atandığı öne sürüldü. Haber ilk olarak, Sabah gazetesi ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Fatih Atik tarafından servis edildi. Ancak Atik, 15 dakika sonra yeni paylaşımda düzeltmeye gitti. T24'e açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Biraz evvel TBMM'de iktidar kulisinde konuştuğumuz İçişleri Bakanı böyle bir işlemin yapılmadığını söyledi. Ancak Sulh Ceza Hakimliği'nden tutuklama kararı çıkarsa daha sonra işleme bakacaklarını ifade etti. Biz hepimiz bu memlekette bu cümlelerin satır aralarının ne anlama geldiğini biliyoruz" dedi.
Avukatı: Kiracısı olan öğrencinin amcasının 'davası var' diye ilişkili gösteriliyorT24'e açıklama yapan Ahmet Özer'in avukatı Şevket Tuci, "Müvekkilimize kumpas kurulduğu açık. Örneğin Mehmet diye biriyle görüşüyor. Mehmet'in kardeşi örgütle ilişkili ama Mehmet'in sicili temiz, bundan suçlanıyor. Mesela Ahmet Özer evini kiraya veriyor. Kiralayanlar öğrenci, ev kirasını da öğrencilerden birinin amcası ya da babası. Kirayı ödeyen kişinin örgütten davası var diye bununla ilişkili gösteriliyor" dedi. Tutuklanan Ahmet Özer hakkındaki “en önemli görüşme” başsağlığı konuşması çıktı Beyoğlu Kaymakamı özel onaylı terfi aldı, bir gecede vali yardımcısı olup kayyım atandıÖzer'in 30 Ekim'de tutuklanmasının ardından 31 Ekim sabajı yerine kayyım atandı. Önceki geceye kadar Beyoğlu Kaymakamlığını yürüten Can Aksoy’un kayyım olarak atandığı İçişleri Bakanlığı’nca duyuruldu. Esenyurt Belediyesi’ne Beyoğlu Kaymakamı Can Aksoy’un getirilmesi kararı sonrasında Aksoy, İçişleri Bakanlığı’nca özel vekalet onayı ile İstanbul Vali Yardımcılığı’na terfi ettirildi. Vekaletli terfi onayının İstanbul Valiliği’ne ulaşmasının ardından, bu kez valilik onayı ile Esenyurt Belediye Başkanlığı’na kayyım atandı.
|