Gündem

Bakan Şahin: Bugünkü Habertürk'ü çocuklarına gösterecekler mi?

Habertürk gazetesinin, boşandığı kocası tarafından öldürülen Şefika Etik'i, sırtına saplanmış

07 Ekim 2011 03:00

T24 - Habertürk gazetesinin, boşandığı kocası tarafından öldürülen Şefika Etik'i, sırtına saplanmış bir bıçakla yarı çıplak vaziyette sedyede yatarken fotoğraflayarak sürmanşetten verdi. Twittter'daki  tepkiler "Habertürk"ü dünyada en çok konuşulanlar arasında ilk sıralarda yer aldı. Balçiçek İlter "Gazetemizdeki fotoğraf şiddetin ta kendisidir" diyerek çalıştığı gazeteyi eleştirirken Umur Talu da "Biz hiç sizi utandıracak yazılar yazdık mı" dedi. Ece Temelkuran
sürmanşetindeki fotoğrafa ilişkin, "Herkesin bu mesele için kafa patlattığını söylesem ne kadar etkisi olur bilmiyorum. Ama öyle. Bugün hepimiz sırtımızda bir bıçakla dolaşıyoruz yani. Yazı işleri dahil!" dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin Habertürk'ü kınayan açıklamasında "Hazırladıkları gazeteyi evlerine götürüp, çocuklarına gösterip gösteremeyecekleri konusunu da değerlendirmelerini diliyorum" dedi.

Basın Konseyi, Habertürk'ün manşetteki fotoğrafı üzerine harekete geçerek konsey üyelerini acil toplantıya çağırdı.

Twitter'da 'sürmanşet' tepkileri




Balçiçek İlter: Gazetemizdeki fotoğraf şiddetin ta kendisidir


Habertürk gazetesinden tepkilere ilk yanıt tepkiyle geldi. Gazetenin yazarlarından Balçiçek İlter Twitter'dan şunları yazdı: Gazetemizin mansetindeki siddete ugramis kadin fotografi siddetin ta kendisidir! Soyleyecek laf bulamiyorum! 2 cocuk annesi... O fotograf, basmisiz umarsizca! Birakin bizi ya cocuklar ne dusunur? Olen kadinin mahremiyetinden mi baslasak... Siddetin rahatsiz edici fotografindan mi, cocuklarinin haklarindan mi? Niye katilin fotosu yok ornegin? Niye onu desifre etmiyoruz? Haikkaten uzgunum, soyleyecek fzla birsey bulamiyorum


Ece Temelkuran'ın sürmanşetle ilgili HT blokta yer alan yazısı için tıklayın...



'Biz hiç sizi yazdıklarımızla utandırdık mı?'

Gazete Habertürk''ten Umur Talu da gazetesinin manşetini twitter'dan eleştirdi.

Umur Talu'nun tweet'leri:

- Israrla, "kadın cinayetleri" değil "erkek cinayetleri! derken kastettiğim buydu biraz da
- Özne yine "erkek şiddeti"... Ama uzun bıçakla, ama sütun santimle
- Pazar günü böyle bir azabımı ve bunu neden asla unutmadığımı yazacağım
- Evden sokağa, askerlikten işyerine, okuldan örgüte; erkeklik, üstünlük ile açık ve örtülü şiddet kültürü, demokrasinin temel sorunu
- Mağdurun şiddet dolu öfkesinden söz etmiyoruz... Muktedirlerin, tahakküm edenin, kendini üstün görenin üstünlük şiddeti
- Yoksa, gazetecilikte de, her .birimizin gazeteciliğinde de, insanlığımızda da basirat bağlanması, kahredici hata, sansasyon manyası hep oldu
- Birr sorun da şu: Bıçaklanan, çıplak kaçan bir kadını böyle göstermeye isyanımız; onu, onları görmezden gelmeye isyanla da nasıl buluşacak
- Medya pornografisine isyan eden herkes, (erkek) şiddetin varoluşuna, gösterilmese dahi yaygın ve derin oluşuna dair bir öfkeyle dolu mu
- Ama bir tür gazetecilik kültürünün içinde şiddete ortaklık varsa, bu bazen savaş baltası olarak ortaya çıkar bazen sırtta bir bıçak!
- Memlekette utandığımız çok şey var. Yakın ya da uzak. Seçenekler hep "Ya sev ya terk et" diye geliyor; orijinalinden nefret edenlerce bile
- Bir kadına şiddeti bütün kadın, erkek ve çocukların üzerine doğru şiddetle çoğaltan arkadaşlar: Yazılarımızla sizi hiç utandırdık mı?
- Eğer yazarken, biz sizi utandırmamaya çalışıyorsak, siz bizi, hepimizi niye utandırıyorsunuz?
- Yazdıklarımızla sizi utandırdık mı sorusu, Habertürk'te bu işlere karar veren arkadaşlara sorulmuştu


Bakan Şahin: Bugünkü gazeteyi çocuklarına gösterecekler mi?


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin Habertürk gazetesinin sürmanşetindeki fotoğrafla ilgili açıklama yaptı. Şahin, kendi internet sitesinde yayımlanan açıklamasında şunları söyledi:

"Bu konudaki duyarlılığı harekete geçirmek adına da olsa, kadına yönelik şiddeti işleyen haberlerde, şiddetin toplumun ruh sağlığını olumsuz etkileyecek biçimde sergilenmemesi için de azami özen gösterilmesi gerektiği açıktır. Bugün bir gazetede sürmanşette yer verilen fotoğrafın, şiddete karşı duyarlılık yaratmanın ötesinde, eşi tarafından öldürülen bir kadının ölü bedenini sergileyerek, hayatını kaybetmiş de olsa en başta bir kadının kişilik haklarını zedelediğini düşünüyorum. Fotoğrafın bu biçimde kullanılmasının, maalesef basınımızda zaman zaman gördüğümüz etik ihlaller açısından da önemli bir sorun oluşturduğunu düşünüyorum. Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde, toplumsal duyarlılığın yaratılması için en önemli destekçimiz olan medyanın, bu konuları dile getirirken daha duyarlı davranması gerektiğinin altını önemle çiziyorum. Yaşamını yitirenin çocuklarının durumunu göz önünde bulundurmadan, bu fotoğrafı sergileyen profesyonellik anlayışının, bugün hazırladıkları gazeteyi evlerine götürüp, çocuklarına gösterip gösteremeyecekleri konusunu da değerlendirmelerini diliyorum."


Basın Konseyi: İnfiale yol açtı

Basın Konseyinden yapılan yazılı açıklamada, Habertürk gazetesinin manşetinde ''Kadına şiddette son nokta'' başlığı altında aile içi şiddete maruz kalarak eşi tarafından bıçaklanmış bir kadının sedye üzerindeki fotoğrafının hiçbir gizleme veya buzlama yapılmaksızın tüm çıplaklığıyla ve pervasızca yayınlanmış olmasının kamuoyunda çok ciddi infiale yol açtığı belirtildi.

Basın Konseyini telefon, faks ve e-posta yağmuruna tutan çok sayıda yurttaşın, kadına yönelik şiddeti düşüncesizce manşete taşıyan bu haber ve fotoğraf hakkında şikayetlerini bildirdiği ifade edilen açıklamada, Basın Konseyinin kamuoyu gündemine yerleşen ve çok ciddi tepki uyandıran bu fotoğraf ve haberle ilgili basın meslek ilkeleri yönünden derhal bir inceleme başlattığı belirtildi.

Açıklamada, ayrıca konunun sürüncemede kalmaması ve en kısa zamanda karara bağlanabilmesi amacıyla Basın Konseyi Genel Sekreterliğinin, Basın Konseyi Yüksek Kurulunu, bu konuyu tek gündem maddesi olarak görüşmek üzere acil toplantıya çağırdığı kaydedildi.


'Ne yazık ki iki kere iki medyada da her zaman dört etmiyor'


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Orhan Erinç de söz konusu haberle ilgili şu açıklamayı yaptı:

“Ne yazık ki iki kere iki medyada da her zaman dört etmiyor. Olasıdır ki habercilik adına yapılan tercih hem şiddete uğramış bir kadının özel yaşamına özensiz bir yaklaşım, hem de şiddetin yansıtılması olarak gündeme gelmiştir.


‘Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne aykırı”

Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi, özel hayatın gizliliğinin geçersiz sayılabileceği durumları saptamıştır. “Sarsıcı durumlarda” gazetecinin doğru davranış kurallarını şöyle belirlemektedir:

“Sarsıcı durumlarda: Üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda gazetecinin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olmalı ve gizliliklere uyularak duygu sömürüsünden kaçınılmalıdır.” 


TGF Başkanı: Şiddete teşvik

Habertürk Gazetesi’nde sürmanşetten yayınlanan sırtından bıçaklanmış, şiddet mağduru kadının fotoğrafına bir tepki de TGF Başkanı Atilla Sertel'den geldi.

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, Habertürk Gazetesi’nin birinci sayfasında sürmanşetten yayınlanan sırtından bıçaklanmış, şiddet mağduru kadının fotoğrafı nedeniyle tepkisini dile getirdi.

Medyadaki şiddet fotoğraflarının, şiddeti teşvik ettiğini ve adeta yeni olaylara davetiye çıkardığını belirten Sertel, “O fotoğraf, tüm Türk halkı gibi bizim de kanımızı dondurdu. Hemen her gün yaşanan terör olaylarından, üçüncü sayfa haberlerinden bıkmış Türk halkı için; düşünülmeden, kadınların, çocukların üzerinde yaratacağı travma hesap edilmeden böylesine şuursuzca yayınlanmış bir fotoğraf ne insanı değerlerimizle örtüşmektedir ne de basın etiği ile” dedi.


'Şiddetin nedenleri tartışılmalı'

Asıl tartışılması gerekenin aile içi şiddetin nedenleri olduğunu belirten Başkan Atilla Sertel, bu tür fotoğraflarla yaşanan sorunların daha da içinden çıkılmaz hale geldiğini vurguladı.  Zaman zaman sansasyon yaratmak adına şiddetin körüklendiğini dile getiren Sertel, “Sorunların temeline inerek, nedenlerini araştırmak yerine belki de sansasyon yaratmak adına şiddeti körükleyen, o’nun çirkin yüzünü gösteren fotoğraflar ne o aileye ne de topluma bir fayda sağlayacaktır. Kadınlarımızın sorunu ekonomiktir, toplumun sorunu cehalettir. Önce bunlara el atılmalı, kadın sığınma evleri açmak yerine, onların üretime kazandırılmasının yolları aranmalıdır” diye konuştu.


'Gazeteci şiddeti özendirici yayın yapamaz'

Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi’ni hatırlatan TGF Genel Başkanı ve İGC Başkanı Atilla Sertel, şunları söyledi:

“Bilinmelidir ki, gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işverenine ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir. Gazeteci; insanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz.

Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi’nde ’Cinsel saldırı mağdurlarının fotoğrafları, görüntüleri veya kimlikleri, açık kamu yararı olmadıkça yayınlanmamalıdır’ denilmektedir.

Türkiye’deki her gazeteci gibi bu ilkelere uymaya söz vermiş Habertürk Gazetesi yöneticileri, yayın yönetmenleri, yazı işleri müdürleri kanlı, bıçaklı bu fotoğrafı yayınlarken acaba hangi kamu yararını gözettiler?

Yine bu ilkeler arasında olan ’Gazeteci, yayınlanmış her yanlışı en kısa sürede düzeltmekle yükümlüdür’ sözünü Habertürk yöneticilerine bir kez daha hatırlatmayı görev bilirken, toplumu bilgilendirmek, aydınlatmak adına görev yapan gazetelerin bundan sonraki süreçte Türk halkına bu tür travmalar yaşatmamalarını diliyorum.”


Basın savcısı: Olaya Basın Konseyi'nin el koyması lazım

Basın Savcısı Nurten Altınok ise fotoğrafın yayınlanmasının Ceza Kanununa göre suç teşkil etmediğini, duruma Basın Konseyi'nin el koyması gerektiğini söylüyor:

"Ceza Kanununda yazan her hangi bir suçun unsurları burada yok. Ancak yayınlanan fotoğraf hoş bir fotoğraf değil. Bu duruma Basın Konseyi'nin el koyması gerekiyor. Her hareket Ceza Kanununa göre suç olmayabiliyor. Ancak ölenin yakınları "ölünün hatırasına ihanet edildi" diyerek şikayet edebilir. Gazetenin bu fotoğrafı ya flu yayınlaması ya da hiç yayınlamaması gerekirdi. Böyle bir fotoğrafa hoşgörüyle bakmak mümkün değil ama maalesef savcı olarak bizim yapabileceğimiz birşey yok." (Bianet)


'Etik' ne diyor?

Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nde "gazetecinin temel görev ve ilkeleri" arasında "Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz" maddesi yer alıyor. Ayrıca "Üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda gazetecinin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olmalı ve gizliliklere uyularak duygu sömürüsünden kaçınılması gerektiği" de belirtiliyor.

Basın Konseyi'nin Basın Meslek Kuralları'nın 13.maddesinde açıkça " şiddet ve zorbalığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılması gerektiği" belirtiliyor.

Medya Etik Platformu'nun etik ilkeler listesinde ise " Fotoğraf çekimleri rahatsızlık vermeyen ve şiddet kurbanlarının veya hayatta kalanların acılarını deşmeyen bir mesafeden yapılmalıdır. Trajediden etkilenenlerin özel yas ve acı anlarında duyarlı davranılmalıdır" ve "kişilere acı verebilecek bir fotoğrafı ya da videoyu kullanmanın ille de gerekli olup olmadığını, yanı sıra bunları hangi motivasyonla kullanmak istediğini sorgulamalıdır. Fotoğrafları ve görsel malzemeleri kullanmanın olası sonuçlarını gözden geçirmelidir" maddeleri yer alıyor.


Uğur Dündar: Gazetecilik açısından eleştirmek doğru olmaz

"Tabloid gazetelerde bu tür haber ve fotoğraflar her gün yer alır. Ancak okur bunu gazetenin bu kimliğini bilerek okur. Türkiye'de sorun şu ki ciddi gazeteler de tabloid gazetecilik yapıyor. Mesela Habertürk yarın bu fotoğrafın olduğu yerde çok önemli ve ciddi bir haber de verebilir. Sıkıntı burada. Yoksa dünyanın her yerinde bu tür haberler manşetler olur, oluyor. Ama bunu tabloid gazeteler yapıyor, ciddi gazeteler değil. Çocuklarım olduktan sonra bu tür haberlere bakamıyorum ve ekrana getirmiyorum. İntihar, vahşi cinayetleri ekrana getirmiyoruz. Ben bu fotoğrafı kullanmam."


Ayşenur Arslan: Medya cinayeti


"Habertürk gazetesi bir medya cinayeti işledi. Kadına şiddete son nokta demiş ve duyarlılık göstermek için sürmanşete taşımış. Ama o kadının çıplak bedeni birinci sayfaya girerek bir medya cinayetine örnek oldu."