Gündem

Baklavacı Faruk Güllü'ye 'FETÖ'den tahliye; kayyım kararına iptal

"Şirketlerimi kayyımla yöneteyim ki batmasın"

12 Şubat 2020 20:24

"FETÖ'nün iş dünyası yapılanması"na yönelik soruşturmada, kapatılan TUSKON ve üye şirketlerine yönelik 86 sanıklı davadan dosyası ayrılan iş insanı Faruk Güllü'nün örgüt üyesi olmak suçundan yargılandığı davada, karar çıktı.

Heyet, Güllü'ye "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Heyet, sanığın tutuklu kaldığı yaklaşık 3 buçuk yıllık süreyi ve sağlık durumunu dikkate alarak sanığın yurtdışı çıkış yasağıyla adli kontrol tedbirleri uygulanarak tahliyesine karar verdi. Heyet, kararın kesinleştiği takdirde Güllü'nün sahibi olduğu şirketlerde TMSF'nin kayyım olarak atanması kararının kaldırılmasına da hükmetti.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde davanın ayrılmasından sonra ikinci kez görülen duruşmaya tutuklu sanık Faruk Güllü getirildi. Mahkeme başkanı bir önceki celsede gizli tanık olarak ifade veren "x347965219" mahlaslı tanık hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tanık koruma tedbir kararının kaldırdığını okudu. Bunun üzerine gizli tanık sıfatı kaldırılan "x347965219" mahlaslı Recep K. tanık olarak ifade verdi.

Önceki ifadelerinin doğru olduğu belirten Recep K., "Faruk Güllü'nün cemaat içinde olduğunu söylemiştim, Güllü'yü mütevelli toplantılarında gördüm. Toplantılar Bakırköy'de yapılıyordu ve herkese açık değildi. Toplantılarda esnafla dini sohbetler yapılıyordu, bazen bu toplantılarda öğrenciler de oluyordu. Toplantılar ayda 1-2 kez yapılıyordu ben de çok kez toplantılara katıldım. Toplantılarda Ömer Faruk Kavurmacı, Sait Kavurmacı ve Hazim Sesli de vardı" dedi.

Mahkeme başkanı, tanık Recep K.'ye yapılan toplantılara Güllüoğlu marka baklavanın gelip gelmediği sorusunu yöneltti. Recep K. de, "Mütevelli toplantıları her zaman yemeli içmeli olmuyordu. Arada baklava da ikram ediliyordu. Cemaat içerisinde olan kişilerin markaları genelde satın alınırdı. Cemaat aldığın kaşar peynirine kadar sağlık için bilgi paylaşılırdı zaten. Bakırköy'e yakın olduğu için baklavalar Güllü'den alınırdı, baklavaların başka yerden geldiği de olurdu. Baklavalara para ödenip ödenmediğini hatırlamıyorum" şeklinde cevap verdi.

"Birkaç defa toplantılara gittik"

Avukat beyanlarının alınmasının ardından söz verilen tutuklu Faruk Güllü ise "Biz birkaç defa toplantılara gittik. Gediklibaba cemaatine de gittik. Biz orada mütevelli olarak değil, çağırıldığımız için gittik. İş adamları yardım etsin diye çağırıyorlardı. Biz de gidiyorduk." dedi.

Cumhuriyet savcısı, MASAK raporu, Bank Asya hesabındaki faaliyetlerin yoğunluğu ve FETÖ'nün düzenlediği kapalı sohbetlere katılması gibi eylemlerin örgütsel eylemler içinde olduğunu ifade ederek hayatın olağan akışına uygun olmadığını dile getirdi. Savcı mütalaasında Güllü hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Savcı, sanığın tutukluluk halinin ise mahkemenin takdirinde olduğunu dile getirdi.

"Şirketlerimi kayyımla yöneteyim ki batmasın"

Son sözü sorulan Güllü, "Avukat arkadaşlarımız bütün detayları anlattı. Böyle uzun mütalaa geleceğini bilmediğimiz için kısa bir şekilde savunma yaptım. 42 aydır tutuklu olduğumu göze alarak güzel bir karar vermenizi istiyorum. Şirketlerim kayyumla yönetiliyor, ben hemen şirketlerimi bana devredin demiyorum. Şirketlerimi kayyumla yöneteyim ki batmasın" dedi.

8 yıl 9 ay hapis cezası

Hükmünü açıklayan mahkeme, Faruk Güllü hakkında "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 8 yıl 9 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Heyet, Güllü'nün tutuklu kaldığı 3 buçuk yıllık süreyi ve sanığın dosyaya yansıyan sağlık sorunlarını da dikkate alarak yurt dışına çıkış yasağı ile adli kontrol tedbirleri uygulanarak tahliyesine karar verdi.

Hüküm kesinleşirse kayyım kararı kaldırılacak

Mahkeme hükmün kesinleştiği takdirde sanık Güllü'nün el konulan taşınılamaz malları hakkında yeterli somut delil bulunamadığından el koyma tedbirlerinin kaldırılmasına hükmetti.

Kararda sanık Güllü'nün örgüt üyesi olduğu sabit olduğu belirtilirken, yüklenen suçun sanığın ortaklığındaki şirketlerin faaliyetleri çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda yeterli delil olmadığı öne sürülerek sanığın sahibi olduğu şirketlerde TMSF'nin kayyım olarak atanması kararının kaldırılmasına karar verdi. (DHA)