Seçim hükümeti kabinesinde yer alan HDP’li Müslüm Doğan, şehit Alevi askerlerin cemevlerindeki cenaze törenlerine ilişkin dün Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün’le TBMM’de düzenleyeceği basın toplantısını erteledi. Hükümet kurma çalışmaları nedeniyle “yoğun gündem arasında kaybolacağını düşündükleri” için basın toplantısını ertelediklerini kaydeden Doğan, konunun çok önemli olduğunu söyledi.
Cumhuriyet’ten Emine Kaplan’ın haberine göre, son dönemde Alevi ocaklarının kuşatılmaya çalışıldığını da vurgulayan Doğan, AKP’nin ocakları kurulacak vakıflar aracılığıyla kontrol altına almaya çalıştığını, Alevilik- Kızılbaşlık öğretisinin yok edilmek istendiğini belirtti.
Alevi kimliğiyle hükümette olacağını belirten Doğan, devletin duruşunda da gelişme ve değişme olduğunu kaydetti. Doğan, “İttihak Terakki anlayışından devlet uzaklaşıyor. Bu anlamda bu gelişmeler 2 arkadaşın direkt Alevi kimliğiyle bakan yapılması bunun ulaştığı düzey anlamında önemli” dedi. Alevi askerlerin cenazeleriyle ilgili yaşanan sorunu hükümetin kurulmasının ardından kabinede gündeme getireceğini kaydeden Doğan, “Ölen insanın Alevisi Sünnisi olmaz. Gerilla da asker de ortak vatanın insanları. Asker tabii ki cemevine gelecek. Yasa statüsü olmasa da cemevleri inanç merkezidir, nasıl camiye gidiyorsa cemevine de gelmeli. Zamanla çözülecek bir sorun. Çok ciddi süreçten geçtik geldik, buralarda tıkanmamak lazım” diye konuştu.
Devletin hiçbir şekilde inançlara karışmaması gerektiğini, vurgulayan Doğan, “Devletin inançlara eşit uzaklıkta olması ve hiçbir müdahalede bulunmaması gerekmektedir” dedi. Hacı Bektaş’ta resmi etkinliklere katılmadıklarını kaydeden Doğan, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da katledilmesinin yıldönümü olan 10 Ekim’de Hacıbektaş’ta alternatif bir tören yapacaklarını söyledi.
Meclis gündeminde
Konunun Doğan tarafından Bakanlar Kurulu gündemine getirilmeden önce Meclis gündemine taşındı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Önergesinde devlet erkânının cemevlerindeki şehit cenazelerine katılmama uygulamasının sürdüğünü belirtti.
Hakkâri’de şehit olan ve Alevi bir ailenin çocuğu olan Kenan Ceylan’ın cenazesinde de bu sorunun bir kez daha gündeme geldiğini anımsatan Tanrıkulu, yaşanan ayrımcılığı şöyle sıraladı: “Ceylan için ilk tören, inançlarına uygun olarak Cemevinde yapılmıştır ama Askeri ve Mülki Erkan Cemevindeki törene katılmamıştır ve daha sonra Kaymakamlığın önünde ‘resmi tören’ düzenlenmiştir.
Barış Aybek, 11 Ağustos’ta Şırnak’ta şehit olmuştur ve Malatyalı bir Alevi ailenin çocuğudur. Cenazesi ‘Devlet Erkanı katılacağı için’ camiden kaldırılmıştır. Özkan Ateşli, 2012’de Foça’da şehit olmuştur ve ailesi cenazesinin Cemevinden kaldırılmasını istemiştir. Cemevinde töreni yapılmıştır ama ‘Devlet cenazesi camide olur’ denilerek cenaze Ataköy Camii’ne götürülmüştür.”
Tanrıkulu, Davutoğlu’na Cemevlerindeki şehit cenazelerine devlet ve askeri erkânın katılmama uygulamasının gerekçesini sordu.