İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye, giderek rijitleşen, kademeler arası mesafeyi büyüten, hareket ve karar üretme kabiliyeti azalan parlamenter sistemden, özellikle küresel ve yerel problemler karşısında daha esnek, daha üretken, yukarıdan aşağı iletişimi güçlü bir sistem olan Cumhurbaşkanlığı hükümet modeline geçmiştir" dedi.
Soylu, Belarus ve Polonya sınırları arasında sıkışan göçmenler nedeniyle Avrupa'daki krize de değinerek, "Göçmen meselesiyle sarsılan Avrupa, öyle zannediyorum ki; bize başka örnekler de gösterecektir. Belarus sınırında yaşananlar, üstelik çok az sayıda bir göçmen sebebiyle yaşananlar, bizim sınırlarımızda asla yaşanmadı. Bizim yönetim anlayışımız, medeniyetimiz, 21’inci yüzyıldaki kapasitemiz, böyle insanlık dışı sahnelerin yaşanmasına engel oldu." ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, Gölbaşı Vilayetler Evi’nde düzenlenen ‘İdare ve Denetim Müdürleri ile Büyükşehir Belediyeleri Muhtarlık İşleri Dairesi Başkanları Eğitim Semineri’ne katıldı. Soylu, konuşmasına üzücü bir olayla başlamak istediğini belirterek, Sivas İmranlı Belediye Başkanı’nın geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini söyledi.
Soylu, yıllardır parlamenter sistem kullanan Almanya’da, bugün Merkel sonrası belirsizlik olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
"Kurulan hükümetler uzun ömürlü olmadığı için bir tartışma endişesinin olduğu ortadadır"
"İngiltere de yakın zamanda bir benzerini yaşadı. Kurulan hükümetlerin, uzun ömürlü olmadıklarını sürekli içlerinde bir tartışmanın yaşandığı, yaşanacağına dair endişelerin de olduğu açık şekilde ortadır."
"Belarus sınırında yaşananlar bizim sınırlarımızda yaşanmadı"
"Göçmen meselesiyle sarsılan Avrupa, öyle zannediyorum ki; bize başka örnekler de gösterecektir. Belarus sınırında yaşananlar, üstelik çok az sayıda bir göçmen sebebiyle yaşananlar, bizim sınırlarımızda asla yaşanmadı. Bizim yönetim anlayışımız, medeniyetimiz, 21’inci yüzyıldaki kapasitemiz, böyle insanlık dışı sahnelerin yaşanmasına engel oldu."
"Mantığı kavrayamayanlar, aklı 20. yüzyılda takılı kalmış olanlardır"
Soylu, yaklaşık iki yüzyıllık bir kurum olan muhtarlığın kurumsal yapısının güçlendirilmesi için adımların atıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Külliyedeki muhtar buluşmalarının arkasındaki mantığı kavrayamayanlar, aklı 20’inci yüzyılda takılı kalmış olanlardır. Buradaki temel mantık; vatandaşın sorunlarını, talep ve beklentilerini doğrudan yerinden sormaktır. Bir rehberlikten istifade etmektir. Sorunları yerinde, sivil bir gözle gören, sürekli temas eden ve bunları dile getirmesi için seçilmiş insanlardan hizmet üretme anlamında istifade edebilmektir. Afet zamanlarında bu katkıyı çok yakından gördük.
Keza mahallenin diğer sorunlarıyla ilgili, asayişle ilgili hızlı ve pratik uyarıları yerinde alıyoruz, yerinde çözüm üretiyoruz. Dolayısıyla bu alanı, muhtarlık alanını, özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi içinde etkinliğinden daha fazla istifade edeceğimiz, sistemin önemli bileşenlerinden biri olarak görüyoruz"
"124 bin 207 başvuru aldık, bunların 108 bin 543’ü olumlu sonuçlandı"
Soylu, konuşmasının sonunda muhtarları özlük hakları açısından da desteklemek gerektiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Bunu da gerek maaşlardaki iyileştirmelerle, gerekse Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) primlerinin devletçe karşılanmasıyla, gerekse silah ruhsat harcı alınmaması gibi birtakım desteklerle sağlamaya gayret ettik.
2002 yılında asgari ücret 184 lirayken, muhtar maaşı 97 liraydı. Bugün muhtar maaşları ile asgari ücret arasındaki bu makası kapattık ve halen 2 bin 631 TL ödenmektedir. Ödenen SGK primi ise aylık 1234 liradır.
Öte yandan kısa adı MUBİS olan Muhtar Bilgi Sistemi ile de bu işin dijital altyapısını oluşturduk. Şu ana kadar son rakamlarla 124 bin 207 başvuru aldık, bunların 108 bin 543’ü olumlu sonuçlandı, diğerlerinin de işlemi devam ediyor. Öte yandan köy muhtarlıklarına tanınan köy konağı yapılması amacıyla hazine arazilerinden yer tahsisi imkanını, mahalle muhtarlıklarına da genişlettik. Ayrıca Mekansal Adrese Dayalı Kayıt Sistemi’ni de (MAKS) muhtarlarımıza açarak, bu kurumsal iletişimi güçlendirmiş olduk.
Hem bir muhtar iradesi ortaya koyduk, hem bununla ilgili bir kurumsal yapı oluşturduk, hem de bunun ilişki ve iletişim altyapısını kurguladık. Şimdi bu adımlarımızın ikinci fazını gerçekleştirmenin arifesindeyiz. Hazırladığımız bir taslak çalışmayla muhtarlarımızın izin haklarından, muhtarlık binalarının yapımına, kadın muhtarlarımız için güvenlik kamerasından muhtarlıklarımıza nüfusmatikler koymaya, seçim usullerinden tebligatlardaki ücretlendirmeye kadar bir dizi yenilik yapmak üzere çalışmalarımızı tamamladık. Ayrıca Ankara’ya gelen muhtarlarımızın konaklaması için Ankara’da bir muhtarlar evi yapmak için de çalışmalarımıza başladık."