Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ilk toplantısında konuştu. Sarıeroğlu, "İşçi ve işverenden fedakarlık bekliyoruz. Son 15 yılda asgari ücreti 7,5 kattan fazla artırdık. İşçimizi piyasa koşulları karşısında korumuş olduk" dedi.
Doğrudan 7 milyona yakın çalışanı ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri, bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu başkanlığında yapılan ilk toplantıyla başladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Reşat Moralı Salonu'ndaki toplantıda, işçi tarafını Türk-İş, işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Erdem, Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder'in de katıldığı toplantıda, Türk-İş heyetine Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, TİSK heyetine ise Genel Sekreter Akansel Koç başkanlık etti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun ilk toplantısında şu açıklamalarda bulundu:
"İşçi ve işverenden fedakarlık bekliyoruz. Son 15 yılda asgari ücreti 7,5 kattan fazla artırdık. İşçimizi piyasa koşulları karşısında korumuş olduk. Bu salı itibariyla onaylanan Torba Yasa ile birlikte asgari ücretlilerin vergi dilimi kayıplarını telafi etmiş olduk."
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, 2018'de geçerli olacak asgari ücretle ilgili, "Komisyon, toplumun beklentilerine duyarlı olmalı ve asgari ücretin 'insan onuruna yakışır' düzeyde belirlenmesi için işçi temsilcilerinin taleplerini dikkate almalıdır" dedi.
Irgat, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Reşat Moralı Salonu'ndaki Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısında, asgari ücretin "işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamasına yetecek ücret" olarak tanımlandığını vurguladı.
Asgari ücretin milyonlarca işçiyi doğrudan ilgilendirdiğini belirten Irgat, toplantının işçilerin geçim şartlarının iyileştirilmesine katkı sağlamasını beklediklerini söyledi.
Anayasanın 55. maddesinde "Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur" ifadelerinin yer aldığını anımsatan Irgat, şöyle konuştu:
"Mevcut asgari ücrete, hedeflenen enflasyon ya da biraz üzerinde artış yapılması, çalışanların geçim şartlarını karşılamaya yetmeyecektir. Geçen yıl asgari ücret yüzde 7,9 oranında artmıştır. 2018 Yılı Programı'nda yer aldığı üzere, net asgari ücret ise aynı yıl itibarıyla reel olarak yüzde 2,5 oranında gerilemiştir."
"2018''de geçerli olacak vergi tarifesi henüz açıklanmamıştır"
Irgat, ekonomik ve sosyal politikaların, sosyal devlet temelinde, sosyal adalete öncelik veren insani kalkınma çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Ülke ekonomisinin büyümesi önemlidir. Bu konuda ülkemizin gösterdiği performans hepimizi sevindirmektedir. Fakat nihayetinde sorun ekonomik pastanın büyütülmesi değil, pastadan alınan payın ilgili taraflar arasında adil ve dengeli olmasıdır. Asgari ücretin pazarlık ücreti olmadığı, bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücret olduğu ifade edilmektedir. Devletin resmi kurumunun bulguları bir yana bırakılarak geldiğimiz nokta, halen net 46 lira 80 kuruş tutarındaki günlük asgari ücrettir.
2017'de gelir vergisi tarifesi oranlarında yapılan düzenleme sonucu asgari ücretli işçi bile yüzde 20 vergi dilimine girmiş ve daha fazla vergi ödemek durumunda kalmıştır. Bu durumun TBMM'de kabul edilen yeni düzenlemeyle kısmen giderilmiş olması olumlu fakat yetersizdir. Evli ve çocuklu ücretli çalışanların vergi kaybı devam etmektedir. 2018'de geçerli olacak vergi tarifesi henüz açıklanmamıştır. Ancak hepimizin bildiği husus, vergideki haksız ve adaletsiz düzenleme nedeniyle ücretlilerin her yıl daha fazla vergi ödemek zorunda kaldığıdır."
"İşçilerin yaklaşımı karşılık bulmalı"
Türkiye'deki vergi düzenlemelerinin yükünün ağırlıklı biçimde ücretlilerin üzerinde olduğuna dikkati çeken Irgat, gelirden özel tüketime kadar geniş bir yelpazede düzenlenen vergilerin, yaşamını çalışarak sürdürmekten başka şansı olmayan kitlelerce ödendiğini dile getirdi.
İşverenlerin sosyal güvenlik priminin 5 puan indirilmesi uygulamasının devam ettiğini anımsatan Irgat, şunları kaydetti:
"2016'da asgari ücret artışının işveren maliyetleri üzerindeki etkisini gidermek için 100 liralık bir teşvik uygulandığı bilinmektedir. Bu düzenlemenin 2018'den itibaren sona erdirilmesi söz konusudur. Oysa yapılması gereken, en azından bu uygulamanın, toplu iş sözleşmesi uygulanan özel sektör işverenlerine ait iş yerleri için sürdürülmesi olmalıdır. Komisyon, toplumun beklentilerine duyarlı olmalı ve asgari ücretin 'insan onuruna yakışır' düzeyde belirlenmesi için işçi temsilcilerinin taleplerini dikkate almalıdır.
Ülkenin milli birlik ve beraberliği, istikrarın sağlanması, ülkenin kalkınması için çaba gösteren işçilerin yaklaşımı karşılık bulmalıdır. Daha önceki toplantılarda da ifade ettiğimiz üzere, asgari ücret çalışmalarında belirleyici olan hükümetin yaklaşımı ve bakış açısıdır. Geçmişte zaman zaman bu yönde olumlu irade sergilenmiş ancak bu sürekli olamamıştır."
Ücretlerde adaleti sağlamak açısından en düşük devlet memuru maaşının da dikkate alınması gerektiğini ifade eden Irgat, asgari ücret belirlenirken gelir dağılımında adaleti sağlamaya yönelik olarak ayrıca refahtan pay verilmesini istedi.